İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde DİSK/Genel-İş Sendikası'na üye çalışanlar, geciken maaşların ödenmesi ve “havuz sistemi”ne son verilerek bu kapsamda işten uzaklaştırılan 350 işçinin iade edilmesi talebiyle başlattıkları eylemlerini sürdürüyor. Belediye emekçileri, bugün İZBB ile bir görüşme yapacak.

İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki DİSK/Genel-İş üyesi çalışanlar, maaşların zamanında ödenmemesi ve “havuza çekilen” 350 işçinin işlerine iade edilmemesi nedeniyle başladıkları eylemlerini sürdürüyor. Eylemlerinin beşinci gününde belediye emekçileri, İZBB hizmet binasının bulunduğu Kültürpark’ın 9 Eylül Kapısı önünde toplanarak basın açıklamasında bulundu.

Hafta başında başladıkları eylemlerini beş gündür sürdürdüklerini belirten DİSK Genel-İş İzmir 9 No'lu Şube Başkanı Sedat Kenar, taleplerini dile getirerek şunları kaydetti:

“Sosyal haklarımıza ilişkin ödemelerde uzun süredir yaşanan gecikmelerin bir an önce sonlandırılmasını, kabul edilebilir bir ödeme takvimi oluşturulmasını ve bu ödemelerin kısa vadede hesaplarımıza yatırılmasını talep ediyoruz. Ayrıca, en can alıcı nokta olan ve ‘havuz sistemi’ olarak adlandırılan bu uygulama kapsamında 358 arkadaşımızın ekmeğinden, aşından ve iş güvencesinden yoksun bırakılmasına neden olan sistemin bir an önce sonlandırılmasını talep ediyoruz. Dört gündür bu haklı taleplerimizi haykırırken, sadece emeğimizin ve alın terimizin üzerinden, burada aldığımız kararlar doğrultusunda eylemlerimizi sürdürürken, ne hikmetse son iki gündür haddini aşan söylem ve iddialarla karşı karşıya kalıyoruz. Buradan bir kez daha ifade ediyoruz: Bizim sadece ve sadece tek bir derdimiz var; aşımız, ekmeğimiz ve onurumuz. Alın terimizin, emeğimizin onuru. Bu alın terine ve emeğin onuruna gereken saygı gösterilene kadar, taleplerimiz karşılanana kadar bu mücadeleyi durmaksızın sürdüreceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Son iki gündür buradaki direnişi ve mücadeleyi saptırmaya yönelik söylem ve asılsız iddialarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu söylemlerin ya da tarafımıza yöneltilen iddiaların ne çözüme bir faydası var ne de doğru buluyoruz, tasvip ediyoruz. Bizler tekrar tekrar ifade ediyoruz: Bu havuz sistemi kim tarafından oluşturulduysa, burada bulunan arkadaşlarımızın bir an önce ekmeklerine ve işlerine geri dönmesini talep ediyoruz. Devamında da ücretlerimizle ilgili bir ödeme takvimi bekliyoruz. Yaşadığımız bu mağduriyetleri gidermek adına meslek odalarımızdan, emek ve demokrasi güçleri bileşenlerimizden; müzakere masasının kurulması ve iletişimin kuvvetlendirilmesi için destek ziyaretlerinde bulunmamız dahi farklı yerlere, taraflara çekilir bir hâle geldi. Bir sorun varsa çözümü sizde de bizde. Ama yan yana gelmezsek bu çözümü üretemeyiz.”

"Çevremizdeki vatandaşlardan ciddi anlamda tepkili sözler aldık"

