Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, enflasyon raporu kapsamında 2025 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 25-29 aralığından yüzde 31-33 aralığına yükseltti. 2026 yılı için enflasyon tahmini ise yüzde 13-19 olarak belirlendi. Karahan, gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışın tahminleri yukarı yönlü etkilediğini vurguladı.
TCMB Başkanı Fatih Karahan, İstanbul Finans Merkezi (İFM) TCMB yerleşkesinde düzenlenen toplantıda yılın son enflasyon raporunu açıkladı. Karahan, fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda tüm para politikası araçlarının kararlılıkla kullanılmaya devam edileceğini söyleyerek, küresel ekonomideki gelişmeler, iç talep görünümü, enflasyon dinamikleri, hizmet sektöründeki fiyat hareketlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Fiyat istikrarının sağlanması amacıyla atılan adımların önemini vurgulayan Karahan, "Atacağımız adımlarla enflasyonun ara hedeflerle uyumlu şekilde seyretmesini sağlayacağız. Fiyat istikrarının sağlanması amacı doğrultusunda aldığımız mesafeyi önemsiyoruz. Önümüzdeki dönemde de tüm para politikası araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz" dedi.
Küresel ekonomide korumacılık eğilimlerinin arttığına dikkat çeken Karahan, buna rağmen yüksek belirsizliğin büyüme üzerindeki etkilerinin ilk beklentilere göre sınırlı kaldığını ifade etti.
"Küresel iktisadi faaliyet yıl başından bu yana görece dirençli bir seyir izledi. Ancak bu gelişmede üretim ve ticaretin öne çekilmesi gibi geçici unsurlar etkili oldu" diyen Karahan, 2026 yılı büyüme oranlarının da zayıf seyir gösterebileceğini belirtti.
Karahan, Türkiye’nin dış talebinin özellikle Orta Doğu ve Afrika ülkeleri kaynaklı olarak 2026’da sınırlı bir toparlanma göstereceğini öngördüklerini söyledi. Enerji ve enerji dışı emtia fiyatlarındaki ayrışmaya da değinen Karahan, "Zayıf talep koşulları ve ham petrol üretim artışları enerji fiyatlarını aşağı yönlü baskılıyor. Buna karşılık, değerli ve endüstriyel metallerde fiyat artışları sürüyor" dedi.
"Likidite yönetimi sayesinde para piyasası faizleri politika faizine yakın seviyelerde gerçekleşiyor"
Karahan, Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasının 23 Ağustos itibarıyla tamamen sonlandırıldığını hatırlatarak, TL mevduat payını artırmaya yönelik düzenlemelerin sürdüğünü kaydettti. Karahan, "Kredi büyüme sınırlarıyla dalgalanmaları sınırlıyor ve kredilerde Türk lirası ağırlığını koruyoruz. Aktif likidite yönetimi politikamızla parasal aktarım mekanizmasını güçlendiriyoruz" ifadesini kullandı.
Piyasadaki fazla likidite koşullarının repo alım ihaleleri ve ters swap işlemleriyle sterilize edildiğini belirten Karahan, "Likidite yönetimi sayesinde para piyasası faizleri politika faizine yakın seviyelerde gerçekleşiyor" bilgisini paylaştı.
"Kredi ve mevduat faizleri politika faiziyle uyumlu seyrediyor"
Karahan, finansal koşullara ilişkin yaptığı değerlendirmede, mevduat faizlerinin ve ticari kredi faizlerinin yüzde 48, tüketici kredisi faizlerinin ise yüzde 59 seviyesinde olduğunu açıkladı.
Haziran ayının ilk haftasına göre 31 Ekim itibarıyla tüketici kredisi faizleri, ticari kredi faizleri ve mevduat faizlerinde 11'er puanlık bir gerileme olduğunu belirten Karahan, "Mevduat faizinin seviyesi TL’ye geçişi ve tasarrufları desteklemeye devam ediyor. Toplam kredi büyümesi dezenflasyon süreciyle uyumlu şekilde hareket ediyor" dedi.
Toplam kredi büyümesinin yüzde 30’lu seviyelerden yüzde 27’ye, bireysel kredi kartı bakiyesi hariç bakıldığında ise yüzde 25’e gerilediğini açıklayan Karahan, yabancı para kredilerdeki aylık büyüme sınırının yüzde 0,5’e indirildiğini hatırlattı. Bu adımın, kredi kompozisyonunu Türk lirası lehine değiştirdiğini söyledi.
"Bireysel kredi büyümesi kredi kartı kaynaklı canlı kaldı"
Karahan, ikinci çeyrekte hızlanan bireysel kredi büyümesinin üçüncü çeyrekte kredi kartı kaynaklı olarak canlı kaldığını ancak eylül ayından itibaren yavaşlama görüldüğünü belirtti. Karahan, "Yılın ikinci çeyreğinde aylık ortalama yüzde 4,2 olan bireysel kredi büyümesi, üçüncü çeyrekte yüzde 3,5’e, ekimde ise yüzde 2,4’e geriledi" dedi.
