Temel Karamollaoğlu, bugün partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu, özelikle ekonomiye ağırlık verdiği konuşmasında katledilen doktor Ekrem Karakaya'ya da değindi. "Son zamanlarda sağlık personeline karşı ve özellikle doktorlara karşı bu akıl almaz saldırıları lanetliyorum. Cumhurbaşkanı, ‘Giderlerse gitsinler’ demişti. Cumhurbaşkanı, bizde doktor açığı varken bu ifadeyi kullanmıştı. Bütün dünya aslında doktor talebiyle karşı karşıya ve bizim doktorlarımız da maalesef gittiler. Kimisi yurt dışına gitti, kimisi devlet hastanelerinden özel hastanelere, kimisi trafikte, kazada kurban gitti, kimisi de bu yaşanılan hadisede olduğu gibi bir kurşunla mezara gitti. Hakikaten anlamakta zorluk çekiyorum" dedi ve Cumhurbaşkanı’nın bütün doktorlardan ve milletten özür dilemesi gerektiğini söyledi.

Karamollaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Geldiğimiz nokta içler acısı, üzülmemek mümkün değil. Üzülmenin ötesinde, bu açık bundan sonra nasıl kapatılacak, daha da mı büyüyecek, onu da bilmiyoruz. Tıp fakültesinde okuyan öğrencilerin büyük bir kısmı yabancı dil kursuna gidiyor, üniversitesini bitirdiği zaman ‘acaba yurt dışında bir iş bulabilir miyim’ diye. Aslında dünyanın her tarafında bu açık olduğu için, bizim doktorlarımızın, tıp fakültelerimizin kalitesini dünyada biliyoruz, bizim doktorlarımıza yüksek kalitede eğitim veriliyor, bundan dolayı da dışarıda tercih ediliyor. Doktorlarımızı kaybedersek maalesef nitelikli olmayan, kifayetsiz diğer ülkelerden gelen doktorlara mahkum oluruz diye endişe ediyorum."

“TÜRKİYE’NİN 13. CUMHURBAŞKANINI ALLAH NASİP EDERSE BİZLER BELİRLEYECEĞİZ”

Geçtiğimiz hafta sonu İYİ Parti lideri Akşener’in ev sahipliğinde Millet İttifakı’nın genel başkanlarıyla yaptıklarını toplantıyı hatırlatan Karamollaoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: "Ekonomi, dış politika, güncel meseleler ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem hazırlıklarımızı hep birlikte gözden geçirdik. Atılacak adımlarla ilgili görüşlerimizi birbirimize aktarma imkanını bulduk. Bizler ve komisyonlarda bulunan partilerimizin görevlendirdiği değerli arkadaşlarımız, büyük bir samimiyet ve gayretle çalışmalarımızı sürdürmekteyiz ve sürdürmekte de kararlıyız. Sağduyu ve istişareye verdiğimiz önem sebebiyle Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanını, Allah nasip ederse bizler belirleyeceğiz. Milletimiz müsterih olsun, bizler sorumluluklarımızın farkındayız. Ortak sorunlarımızın çözümü adına sorumluluk bilinciyle hareket ediyoruz ve etmeye de kendimizi mecbur hissediyoruz. Bu sorumlulukla, bu duygularla ülkemizin problemlerini ve insanımızın sıkıntılarını çok kısa zamanda gidereceğimize canı gönülden inanıyoruz ve bunu birlikte başaracağımızı düşünüyoruz."

“İKTİDAR ÇOKLU ORGAN YETMEZLİĞİYLE KARŞI KARŞIYA"

Türkiye'de bütün organlarıyla yönetme idaresini, iradesini ve yetkisini kaybetmiş bir iktidar olduğunu dile getiren Karamollaoğlu. "En tepesindeki cumhurbaşkanından bakanlarına, istatistik kurumunu yöneten, bütün kademelerde görev almış kişilerle maalesef kendi becerilerini ortaya koyamayan, koyduğu zaman da netice alamayan bir kadroyla karşı karşıyayız. Bu iktidar, deyim yerindeyse çoklu organ yetmezliğiyle karşı karşıya, siyasi ömrü de tam da bu sebeple son bulmak mecburiyetinde. Daha önce, ‘Türk lirası tarihin en düşük seviyesinde, bundan sonra düşmez’ diyen Maliye Bakanı’yla yarışmak istiyor olacak ki bu seferde Çalışma Bakanı, ‘Açlık sınırı 6 bin TL değil, 3 bin 600 TL ile 4 bin TL arasında’ diyor. Herkes kendine göre bir rakam ortaya atıyor, bir kafa karışıklığı meydana getirerek attıkları adımların isabetli olduğuna milleti inandırmaya çalışıyorlar. ‘Enflasyonun bu kadar yüksek olacağını tahmin etmiyorduk’ diye de bazı iktidar mensupları, sıkıntının farkında olduklarını ifade ediyorlar ve itiraf ediyorlar" dedi.

