Beştaş, Meclis’te kurulan komisyonun “hukuki zemin” aşamasına geçmesi gerektiğini belirterek, kayyım atamaları, anadil, TMK ve infaz yasası gibi konularda somut öneriler geliştirilmesini istedi.
Beştaş, “Çünkü toplumda çok büyük bir beklenti ve öneri var. Aynı zamanda bizim adım atmamız lazım. Komisyon, bundan sonra ne önerecek? Bütün gözler bunun üzerinedir. Yasal zemin açısından bir çalışma yapıyoruz. Yasal açıdan bir çerçevemiz var. Bunu hukuk komisyonumuzla birlikte sürdürüyoruz. Ara dönem yasalarına ihtiyaç var. Silah bırakan insanlar nasıl gelecek? Siyasete nasıl katılacak? Özgürlüklerinin yol haritasının yasal zeminlerini komisyonun önermesi gerekiyor” diye konuştu.
‘ARA DÖNEM YASALARINA İHTİYAÇ VAR’
Komisyonun bazı konularda daha net ve sınırları belirlenmiş öneriler geliştirmesi gerektiğini savunan Meral Danış Beştaş, “Örneğin bu ara dönem kararları içerisinde mutlak suretle yerel yönetimlerin bundan sonra çalışmasına dair kanunların olması gerekiyor. Mesela kayyım hala iş başında ve yeni kayyımların atanmasının önünde yasal bir engel yok. Biz her ne kadar yasadışı diyorsak da kendileri bir kararname veya farklı bir şekilde kayyım atayabiliyor. Yine anadil meselesi çok hayati bir meseledir. Anadilin kamusal alanda kullanımı önündeki engellerin kaldırılması meselesi yine bizim çalıştığımız temel meselelerdendir. Terörle Mücadele Kanunu (TMK) gibi bir ucube yasa var. Ne söylerseniz söyleyin ‘terör’ içinde bağlantılandırılıyor. Komisyonun buna ilişkinde bir değerlendirme yapması gerekiyor. Yine infaz kanunu da değerlendirilmesi gereken konulardan biridir. Artık bizim kesinlikle belirli somut adımları kamuoyuna sunmamız gerekiyor. Komisyonun bu adımları atması gerekiyor. Aksi halde Türkiye tarihinde ilk defa bu nitelikte kurulan bu komisyonun bitmesi kesinlikle kabul edilebilir bir şey olmayacaktır. Şimdiye kadar ‘olumsuz’ diyebilecek bir adım yok ama daha fazla adım atılabilirdi” ifadelerini kullandı.
‘İMRALI’YA GİTMEK İÇİN NE BEKLENİYOR?’
Beştaş, “Komisyon hala İmralı’ya gitmedi. Bu ciddi bir mesele. Komisyon üyeleri olarak yaptığımız açıklamalarda da bunu ifade ettik. Komisyon neyi bekliyor? Herkesi dinliyoruz. Korucular adına konuşmadan tutalım hukuk örgütlerine, akademisyenlerden tutalım birçok kesimi dinledik ama bizi bu aşamaya getiren Sayın Öcalan’la hala görüşülmedi. PKK’nin fesih talebini söyleyen ve örgütünde kendini fes ettiği bir ortamda neyi bekliyoruz? Hele hele 11 Temmuz’da silah yakma töreninden sonra komisyonun İmralı’ya gitmemesini, bu konuda hala zamana yaymasının hiçbir inandırıcı yanı yoktur. Herkesi dinlerken Abdullah Öcalan’ı dinlemememiz söz konusu olamaz. Bunu kabul edemeyiz ve kabul de etmiyoruz. Görüşümüz bir an önce yani 1 Ekim’den önce bu komisyonun İmralı’ya gitmesi gerektiğidir. 1 Ekim’de Meclis açılmadan Sayın Öcalan’ın bu konudaki görüş ve önerilerini dinlememiz gerekiyor” dedi.
“Eğer komisyon İmralı’ya gitmeyecekse Sayın Öcalan gelsin” diyen Meral Danış Beştaş, “Herkesin geldiği gibi kendisi de komisyonun önünde beyanlarını açıklayabilir. Görüşlerini paylaşabilir. Neticede biz çatışma çözümlerini ilk kez dinlemiyoruz. İlk kez okumuyoruz. Yüzlerce yıllık bir sorunun çözümünde bu kadar radikal adım atan ve kararlı bir siyasi aktörü ‘görmezden gelmek’ ya da bu talepleri zamana yaymak kesinlikle bu sorunların çözümüne hizmet etmiyor” diye konuştu.
‘KÜRT HALKININ HASSASİYETİ NE OLACAK?’
Komisyonun Abdullah Öcalan ile görüşmesi noktasında ileri sürülen “hassasiyetler” gerekçesinin kabul edilemez olduğunu dile getiren Meral Danış Beştaş, “Bu konuda hassasiyetler var, gerekçesini kesinlikle isabetli bulmuyoruz. Çünkü hassasiyetler derken Türkiye’de şöyle bir kanı var; Türkiye’nin batısının hassasiyetleri ifade ediliyor. Türk halkının hassasiyetleri ifade ediliyor. Peki, Kürt halkının hassasiyetleri ne olacak? Bu konuda talep eden milyonların görüşleri ne olacak? Bu konuda büyük bedeller ödeyen halkın özlem ve mücadelesini nereye koyacağız? Komisyon bütün bunları değerlendirmek zorundadır” diye konuştu.
‘ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜLSÜN’
Komisyona ve kamuoyuna çağrıda bulunan Meral Danış Beştaş, “Bir komisyon üyesi olarak söylüyorum; bunun artık bir mazereti olamaz. Sayın Abdullah Öcalan gibi bir siyasi aktörü, bu sürecin baş aktörü ve sürece ruh veren, bu sürecin yürümesini sağlayan aktörü bir an önce dinleyelim” çağrısında bulundu. (MA)