Mevduat tarafında ise Türk lirası mevduatın payının yüzde 60 ile tarihsel ortalamaya yakın seyrettiğini, yatırım fonlarını dahil ettiğinde görünümün değişmediğini kaydetti.
"KKM bakiyesi 4 milyar doların altına geriledi"
Yabancı para mevduatlarında son dönemde artış olduğunu belirten Karahan, YP mevduat bakiyesinin 239 milyar dolara ulaştığını, bunun büyük ölçüde altın fiyatlarındaki yükseliş ve euro/dolar paritesindeki artıştan kaynaklandığını söyledi.
KKM hesaplarındaki çözülmeye de değinen Karahan, "2023 Ağustos’ta 140 milyar doların üzerine çıkan KKM bakiyesi, 4 milyar doların altına geriledi. KKM’nin kademeli olarak azaltılması ve TL mevduat payının artması, parasal aktarım mekanizmasını güçlendirdi ve Merkez Bankası bilançosundaki riskleri azalttı. Dövize dönüş oranının artmasında bu hesaplarda kalan mudilerin döviz eğilimlerinin daha yüksek olması etkili oldu. Bu yılın sonuna doğru KKM hesapları büyük oranda kapanmış olabilir" ifadesini kullandı.
Swap hariç net rezervler 52,6 milyar dolara çıktı
Karahan, sermaye akımlarının son aylarda ılımlı seyrini koruduğunu belirterek, rezervlerdeki güçlü artışa dikkat çekti. Karahan, rezervlere ilişkin şu bilgileri paylaştı.
"Brüt rezervler mart ayındaki 123,8 milyar dolardan 183,6 milyar dolara çıktı. Swap hariç net rezervler ise aynı dönemde 116 milyar dolar artarak 52,6 milyar dolara yükseldi. Önceki rapor dönemine kıyasla ülkemize yönelik risk algısında da bir iyileşme kaydedildi. Bu iyileşmenin de katkısıyla Eurobond faizlerinde gerileme yaşandı. Enflasyon tahminlerimizin detaylarına geçmeden önce tahminlerimize baz oluşturan temel varsayımlarımızı sizlerle paylaşmak istiyorum."
2025 enflasyon tahmini yüzde 31-33 aralığında
Karahan, enflasyon tahminlerinin ayrıntılarını da paylaştı. Buna göre, 2025 yıl sonu için enflasyon tahmini yüzde 31-33 aralığında, 2026 yılı için ise yüzde 13-19 aralığında belirlendi. Karahan, "2025, 2026 ve 2027 yıllarına ilişkin enflasyon ara hedeflerimiz sırasıyla yüzde 24, yüzde 16 ve yüzde 9 olarak korunmuştur. 2027’de yüzde 9’a geriledikten sonra enflasyonun orta vadede yüzde 5 seviyesinde istikrar kazanmasını öngörüyoruz" dedi.
2025 tahmin aralığının yukarı yönlü güncellenmesinde, gıda fiyatlarındaki artışın belirleyici olduğunu belirten Karahan, "Petrol fiyatları varsayımındaki düşüşe karşın, ithalat fiyatlarındaki artış tahminlerimizi yukarı çekti. Çıktı açığının beklentilerimizin üzerinde seyretmesi de tahminleri yukarı yönlü etkiledi. Ana eğilim ve beklentilerdeki gerilemenin öngörümüzden sınırlı olması da 2025 enflasyon tahminimizi artırdı" açıklamasında bulundu.
2026 yılına ilişkin, "2026 yılına ilişkin tahminimizi ise gıda ve ithalat fiyatları varsayımlarındaki güncellemeler yukarı yönlü etkiledi" diyen Karahan, tahminin para politikasındaki sıkı duruş ve iç talepteki yavaşlamayla dengelendiğini ifade etti.
"Faiz kararlarında ihtiyatlı ve toplantı bazlı yaklaşım sürecek"
Karahan, enflasyonun istikrarlı şekilde düşürülmesi için sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla süreceğini vurgulayarak, "Politika faizine ilişkin adımları, enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla almayı sürdüreceğiz. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin biçimde ayrışması durumunda para politikasını sıkılaştırmaya her zaman hazırız" ifadesini kullandı.
"Fiyat istikrarı, sürdürülebilir büyümenin ön koşuludur”
Fiyat istikrarının sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için temel koşul olduğunu vurgulayan Karahan, "Dezenflasyon sürecinde enflasyonu belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. Sıkı duruşumuzu fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceğiz" diyerek konuşmasını tamamladı.





