DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, “Kent Uzlaşısı” davasının ikinci duruşmasının ardından İstanbul Adliyesi önünde açıklamalarda bulundu.
Tiryaki, mahkeme kararına tepki göstererek, “Bir yandan çözüm diyerek, bir yandan ‘Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollarla çözeceğiz’ diyerek komisyon kurup, diğer yandan Kürtleri zindanlara atamazsınız. Barışı toplumsallaştıramazsınız, sokaktaki insanı bu sürece ikna edemezsiniz.” İfadelerini kullandı.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, “Kent Uzlaşısı” davasının ikinci duruşmasında: 9 sanığın tutukluluk hâllerinin devamına Beyoğlu Belediyesi Başkan Danışmanı İkbal Polat’ın tahliyesine karar verdi.
Dava, 27 Kasım tarihine ertelendi.
Dava sonrasında DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde açıklama yaptı. Birçok partinin yaptığı ittifaklara dikkat çeken Tiryaki, şunları söyledi:
“Siyasi iktidar, desteklediğimiz adayların meclis üyesi olmasına da tahammül edemedi. Kent Uzlaşısı operasyonu adı altında İstanbul’un bazı ilçelerinde seçilmiş belediye meclise üyeleri ve danışmanlar gözaltına alındı. Haksız, hukuksuz bir şekilde gözaltına alınmaları yetmezmiş gibi arkadaşlarımızın tamamı tutuklandı. Tam 7 aydır arkadaşlarımız tutuklu. Bugün ikinci celsesi görüldü ve büyük bir umutla biz bu duruşmaya geldik. Emin olun, o duruşmayı izleyen herkes bugün o mahkemenin bir tahliye kararı vermesini bekliyordu. Hatta bir adım ötesini, derhal beraat kararı vermesini bekliyordu ama maalesef mahkeme haksız ve hukuksuz biçimde tutukluluğun devamı yönünde karar verdi. Biz bu kararın siyasi olarak ne anlama geldiğini biliyoruz çünkü bu kararın hukuksal olarak hiçbir değeri yok. Tutuklu olan arkadaşlarımızın hiçbirisine yöneltilmiş tek bir tane suçlama yok. 30-40 yıldır aynı mahallede, aynı evde oturan insanlara ‘kaçma şüphesi var’ denilerek tutuklama kararı verilemez. Komşusuna gönderdiği 300 TL, pikniğe gittiği arkadaşına 300 TL gönderdi diye meclis üyeleri hakkında tutuklama kararı verilemez ama bugün mahkeme, hiçbir gerekçe olmadığı için uyduruk gerekçelerle, ‘kaçma şüphesi var’ diyerek, ‘deliller toplanmamıştır’ diyerek tekrar tutukluluğun devamı yönünde karar verdi.
“HERKES BİLİYOR Kİ BU KARAR SİYASİDİR”
Bu karar elbette bir mahkeme kararı. Buna bir şey demiyoruz ama bu sadece şeklen bir mahkeme kararıdır. Herkes biliyor ki bu karar siyasidir. Bu kararın arkasında siyasi iktidarın desteği vardır. Siyasi iktidara buradan sesleniyoruz. Bir yandan çözüm diyerek, bir yandan ‘Kürt sorununu demokratik yollarla, barışçıl yollarla çözeceğiz’ diyerek, komisyon kurarak diğer yandan Kürtleri zindanlara atamazsınız. Barışı toplumsallaştıramazsınız. Sokaktaki insanı bu sürece ikna edemezsiniz. Bugün tutuklu olan arkadaşlarımızın ailelerinin hiçbirisi akşam gittiğinde bu barış sürecine, çözüm sürecine, demokratik toplum sürecine inanmayacaktır. Sokaktaki insan komisyona inanmayacaktır. Bir kez daha sesleniyoruz siyasi iktidara. Bu tutuklamalara, haksız yargılamalara son verin. Eğer barışı toplumsallaştırmak istiyorsanız, eğer bu ülkenin en kuzeyinden en güneyine, en doğusundan en batısına bir umut yaratmak istiyorsanız arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın. Arkadaşlarımızın tutukluluğu sadece barış karşıtlarına umut verecektir. Sadece çözüme inanmayanlara umut verecektir. Barışa inananlara, çözüme inananlara şüphe doğuracaktır. Bu mahkeme kararının başka hiçbir anlamı yoktur. Bir an önce arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Bu kararı kınıyoruz ve bu kararı hukuksuz olarak görüyoruz.”