CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Irak ve Suriye tezkeresi ile ilgili kararını açıklayan Kılıçdaroğlu, "Hayır diyeceğim" dedi. 

Kılıçdaroğlu şunları söyledi: 

"Önümüze bir tezkere getiriyorlar. Elbette ki terörle mücadele konusunda tezkereye destek veririz ama anlamadığım bir konu var. Yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’ye davet edilmesi ne demek? Bahçeli’ye bir sorum var, MHP’nin genel başkanı olarak.

Yabancı asker postallarının Türkiye topraklarını çiğnemesine evet diyor musun, demiyor musun? Milliyetçiyim diyorsun, bu kardeşiniz de milliyetçi; asla ve asla yabancı bir askerin Türkiye’ye gelmesini istemiyoruz.

Terörle mücadeleyi TSK verdi, bir tane yabancı asker gelmedi. Kim bu yabancı askerler? Helikopterimiz düşürülür yabancılardan duyarız. SİHA’mız düşürülür onu da yabancılardan duyarız. Milliyetçiyim diyorsan sen de hayır diyeceksin.

Suriye’de Rusya askerlerimiz vuruldu değil mi? Erdoğan soluğu nerede aldın? Putin’in kapısında. Hem 33 askerimiz şehit olmuş, bir de kapıda bekletiyorlar seni tüm dünya izlesin diye.

Ya siz milliyetçiliğin m’sini dahi bilmezsiniz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin milliyetçiliğini sen sorgulayamazsın. Siz milliyetçi falan değilsiniz.

Bu meclis, el kaldırıp indiren bir meclis demiştim. Milletvekili yasa teklifini sorgulamalı. Gazi ne demek vatanı için mücadele ederken yaralanan kişiye denir.

Bu meclisin kurulurken, milli kurtuluş savaşı yürütülüyordu ve meclise gazilik unvanı verilmiştir. Bu meclis, o meclis midir? Eğer, yabancı askerler Türkiye’ye gelsin diyorlarsa o zaman bu meclise ne diyeceksiniz?"

10 EKİM GAR KATLİAMI MESAJI

"Bizim tarihimizde, özellikle Cumhuriyet tarihimizde terörden acı çektiğimiz olaylar vardır. Kimden gelirse gelsin terör, bir insanlık suçudur ve teröre karşı durmak herkesin görevidir. Bugün 10 Ekim Gar Katliamı’nın 8. yılı. Hem bu olayın takipçisi olmak bizim görevimizdir."

GEZİ DAVASI KARARLARI

Geçtiğimiz günlerde Gezi Davası kapsamında tutuklu bulunan isimleri ziyaret eden Kılıçdaroğlu, Yargıtay'ın verdiği onama kararına bir kez daha tepki gösterdi.

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Geçen hafta Can Atalay'ı, Osman Kavala'yı ve Tayfun Kahraman'ı Silivri’de ziyaret ettim. Ayrıca Çiğdem Mater ve Mine Özerden'i de Bakırköy cezaevinde ziyaret ettim. Devleti devlet yapan temel kurumları vardır: Yasama, yargı ve yürütme. Çağdaş demokrasilerde bu üçlüye dördüncü bir ayak eklenmiştir: Medya.

Medya aynı zamanda denetleme görevini üstlenir. Medya bu işlevini kaybettiği zaman, yasama, yargı ve yürütmeyi denetleyen bir organ kalmamıştır. Az evvel isimlerini saydığım insanlar haksız yere içerde tutuluyor."

DERİNLEŞEN GEÇİM KAYGISI 

"Toplumun canını yakan bir sorun var ekonomi… Alış veriş yaptığınızda canınızın yandığını görürsünüz. Öyle bir noktaya geldik ki artık ekonomi dikiş tutmuyor. En büyük paramız 200 lira ile ancak 20 tane simit alabiliyorsunuz.

Türkiye borç para bulundu diye sevinen bir ülke oldu. Dünyada gıda fiyatları düştü. Türkiye’de alışveriş yaptığınızda canınız yanıyor.

Emekliler için bir şey söylemeyeceğim. Emekliler için söylediğimi hiçbir siyasi parti lideri söylemiştir. Bayramlarda birer maaş alsınlar diye verdiğim mücadele bir noktaya geldi. Emekliler geçinemiyorlar.

Emekliye sonunda dediler ki 5 bin lira ikramiye vereceğiz. Ama çalışan emekliye vermeyeceğiz. İlk defa ayrımcılık yaptılar. Şu soruyu sormuyorlar. Emekli hangi gerekçeyle çalışıyor. Yeteri kadar aylık vermiyorsun.

Bu adam perişan vaziyette. Çalışanı cezalandıran bir modeli inşa ettiler şimdi. Bu da cumhuriyet tarihinde bir ilk. 5 bin lirayı da çok büyük bira para olarak da kimse görmesin. 5 bin lirada büyük para değil 500 tane simit alıyorsunuz."