İttifak tartışmalarına farklı bir bakış: Macaristan modeli

Abone Ol

           Cumhur İttifakı tarafından hazırlanan seçim kanunu teklifinin kamuoyuna duyurulması ile muhalefet cephesinde ittifak modeline ilişkin yürütülen tartışmalar tekrar alevlendi. Teklifin milletvekili dağılımına ilişkin kısmı bu tartışmaların odak noktasını oluşturmaktadır. Gerçekten de mevcut düzenlemeye göre milletvekili dağılımında önce ittifaklar nazara alınmakta, ittifakın elde edeceği milletvekili sayısı ittifak yapan siyasi partiler arasında her birinin aldığı geçerli oy sayısı dikkate alınarak belirlenmektedir. Oysa teklif yasalaşırsa, seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifak içinde yer alan her bir siyasi partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısı dikkate alınarak yapılacaktır. Bu değişiklik, milletvekili dağılımının hesaplanmasında, yeni kurulmuş ve oy oranları görece az olan siyasi partilerin aleyhine sonuç doğuracaktır. Seçim sistemimiz, D’Hondt sisteminin de katkısıyla oy oranları yüksek partilerin lehine olan bir nitelik arz eder. Milletvekili dağılımını yaparken, ittifakta yer alan küçük partilerin doğrudan doğruya hesaplamaya katılması, anılan partilerin o seçim çevresinde milletvekili çıkarmasını zorlaştırır. Öyle ki, bu siyasi partiler açısından ittifakın bir anlamı kalmaz.

            Söz konusu teklif, ittifaklara ilişkin farklı örnekleri gündeme getirmektedir. Bu aşamada Macaristan modeli önemli bir seçenek olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim 17.03.2022 tarihinde Muharrem Sarıkaya tarafından kaleme alınan köşe yazısında, yeni kurulan ve oy oranı nispeten düşük olan siyasi partilerin, değişiklik teklifinin neden olduğu olumsuzluğu giderebilmek adına yeni bir model üzerinde konuşmaya başladığı, Macaristan’da muhalefetin oluşturduğu ittifakın bir örnek olarak masada yer aldığı, belli seçim bölgelerinde en güçlü partinin listesinden seçime girmek dâhil olmak üzere her ihtimalin görüşüleceği ifade edilmiştir. Peki, muhalefet bloğunun da gündeminde yer alan Macaristan modeli ile ne anlatılmak istenmektedir?

            Macar seçim sistemi

            Macar Yurttaş Birliği (Fidesz) Genel Başkanı ve Başbakan Viktor Orbán, 2010’dan beri kesintisiz bir biçimde görevini sürdürmektedir. Orbán’ın tesis ettiği otoriter siyasal rejime karşı örgütlenen muhalefet modelini incelemeden evvel bu tür bir siyasal tablonun oluşmasına zemin hazırlayan Macar seçim sistemini mercek altına almak gerekir. Macaristan’da seçimlere yönelik hükümler Venedik Komisyonunun 23 Eylül 2014 tarihli, 662/2012 sayılı Görüşü ile İngilizceye çevrilmiş olan 3 Mart 2014 tarihli Macaristan Milletvekili Seçim Kanununda yer alır[1]. Kanunun 3. maddesine göre Ulusal Meclis, 199 milletvekilinden teşekkül eder. Anılan milletvekillerinin 106’sı tek isimli seçim çevrelerinden, 93’ü ise (tüm Macaristan’ın tek bir seçim çevresi olduğu) ulusal listelerden seçilir. Macaristan’da yerleşik yurttaşların, biri tek isimli seçim çevresi; diğeri ulusal parti listeleri için kullanılmak üzere iki oy hakkı vardır. Macaristan’da yerleşik olmayan vatandaşlar sadece ulusal parti listeleri için oy kullanabilirler. Macaristan’da yerleşik ve seçmen listelerine “ulusal azınlık” olarak kaydolmuş yabancılara da oy hakkı tanınmıştır. Bu çerçevede hâlihazırda Almanya, Bulgaristan, Çekya, Ermenistan, Polonya, Romanya, Sırbistan, Slovakya, Ukrayna, Yunanistan devleti vatandaşı olup, seçmen listelerine “ulusal azınlık” olarak kaydolan yerleşik yabancılar, biri tek isimli seçim çevresi; diğeri ulusal azınlıklar tarafından hazırlanacak ulusal parti listeleri, bu tür bir liste çıkarılamamışsa, Macar siyasi partilerince oluşturulan ulusal parti listeleri için oy kullanabilirler (md. 12). Ancak, söz konusu azınlık gruplarının milletvekili dağılımını doğrudan doğruya etkileyemedikleri, şu an Macar Ulusal Meclisinde yalnızca Alman azınlığın listesinden seçilen bir milletvekilinin bulunduğu vurgulanmalıdır[2].

