Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk'e konuşan Alan, şu ifadeleri kullandı:

"Aslında yerel yönetimler, merkezi idarenin yöneticileri de bizi duymadı. Bu bölgeye ilişkin, özellikle 2020 Elâzığ depreminden sonra biz oda olarak farklı üniversitelerden akademisyenlerin katılımıyla bir deprem danışma kurulu oluşturduk. Bir meslek örgütü olarak kamusal sorumluluğumuz gereği fay hatlarındaki kentlere ilişkin bir dizi rapor hazırladık.

24 kentimiz, 100'ü aşkın ilçemiz 500'e yakın mahalle veya köyle yerleşim birimimiz doğrudan fay hattı üzerine oturuyor. 18 kentimize ilişkin raporlarımızı da yazdık. Burada da en acil olanlardan başladık. Doğu Anadolu fayı üzerinde Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş, Bingöl'ün ayrıntılı raporlarını hazırladık. Bunları da Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere AFAD Başkanlığı, Çevre ve İçişleri bakanlıklarına, vali ve büyükşehir belediye başkanlarına, hiçbir siyasi parti ayrımı yapmadan tüm milletvekillerine gönderdik.

Bu raporlarımızda yaşanabilecek olası depremlere de dikkat çektik. Kahramanmaraş'ta 7.4 büyüklüğüne kadar deprem olabilir uyarısı yaptık. Ama kentin yöneticileri de, merkezi idarede maalesef bunlara yeteri kadar değer vermedi." 

Sorumluların yargı önünde hesap vermesi gerektiğini belirten Hüseyin Alan, "Hatay'da henüz inşa halinde devam eden binalar yıkıldı. Sistemde bir hata var ve bu sistem mutlaka sorgulanması lazım. Kim burada hatalı? Bir kişi değil, çok sayıda birim bundan sorumlu olduğunu düşünüyoruz. Bunu ortaya çıkaracak olan da yargı sistemidir. Burada, Cumhuriyet Başsavcılıklarına, başsavcılara önemli görev ve sorumluluklar düşüyor. Yani bizim yaşamını yitiren insanlara karşı bir vefa, insanlık borcumuzun olması lazım" dedi.