DİSK Genel-İş İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Engin Topal da İZBB Başkanı Cemil Tugay'ın açıklamalarına değinerek, “Dün Belediye Başkanımızın yaptığı açıklamaları hep birlikte dinliyoruz, izliyoruz. Hep birlikte kamuoyunun vicdanını ve sesini dinleyeceğiz. Başkanımızın söylemlerinde dikkatimi çeken birkaç husus oldu. Mesela, ‘Falanca partilileri alın, onlarla beraber yürüyün’ ya da ‘asgari ücretliyle, emekliyle yürüyün’ diyor. Buradan Sayın Başkanımıza bir kez daha hatırlatmak isterim: Beş milyon nüfusun karşısına geçip —ben dün çok telefon aldım— hem çalışan arkadaşlarımızdan hem de çevremizdeki vatandaşlardan ciddi anlamda tepkili sözler aldık. Kamuoyunun karşısına geçip çalışanlara yönelik ‘ağza alınmayacak şu filmleri izliyor’ demesi, kamuoyunun ve işçinin vicdanını derinden yaraladı. Ben başkanımızdan bu konuda bir açıklama bekliyorum. Çünkü 37 bin civarında çalışanın bulunduğu, memuruyla işçisiyle bir bütün olan bir yapıda sanki bütün emekçileri, beş milyon nüfusa sanki tüm çalışanlar böyleymiş gibi göstermek hem İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne hem de bu emekçilere yakışmamıştır. Diyor ki, yalın ayak asgari ücretli, emekli için de yürüyün. Sayın Başkan, emekli dışarıda eziyet çekiyor diyorsunuz; arkamdaki arkadaşları 35–40 yaşında emekliliğe zorluyorsunuz. Eleştirdiğiniz o zor durum için arkadaşlarımıza ‘emekli olun’ diye baskı yapıyorsunuz; açıklamalarınızda bir çelişki var. İktidarı eleştirirken, kendiniz de aynı doğrultuda 40–50 bin lira maaş alan arkadaşlarımızı 16–17 bin liraya, eleştirdiğiniz emeklilerin durumuna mahkûm etmek istiyorsunuz. Bu hiç doğru değil” dedi.

Müzakere masası kurulacak

Topal, ayrıca İZBB'den sendika genel merkezine yapılan çağrı üzerine DİSK Genel-İş TİS Daire Başkanı Faruk Saral'ın İzmir'e geldiğini, belediye yönetimiyle bir görüşme olacağını dile getirdi. Topal, “Umarım bugün bu masada müzakere başladığında öncelikle arkadaşlarımızın zorunlu emekliliğe zorlanması ve havuz sistemi son bulur, geciken ödemelere ilişkin net bir takvim açıklanır. Bu mücadeleyi burada noktalar, insanlar işlerine mutlu bir şekilde döner” diye konuştu.

"Genel-İş Sendikası her zaman emeğin ve emekçinin yanında"

DİSK Genel-İş İzmir 3 No'lu Şube Başkanı Serap Yılmaz ise şunları kaydetti:

“Dün Belediye Başkanımız asgari ücretli, çiftçi ve emekliler için bu kadar koşturmuyorlar demişti. DİSK/Genel-İş Sendikası, geçtiğimiz yıl asgari ücret için İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş gerçekleştirmiş, ‘vergide adalet, gelirde adalet’ diyerek aylarca sokaklarda mücadele etmiştir. Çiftçiler için, fındık ve çay üreticileri için yapılan eylemlerde de hep oradaydık. Bugün burada kendi ekmeğimiz ve işimize dönmek için bulunuyoruz. Bunlar olmasaydı, biz bugün sokaklarda asgari ücretle ilgili eylemlerimizi gerçekleştirmiş olacaktık; vergide, gelirde adalet isteyecektik. Çünkü Genel-İş Sendikası her zaman emeğin ve emekçinin yanındadır. Biz kendi emeğimiz için de asgari ücret için de çiftçi için de nerede daralmış, sıkılmış varsa biz sendika olarak her zaman yanında olduk. Bugün asgari ücretin düşüklüğünden bahsediyoruz. Keşke bugün asgari ücret 40 bin lira olsaydı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanımız Özgür Özel, 39 bin lira olması için mücadele ediyor. DİSK de bu mücadelede var olmaya çalışıyor. Bugün masada DİSK yok; yarın o masada DİSK olduğunda onun mücadelesini verecek. Önce kendi adaletimizi sağladıktan sonra yine sokaklarda, alanlarda ‘vergide adalet, gelirde adalet’ diyeceğiz. Asgari ücretin yükselmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz.”