            Bu açıklamalar çerçevesinde Macar sistemi, çoğunluk ve nispi temsil sisteminin birlikte uygulama alanı bulduğu “karma model” olarak nitelendirilebilir. Öncelikle, çoğunluk sistemini incelemekle başlayalım. Bahse konu sisteme göre her seçim çevresinden bir milletvekili seçilir. Seçim çevrelerini oluştururken, bunların, a) Bölgesel yönetimlerin ve başkentin idari sınırlarını aşmamasına, b) birbirine bitişik olmasına, c) seçmen sayılarının birbirine yakın olmasına özen gösterilmesi gerekir (md. 4). Macaristan’da tek isimli seçim çevreleri, bölgesel yönetimlere ve başkent Budapeşte’ye bağlı olarak kurulur. Başkent de dâhil toplam 20 bölgesel yönetime bağlı 106 adet seçim çevresi bulunur. Tek isimli seçim çevrelerinden milletvekili adayı olmak isteyen kişi bir siyasi partinin adayı veya bağımsız aday olarak seçime katılabilir. Şu kadar ki, bu kişinin iki ya da daha fazla siyasi partinin “ortak adayı” olarak da gösterilmesi mümkündür. Bu hüküm, tek isimli seçim çevrelerinde siyasi partiler tarafından ittifak kurularak milletvekili adayının bu ittifaktaki partilerden birinin adayı olarak değil de, ittifakın “ortak adayı” olarak belirlenmesine olanak tanımaktadır (md. 5). Seçim Kanununun 11. ve 13. maddelerine göre bütün seçimler 106 seçim çevresinde tek turda gerçekleştirilir. Seçim çevrelerinde diğer adaylardan bir oy bile fazla alan aday milletvekili olma hakkını kazanır.

            Seçim Kanununda tüm Macaristan’ın tek seçim çevresi olarak kabul edildiği nispi temsil sistemine yönelik ise şu düzenlemelerin yer aldığı görülür: Ulusal listeler, siyasi parti listesi ya da ulusal azınlık listesi olarak hazırlanabilir (md. 7). Bu sistemde her siyasi parti, 93 milletvekili adayını tek bir liste hâlinde seçmenlerin onayına sunar. Yukarıda belirtildiği gibi başkent dâhil 20 bölgesel yönetimden oluşan Macaristan’da, bir siyasi partinin ulusal parti listesi oluşturarak seçimlere katılabilmesi bu siyasi partinin en az 10 farklı bölgesel yönetime bağlı olan, en az 27 tek isimli seçim çevresinde milletvekili adayı göstermiş olması koşuluna bağlıdır (md. 8). Fakat 2014 ve 2018 seçiminde uygulanan bu düzenleme, 15 Aralık 2020 tarihinde kabul edilen seçim kanunu ile değiştirilmiştir. Bu değişiklik sonucunda siyasi partilerin ulusal düzeydeki seçimlere katılmaları zorlaştırılarak, en az 15 farklı bölgesel yönetime bağlı olan, en az 71 tek isimli seçim çevresinde milletvekili adayı gösterme zorunluluğu getirilmiştir[3].

            Sözü edilen hüküm, siyasi partilerin ulusal liste oluşturarak seçime katılabilmelerini, tek isimli seçim çevrelerinde milletvekili adayı gösterdikleri seçim çevrelerinin sayısının artmasına bağlı kılmıştır. Bu durum, Macaristan’ın her bir tek isimli seçim çevresinde milletvekili adayı gösterecek kadar örgütlenemeyen, oyu az olan küçük siyasi partilerin, ulusal düzeyde seçimlere katılmalarını güçleştirmiştir. Yasa değişikliğinin gerekçesi olarak sadece belli oranda toplumsal desteğe sahip olan partilerin ulusal seçimlere iştirakine izin verilmesi açıklansa da kamuoyunda bu hükmün muhalefete yönelik olduğu, muhalefet partilerinin ayrı ayrı ulusal listelerden seçime girmelerini önleyerek, “ortak liste” oluşturmalarını sağlamak için öngörüldüğü savunulmuştur[4]. Nitekim Seçim Kanununun 8. maddesinin 2. fıkrasına göre tek isimli seçim çevrelerinde “ortak aday” gösteren iki ya da daha fazla siyasi parti, ulusal “ortak liste” ile seçime katılabilmektedir. Başka bir ifade ile yalnızca tek isimli seçim çevrelerinde değil ve ayrıca, ulusal düzeyde de bir siyasi parti amblemi altında yer almadan ittifak adayı olunabilmektedir.

