Ahmet ÜNSAL/ Manisa
Manisa Barosu Başkanı Sevgi Başak Yeşil, Manisa basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme ve Yapay Zekâ'ya yönelik çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Başkan Yeşil, “Manisa Barosu bu sene 100. yılını kutluyor. 100. yılıyla birlikte tarihteki ilk kadın baro başkanı olarak yönetim kuruluyla görev yapıyoruz. Bu hem benim için hem de Manisa Barosu adına çok önemli bir gururdur. Manisa’da özellikle son dönemde kadın başkanların görünür olması çok önemlidir” dedi.
Yeşil, “Manisa Barosu’na kayıtlı 1800 aktif avukatımız var. Manisa toplumsal hayatı bir kent. Avukat sayısı hiçbir zaman fazla değil. Türkiye’de eksik olan hukuk sistemiyle avukatla temsil edilme zorunluluğu çok azdır. Türkiye’nin ana problemi nasıl ameliyat doktorsuz, eğitim öğretmensiz olmazsa yargılama faaliyeti de avukatsız olmaz” diye konuştu.
Yeşil, kadın başkan Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın sağlık durumuna dair son bilgileri de kamuoyuyla paylaştı.
BAŞKAN DURBAY’IN SAĞLIĞINA AYRI PARANTEZ AÇTI
Başkan Yeşil, bir süredir tedavisi devam eden Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın sağlık sürecine ilişkin doktorlardan alınan bilgilerin umut verici olduğunu belirtti. Yeşil, tedavi sürecinin kontrollü biçimde sürdüğünü ve Durbay’ın durumunun iyiye gittiğini ifade etti. Yeşil, “Gülşah başkan güçlüdür, mücadelecidir. Bunu atlatacaktır” dedi.
Yeşil, Manisa Barosu olarak Manisa’daki ve ülkemizdeki davaları yakından takip ettiklerini söyledi. Yeşil, “Manisa ve ülkemizin gündemi yoğun. Göreve geldiğimiz günden beri toplumsal davalarda, kentimizle ilgili davalarda ve hukuki süreçleri yakinen takip ediyoruz. Bunun en güzel örneklerinden bir tanesini geçtiğimiz hafta idare mahkemesinden aldığımız kararla yaşadık. 19 Mart sürecinde bazı illerde (İstanbul, Ankara, İzmir, Manisa’dır bu iller) Valilikler tarafından sokağa çıkma yasakları vardı. Manisa’da da 21-25 Mart tarihleri için. Anayasa haklarına aykırılık olduğu gerekçesiyle İdari Mahkemesine iptal davası açtık. Bu dava lehimize sonuçlandı. Biliyorsunuz ülkemizde her soruşturma zamanında başlamaz. Alınan karar baromuz açısından sevindirici bir karar. Baroların toplumsal mücadeledeki rollerinin ne kadar önemli olduğunu vurguluyoruz” dedi.
Ülkemizin gündeminde infial yaratan davaların olduğunu vurgulayan Başkan Yeşil, “Diyarbakır’daki Narin kızımın davası, İstanbul’daki yeni doğan çetesi dosyası gibi. Sayamayacağımız kadar çok sayıda kadın cinayetleri dosyası var. Manisa özelinde ve ülkemiz özelinde kadın cinayetleriyle ilgili çok sayıda davalar var, onları takip ediyoruz. Manisa Barosu olarak bu davalarda sözümüzü söylemeye çalışıyoruz. Halkın bir gözü barolarda. Baroların ne söyleyeceğini merak ediyor. Bizler de bu görevimizi layıkıyla yerine getirmeye çalışıyoruz” dedi.
“TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ YAPAY ZEKÂ’NIN YANLIŞLARINI ÖNLEYECEK PROGRAMLAR HAZIRLIYOR”
Yeşil, avukatlık mesleğinin insanlık tarihi boyunca birçok zorluğu aşarak bugünlere geldiğini ve yapay zekânın mesleğin temelini tehdit eden bir unsur olmadığını söyledi. Yeşil, yapay zekânın avukatlık mesleğine entegre edilmesi konusunda hem Türkiye Barolar Birliği’nin hem de özel firmaların çeşitli çalışmalar yürüttüğünü ifade etti. Ancak mevcut sistemlerde ciddi sorunlar yaşandığını belirterek, “Bazen yapay zekâ bir dilekçe yazıyor ama içine olmayan Yargıtay kararlarını koyabiliyor. Aslında öyle bir karar yok, program tamamen uyduruyor.” dedi. Bu hataların önüne geçmek için yalnızca avukatlar tarafından kullanılabilecek, doğruluğu teyit edilen yapay zekâ tabanlı yeni sistemlerin geliştirildiğini aktardı. Yeşil, hiçbir teknoloji veya otomasyonun avukatın, savunmanın ve hukuki danışmanlığın yerine geçemeyeceğini belirterek, “Avukatın olmadığı bir yargılama faaliyeti hakkın, hukukun ve adaletin doğru şekilde işlediği anlamına gelmez. Bu mümkün değildir.” değerlendirmesinde bulundu. Mesleğin güçlenmesi için daha nitelikli hukuk eğitimi ve daha yetkin hukukçular yetiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Yeşil, hukuk fakültelerinin, baroların ve Adalet Akademisi’nin bu süreçte kritik rol üstlendiğini söyledi. Yeşil, hukukun hiçbir zaman araçsallaştırılmaması gerektiğini belirterek, insan hakları ve evrensel hukuk ilkelerinin tüm süreçlerde esas alınmasının zorunlu olduğunu ifade etti.