Ankete katılanların yüzde 70'inin geçinemediğini belirttiği vurgulanırken, işyeri hekimlerinin sözleşmesiz çalışmadan, mobbinge, emekliliğe yansımayacak ödemelerden maaş yetersizliğine kadar birçok sorun yaşadığına dikkat çekildi, "İşyeri hekimlerinin emeği gasp edilemez" açıklaması yapıldı.

İzmir Tabip Odası Konferans Salonu'nda düzenlenen basın açıklamasına İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel ile İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Kaynak katıldı. İzmir Tabip Odası İşçi sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu'nun 52 ilden 421 işyeri hekiminin katılımıyla yaptığı anketin sonuçları açıklanırken, işyeri hekimlerinin pandemi süreciyle artan sorunlarına dikkat çekildi.

İşyeri hekimlerinin elinde bilgisayarı ile bir işyerinden, diğerine yetişmeye çalışarak hizmet verir hale geldiği belirtilen ve İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı'nın okuduğu açıklamada şöyle denildi:

"Yolda geçen süreler çalışma saatlerine katılmadığından, çalışma şartları da zorlaşmıştır. İşyeri hekimliği alanındaki taşeronlaşma birçok olumsuzluğu beraberinde getirmiş; özlük haklarından, hizmet verilen binanın fiziki şartlarının yetersizliğine, mobbingden, emekliliğe yansımayacak ödemelere kadar birçok sorun ortaya çıkmıştır. Ayrıca emekli maaşlarının yetersizliği nedeni ile çalışmak zorunda kalan hekimlerin ilden ile ya da aynı ilde değişen ücretlerle işyeri hekimliği yapma zorunluluğuna, hatta sözleşmesiz çalışmaya kadar birçok sorunla karşı karşıya kalmalarına neden olmuştur."

"YOLDA GEÇEN SÜRELER HİZMETTEN YOK SAYILIYOR"

Katılan işyeri hekimlerinin sadece yüzde 40'nın İzmir'de olduğu belirtilen anketin sonuçlarına dair şu veriler paylaşıldı:

"Ankete katılan hekimlerin yüzde 63'ü 50 yaş üstü, yüzde 52'si emeklidir. Bu durum ankete katılanların yüzde 70'i tarafından emekli maaşlarının geçinmelerine yetmemesi olarak belirtilmiştir. Ankete katılanların sadece yüzde 2'si 30 yaş altındadır. Genç hekimler tarafından işçi sağlığı alanının tercih edilmemesi, ücretlerin düşüklüğü, çalışma şartlarının ağırlığı ve sosyal güvencesizlik, maaş ödeme düzensizliklerinin alanda çok fazla yaşanmasıyla açıklanabilir. Genç hekimlerin eksiksiz sigorta ödemesi gibi özlük hakkı beklentileri sebebiyle, Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi'ne (OSGB) maliyetleri yüksek olacağından OSGB’ler tarafından tercih edilmemesi de söz konusu olmaktadır.

Katılımcıların yüzde 67’si OSGB’ler üzerinden çalışmaktadır. Tam zamanlı OSGB çalışanları yüzde 50,4’tür. Tam zamanlı bireysel çalışanların oranı yüzde 12.7’dir. Ankete katılan işyeri hekimlerinin yüzde 15’i sözleşmesiz çalışmakta olduğunu belirtmiştir. Bu durum İş yeri hekimliğinde piyasalaşmanın bir sonucudur. Aylık 196 saat ataması yapılan bir işyeri hekiminin üzerine atanan 40 firmaya yollarda geçen süreler de dahil edilerek kaç saat çalışarak gidilebileceği önemsenmemektedir. Hekimler için bir işyerinden diğerine araç kullanırlarken dinleniyorlarmış gibi acımasız bir yaklaşım içeren günlük çalışma programları düzenlenmektedir. Anketimize katılanlar günde ortalama 2 saatlerinin hizmet verilen işyerleri arasında araç kullanarak geçtiğini belirtmişlerdir. İşyeri hekimlerinin işyerleri arasında yollarda geçen bu emekleri ÇSGB tarafından hizmet sürelerinden sayılmamaktadır. İşyeri Hekimlerinin işyerleri arasında yollarda geçen sürelerinin hizmetten yok sayılması kabul edilemez. Bu emeklerinin karşılığı ödenmelidir."

"TÜKENME SINIRINDA ÇALIŞIYORLAR"

Açıklama şöyle devam etti:

"Ankete katılan tam zamanlı çalışan işyeri hekimlerinden TTB asgari ücreti alabilenlerin oranı yüzde 4 olarak belirtilmiştir. Genel olarak bakıldığında ise TTB’nin belirlediği işyeri hekimi asgari ücretini alanların oranı yüzde 9’dur. Katılımcıların yüzde 45’inin ücreti TTB’nin belirlediği işyeri hekimi asgari ücretinin neredeyse yarısından da azdır. Ankete katılan işyeri hekimlerinin yüzde 51'i enflasyona rağmen düzenli ücret artışı alamamaktadır. OSGB’lerin kurulmasının önünün açılmasıyla, işçi sağlığı hizmetleri taşeronlaştırılmış, serbest piyasa şartlarının insafına bırakılmış, sonucunda OSGB/İşverenlerin dayattığı sözleşmeleri kabul etmek zorunda kalan, emeği sömürülebilir, pazarlık yapamayan, bir işyeri hekimliği anlayışı oluşturulmuştur. TTB ve tabip odalarının işyeri hekimliği alanındaki yetki verme, asgari ücret belirleyip denetleyebilme yetkisinin kalkmasıyla birlikte, hekimler işçi sağlığı alanında örgütsüz ve sahipsiz kalmışlardır. Bunun sonucunda emekleri daha fazla sömürülmüş, maaş ve diğer haklarını kayıplar yaşanmış, iş tanımları ağırlaşmış, tükenme sınırında çalışmaya başlamışlardır.

Ankete katılanların yüzde 44’ü son çalıştığı üç işyerinde gecikmeli/düzensiz maaş ödemesi sorunu yaşamıştır. Katılanların yüzde 38’i işini kaybetme kaygısı yaşamaktadır. Taşeron sağlık hizmeti vermenin bir sonucu olarak İşyeri hekiminin çalışmaya devam etmesi hizmeti alanın iki dudağı arasındadır. Hizmeti alanın ‘’bu hekim değişsin’’ dediği an işini kaybetme baskısı altında çalışmaktadırlar. Ankete katılanların yüzde 37’si son üç işyerinden hak ettikleri ücret/tazminatlarını alamadan ayrılmak zorunda kalmıştır. Ankete katılanların yüzde 30’u yıllık izin kullanırken sorun yaşamaktadır. Yüzde 23,3’ü izine çıkarken yerine başka hekim bulma baskısı altına girmektedir. Meslek örgütü olarak işyeri hekimlerinin her türlü hakları için mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz."