Parim, "İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 75. yılında, tüm insanların eşit onur ve haklara sahip olduğu bilinciyle, ekonomik kriz, yoksulluk, savaş, olağanüstü durumlar ve baskılara karşı haklarımızı savunuyoruz" dedi.

Bildirge'nin BM bünyesinde 29 Nisan 1946'da hazırlanmaya başlandığını ve 10 Aralık 1948'de Paris'te BM Genel Kurulu'nda kabul edildiğini belirten Parim, Türkiye'nin de 27 Mayıs 1949'da Resmi Gazete'de yayımlayarak bu bildirgeyi benimsediğini ifade etti. Parim, bu bildirgenin 500'den fazla dile çevrilen en çok çevrilen insan hakları belgesi olduğuna vurgu yaptı.

Av. Ferdi Parim, BM'nin, insan haklarına saygı göstermeyi amaçlayan bir düzen kurma hedefine rağmen, günümüzde bu ideallerin gerisinde kalındığını ifade etti. Özellikle savaşlar, iç savaşlar, mülteci krizleri, doğal ve kültürel mirasın korunması, yoksulluk ve adaletsizlikle mücadele gibi konularda BM'nin etkili olamadığını belirtti.

Parim, Türkiye'de de yaşanan olumsuzluklara değinerek, OHAL rejiminin uzun süredir devam ettiğini ve bu durumun demokratik ilkelerin terkedilmesine yol açtığını söyledi. Ayrıca, deprem gibi doğal afetlere karşı etkin hazırlıkların yapılmadığını ve yaşanan işkence olaylarının arttığını ifade etti.

Açıklamada, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar, toplantı ve gösteri yapma özgürlüğünün kısıtlanması, işkence vakalarının artması, zorla kaybetme olaylarının yeniden yaşanması, hapishanelerdeki koşullar, örgütlenme özgürlüğünün ihlalleri, Kürt sorunu, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı, kadın ve LGBTİ+ haklarına yönelik ihlaller, ekonomik kriz ve diğer konular eleştirildi.

Son olarak, Parim, insan hakları savunucularının, ihlalleri belgeleyip raporlayarak görünür kılmaya, cezasızlıkla mücadele etmeye ve insan haklarına kararlılıkla sahip çıkmaya devam edeceklerini vurgulayarak basın açıklamasını tamamladı.