            Bir siyasi partinin nispi temsile göre yapılan seçim sonucunda milletvekili çıkarabilmesi seçim barajını geçmesi koşuluna bağlıdır. Buna göre ulusal parti listeleri için kullanılan geçerli oyların yüzde 5’ine ulaşamayan siyasi parti milletvekili çıkarma hakkını elde edemez. Bu oran, iki siyasi parti tarafından hazırlanan ulusal “ortak liste” açısından yüzde 10, üç ya da daha fazla siyasi parti tarafından oluşturan ulusal “ortak liste” bakımından % 15 olarak belirlenmiştir (md. 14). Seçim Kanununun 16. maddesi uyarınca milletvekilleri, seçim barajını geçen siyasi partiler arasında bu partilerin ulusal düzeyde aldıkları oy oranında D’Hondt sistemine göre paylaştırılır. Tek isimli seçim çevrelerinde seçim barajı uygulanmaz.

            Orbán’a karşı birleşen muhalefet

            2010’dan beri kesintisiz olarak iktidarda bulunan Başbakan Viktor Orbán’a ve Fidesz’e karşı siyasal yelpazenin farklı uçlarında bulunan altı siyasi parti tarafından yürütülen mücadele, dünyada seçimsel otoriter rejimler altında faaliyetlerini devam ettiren birçok muhalefet bloğuna ilham olmuştur. Bu altı siyasi parti, “Macaristan için Birlik” İttifakını kurarak seçimlere tek bir çatı altında katılma kararı almıştır. Hiç şüphesiz söz konusu kararda yukarıda ifade edilen seçim kanununu değişikliğinin oynadığı rol göz ardı edilemez. Muhalefet tarafından oluşturulan ortak mutabakat metni ve adaylık süreci birçok muhalefet partisi için önemli bir örnektir. Peki, Macar siyaseti için bir dönüm noktası olan bu konsensüs nasıl oluşmuştur?

            İttifak, ülke genelinde, 106 seçim çevresinde yaptığı ön seçim ile hem ittifakın Başbakan adayını hem de tek isimli seçim çevrelerinde ittifak adına yarışacak milletvekili adaylarını tespit etmiştir. Böylelikle, muhalefet bloğu genel seçimler sonucunda meclis çoğunluğunu kazanırsa, kimin Başbakan olacağı netleşmiştir. Bu husus, genel seçimler sonrasında oluşacak bir hükümet krizini önlemek adına önemli bir adım olmuştur. Diğer yandan, görece az nüfusa sahip olan tek isimli seçim çevrelerinde muhalefetin tek adayının yarışması, oyların dağılmasına engel olarak seçimi kazanma ihtimalini artırmıştır. Küçük seçim çevrelerinde diğer milletvekili adaylarından bir oy bile fazla almak yeterli olduğundan, muhalefetin her seçim bölgesinde tek aday üzerinde mutabık olması Fidesz’in tek isimli seçim çevrelerinde göstereceği milletvekili adayı karşısında muhalefet ittifakının seçimi kazanma ihtimalini güçlendirmiştir.

            Başbakan aday adayı olabilmek için 20 bin seçmenin imzası gerekirken, tek isimli seçim çevrelerinden milletvekili aday adaylığı açısından 400 seçmenin imzası yeterli kabul edilmiştir. Bağımsız adayların ve ittifakı dışarıdan destekleyen muhalefet partisi adaylarının da seçilirlerse Ulusal Mecliste ittifakı destekleyeceklerine yönelik taahhütte bulunmaları şartı ile ön seçimlere katılmalarına müsaade edilmiştir. Ön seçimler için her seçim bölgesinde (şehir meydanlarında) oy kullanma alanları kurulmuştur. Kişilerin hangi partilere üye olduklarına veya oy verdiklerine bakılmaksızın ön seçimlere katılıp oy kullanmaları sağlanmıştır. Ön seçimlerde oy kullanmanın tek şartı, seçim çevresinde yerleşik olmak olarak saptanmış; seçmenlerin, biri seçim bölgesinde yarışacak milletvekili adayını, diğeri Başbakan adayını tayin etmek olmak üzere iki oy hakkına sahip oldukları hususu güvence altına alınmıştır[5].