“İKTİDAR, YÜRÜTTÜĞÜ AKIL DIŞI POLİTİKALARLA ÜLKEMİZİ HİPERENFLASYONA SÜRÜKLÜYOR”

Karamollaoğlu, "İktidar hem yürüttüğü akıl dışı politikalarla ülkemizi hiperenflasyona sürüklüyor hem de enflasyonu düşük göstererek göz göre göre enflasyona bağlı olarak yapılan zamları hesaplıyor. Çalışanların maalesef bu surette hakkını yiyor. Toplu sözleşmelerde hüküm altına alınan enflasyon farkı, gerçekleşen enflasyonun ardından verildiği için memurlar zaten reel kayıp yaşarken bir de üstüne makyajlı rakamlarla fatura çıkıyor. Ne yazık ki memurlar başta olmak üzere çalışan kesimler, Erdoğan’ı üzmemek için hassas terazi gibi çalışan TÜİK’in ortaya koyduğu rakamlar yüzünden enflasyona karşı eziliyor. Toplu sözleşme gereği memurların alması gereken enflasyon farkı yüzde 47 olması gerekirken yüzde 42 oranında zam yapılıyor. Memurların hakkı bir değil, iki değil, üç ayrı şekilde gasp ediliyor." diye konuştu.

“ORTADA ASLINDA BİR ZAM YOK, BİR AYARLAMA VAR, O DA YETERSİZ”

İktidarın asgari ücret zammıyla birlikte yüzde 42’lik memur zammını bir lütuf olarak sunduğunu aktaran Karamollaoğlu, "Memura yüzde 42, işçilere yüzde 30 zam yaptık’ diye övünmekten de geri durmuyorlar. Bugünkü şartlar dile getirildiğinde bu rakamları özür dileyerek zikretmesi gereken iktidar mensuplarının bir de buradan kendilerine pay çıkartmaya kalkması, ister istemez toplumda bir tepkinin doğmasına vesile oluyor. Ortada aslında bir zam yok, bir ayarlama var, o da yetersiz. Sadece iktidarın hesaplattığı enflasyona göre ayarlanmaya çalışılan bir ücret politikası var" dedi.

Karamollaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İster kabul etsin ister etmesin, ekonomi üzerinde artık iktidarın hiçbir etkisi kalmadı. Enflasyon canavarı, ipini kopartmış çarşı pazarda tezgahları devirerek ilerliyor. Yıllık enflasyon, makyajlı haliyle şu anda yüzde 78,62 olarak telaffuz ediliyor. Bu enflasyon oranı bile son 24 yılın en yükseği. Adalet ve Kalkınma Partisi, ekonomik başarısızlık açısından kendi dönemini de aşarak geçmişe yolculuğa çıktı. Bu kadar kötü bir ekonomik performansı, tüm iktidar gücünü tek başına kullandığı bir dönemde gerçekleştirdi. Bu beceriksizliğe herhangi bir gerekçe ve mazeret bulması mümkün değil. 19 yılı geçti, bu iktidar, tek başına ülkeyi yönetiyor."

"CUMHURBAŞKANI, ÜLKEMİZİ DAHA FAZLA YORMADAN ERKEN SEÇİM KARARI ALMALI”

Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'yi daha fazla yormadan erken seçim kararı almasını istedi ve "Buyurun, milletin hakemliğine bir an evvel gidelim. Biz, iş başına geldiğimizde, bütün milletimiz emin olsun ki bütün kararları istişare sonucu alacağız. Mutlaka iş ehline verilecek. Enflasyon nasıl kontrol altına alınır, insanımızın alım gücü nasıl yükselirmiş, ranta ve israfa ayrılan kaynaklar nasıl üretime ve istihdama aktarılırmış; döviz kuru, işsizlik, borç rakamları, bütçe açığı nasıl hızlıca kapatılırmış göreceğiz, görecekler. İş bilenin, kılıç kuşananındır. Ülkemizin problemlerini çözecek kadrolar ve politikalarla biz, buna talibiz. Altı partinin, ülke sorunlarının çözümlerinde elbette farklı kanaatleri var. Ancak biz, ısrarla ‘bizim dediğimiz olsun’ mantığıyla değil, ‘Gelin, birlikte asgari müştereklerde nasıl ittifak ettiğimizi hem milletimize gösterelim hem de problemleri çözelim’ diyoruz.” diye konuştu.