Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, hükümetin memur ve memur emeklilerine sunduğu zam teklifini "sefalet dayatması" olarak nitelendirdi. Koçak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde yaptığı açıklamada, 4 milyon kamu emekçisi ve 2,5 milyon emekli ile ailelerinin yoksulluk ve güvencesizliğe mahkum edildiğini söyledi. Hükümetin teklifinin, 2026 yılı için kümülatif yüzde 16, 2027 yılı için ise yüzde 8 artış içerdiğini belirterek, bu durumun 25 milyon kişiyi etkilediğini vurguladı.

Yandaş sendikalara eleştiri

Ayfer Koçak, yandaş sendikaların yüksek zam taleplerinin sonuçsuz kaldığını, daha önceki toplu sözleşmelerde olduğu gibi yine düşük zam oranlarına imza atılacağını öngördü. Önceki dönemlerde yaşananları hatırlatan Koçak, "uzlaşmacı sendikacılığı" benimseyenlerin, iktidarın tekliflerinin çok az üstünde zam oranlarına razı olduğunu ve bu durumu "tarihi başarı" olarak pazarlamaya çalıştıklarını ancak TÜİK'in dahi gerçekleri ortaya koyduğunu belirtti.

Mücadele çağrısı ve temel sorunlar

Koçak, hükümetin teklifinin kamu emekçileri ve emeklilerle "dalga geçmek" anlamına geldiğini ifade etti. Bu teklife değer yüklemenin ve "bir, iki puan ilave edilirse çözülür" yaklaşımının yanlış olduğunu savundu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın "uzlaşma" umutlarına da yanıt veren Koçak, "7 dönemdir yaptıkları uzlaşmanın sonuçları ortada iken yeni bir uzlaşmanın daha fazla sefalet ve yoksulluk getireceği çok açıktır. Bu teklifle uzlaşma değil, ancak ve ancak mücadele edilir" dedi.

Koçak, masadaki diğer konfederasyonlara da çağrıda bulunarak, insanca yaşamaya yetecek ücret, güvenceli istihdam, seyyanen ödeneğin taban aylığa ve emekli maaşlarına yansıtılması, vergi adaletsizliğinin giderilmesi, mülakatın kaldırılması gibi temel sorunları çözmeyen hiçbir teklifin kabul edilmemesi gerektiğini söyledi. Aksi halde, bu kayıpların altına imza atanların "tarihe geçeceği" uyarısında bulundu.

KESK Eş Genel Başkanı aynı zamanda grev çağrısında bulunarak "Bu sürecin karşısında ancak üretimden gelen gücümüzü kullanarak direnebiliriz. Genel grev, genel direniş zamanı gelmiş, geçirmeyelim" ifadelerini kullandı.