            106 seçim çevresinde yapılan ön seçim ile öncelikle milletvekili adayları belirlenmiştir. Seçim çevrelerinde kullanılan geçerli oyların en çoğunu alan aday adayının ittifakın milletvekili adayı olmasına karar verilmiştir. Tek isimli seçim çevrelerinde yarışan milletvekili adaylarının tespit edildiği ön seçimler tek turda sonuçlandırılmıştır. Buna karşılık, 93 milletvekili adayının sıralandığı ulusal listenin oluşumu ittifak bloğuna bırakılmıştır. İttifakı oluşturan altı siyasi parti kendi aralarında bir komisyon oluşturarak, ittifakın ulusal parti listesinde kimlerin hangi sıradan milletvekili adayı olacağını belirlemiştir. Tüm ülke çapında seçmen oyuna sunulan ulusal ittifak listesinin oluşumu aşamasında seçmenlere söz hakkı tanınmamıştır. İttifak bloğunun Başbakan Orbán’a karşı demokrasinin güçlendirilmesi konusunda hazırladıkları mutabakat metni de aday belirleme sürecine olumlu etki etmiş, ittifakın ideolojik farklılıklarına rağmen aslında yeknesak olduğu konusunda genel bir kanaat oluşturmuştur.

            Başbakan adayının kim olacağına ilişkin ön seçim ise iki turlu olarak yapılmıştır. Anılan ön seçimde çevrimiçi oy kullanma hakkı da tanınmıştır. 18-26 Eylül 2021 arasında gerçekleşen ilk turda toplam 620738 oy kullanılmış; oyların % 34,83’ünü Demokratik Koalisyon Partisi ve Macar Liberal Partisi adayı olan Klára Dobrev; % 27,30’unu aynı zamanda Budapeşte Belediye Başkanı ve Macaristan için Diyalog Partisi, Macar Sosyalist Partisi, Macaristan Yeşiller Partisi adayı Gergely Karácsony; % 20,40’ını yaklaşık 50 bin nüfuslu bir ilçenin (Hódmezővásárhely) belediye başkanı olan bağımsız aday Péter Márki-Zay; % 14,08’ini Jobbik adayı Péter Jakab ve % 3,39’unu  Momentum Hareketi Partisi adayı András Fekete-Győr almıştır.

            Birinci turda hiçbir aday geçerli oyların yarısından bir fazlasını alamamış ve 10-16 Ekim 2022 tarihleri arasında ikinci tur seçimlerinin yapılması kararlaştırılmıştır. Ne var ki, birinci ve ikinci tur arasındaki iki haftalık süreçte siyaseten ilginç gelişmeler yaşanmıştır. Gerçekten, ilk turda ikinci olan ve kamuoyunda adaylığına kesin gözüyle bakılan Budapeşte Belediye Başkanı Karácsony, ilk turda üçüncü olan bağımsız belediye başkanı Péter Márki-Zay lehine adaylıktan çekilmiştir. Geri çekilmenin arka planında yaşananlar ayrı bir çalışmanın konusunu oluşturacak kadar kapsamlı olsa da Karácsony’nin adaylık yarışının başında çekilme niyetinin bulunmadığı, geri adım atmayacağını basın önünde birkaç defa dile getirdiği belirtilmelidir. Bununla birlikte, Péter Márki-Zay’in sergilediği tarafsız tutum, sağ ve sol seçmenden oy alabilmesi, kampanyası sırasında demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne yaptı vurgu, belediye başkanı olduğu ilçeyi çok uzun zaman sonra Fidesz yönetiminden alması anket sonuçlarına etki etmiş ve daha popüler bir figür olan Karácsony’nin adaylıktan çekilmesine yol açmıştır. Bu turda 655237 oy kullanılmış, Klára Dobrev geçerli oyların % 43,29’unu; Péter Márki-Zay ise % 56,71’ini alarak “Macaristan için Birlik” İttifakının Başbakan adayı olmuştur[6].

            Sonuç Yerine

            Macaristan’ın öngördüğü siyasal sistemin bazı noktalarda Türkiye’den ayrıştığı görülür. Hükümet sistemi, seçim sistemi, seçim barajı, ittifakların seçime girme koşulu gibi hususlar bu kapsamda örnek gösterilebilir. Ne var ki, bu farklar, muhalefetin yürüttüğü mücadelenin Millet İttifakına model olamayacağı anlamına gelmez. On iki yıldır parlamenter çoğunluğa hâkim olan ve bu şekilde kesintisiz olarak başbakanlık görevini yürüten Orbán, Avrupa’nın ortasında temel demokratik değerleri hiçe sayan seçimsel bir otoriter rejim inşa etmiştir. Muhalefet partileri söz konusu baskıcı siyasi düzene karşı demokratik ilkeler etrafında toplanarak geniş tabana yayılan bir ittifak bloku oluşturmuşlardır. Siyasi ideolojileri birbirlerinden tamamen farklı olan bu altı siyasi parti, kendi aralarındaki siyasi çekişmeleri bir yana bırakarak demokratik hukuk düzenini yeniden kurabilmek adına bir araya gelmiştir.

            Muhalefet bloğu tarafından kurulan ittifakın bu hâli almasında ise 15 Aralık 2020 tarihli seçim kanunu değişikliğinin etkisi yadsınamaz. Zira yukarıda işaret edildiği gibi bu değişiklikle siyasi partilerin ulusal düzeyde milletvekili adayı göstermeleri zorlaştırılmış ve bu engeli aşmak isteyen muhalefet partileri ittifak çatısı altında seçime girme kararı almışlardır. Benzer bir süreç aslında Türkiye’de de yaşanmıştır. Cumhur İttifakı tarafından hazırlanan seçim kanunu teklifi, milletvekili dağılımını ittifakta yer alan siyasi partinin o seçim çevresinde aldığı oyu esas alarak gerçekleştirdiğinden ittifakın milletvekili seçimi açısından anlamı büyük ölçüde kaybolmuştur. D’hondt sisteminin etkisi de göz önünde bulundurulduğunda, bu yeni değişiklikten özellikle oy oranı az olan siyasi partilerin etkileneceği açıktır.

            Millet İttifakının tıpkı Macaristan örneğinde olduğu gibi siyasal farklılıkları ve hesapları bir tarafa bırakarak, bazı seçim çevrelerinde “ortak aday” ile yarışma ihtimalini artık gündemine alması gerekir. İttifakın “ortak aday” göstermesi Macaristan’ın aksine mümkün olmadığından, ancak ittifakta yer alan bir siyasi partinin çatısı altında seçimlere girilebilir. Bu bağlamda Millet İttifakının üyesi olan bütün siyasi partilerin eşit oranda temsil edilecekleri bir seçim komisyonu kurulabilir. Bu komisyon, her seçim çevresinde derinlemesine bir araştırma yaparak ilgili seçim çevresinden “ortak aday” gösterilmesinin gerekli olup olmadığını, şayet bu yönde karar alınırsa, adayların Millet İttifakını oluşturan siyasi partiler arasında nasıl paylaştırılacağını ve hangi parti listesinden gösterileceğini belirleyebilmelidir. Türkiye’de siyasetin finansmanı ile ilgili mevcut sorunlar henüz çözüme kavuşturulmadığından ve muhalefetin milletvekili aday tespit sürecinin iktidar partisince manipüle edilme riski bulunduğundan, milletvekili adaylarının tayin edilmesi aşamasında Macaristan’dan farklı olarak seçmenlerin doğrudan etkili oldukları bir sistem tercih edilmemeli, alternatif demokratik usuller uygulanmalıdır.

Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK

[1] https://www.venice.coe.int/webforms/documents/?pdf=CDL-REF(2014)037-e, Son Erişim: 25 Mart 2022.

[2] https://tr.wikipedia.org/wiki/Ulusal_Meclis_(Macaristan), Son Erişim: 25 Mart 2022.

[3] https://en.wikipedia.org/wiki/2022_Hungarian_parliamentary_election, Son Erişim: 25 Mart 2022.

[4] https://www.euractiv.com/section/elections/news/hungarian-opposition-forces-unite-to-beat-orban-in-2022/, Son Erişim: 25 Mart 2022.

[5] https://en.wikipedia.org/wiki/2021_Hungarian_opposition_primary, Son Erişim: 25 Mart 2022.

[6] https://en.wikipedia.org/wiki/2021_Hungarian_opposition_primary, Son Erişim: 25 Mart 2022.