GÜNDEM

İmamoğlu: Türkiye'nin masada olmaması diplomatik zafiyet

CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Azerbaycan ile Ermenistan arasında ABD'nin ev sahipliğinde varılan barış anlaşmasını değerlendirdi. İmamoğlu, anlaşmayı tarihi bir fırsat olarak nitelendirirken, Türkiye'nin masada yer almamasını "ciddi bir zafiyet" olarak yorumladı ve Türk diplomasisinin bundan sonraki süreçte mutlaka yer alması gerektiğini belirtti.

Abone Ol

CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun adına açılan Cumhurbaşkanı Aday Ofisi X hesabından yapılan paylaşımda, Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan barış anlaşması değerlendirildi.

Paylaşımda, "Azerbaycan ile Ermenistan arasında ABD Başkanı Donald Trump ev sahipliğinde varılan barış anlaşması, binlerce cana mal olmuş ve yıllardır çözümsüz kalan bir ihtilafın yaralarını sarmak, bölgemizde iyi komşuluk ilişkilerini yeniden tesis etmek için tarihi bir fırsat." denildi. İmamoğlu, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'i ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ı bu cesur adımlarından dolayı kutladığını ifade etti.

"Türkiye'nin Masada Yer Almaması Ciddi Bir Zafiyet"

Paylaşımda, Erdoğan hükümetinin barış sürecinin aktörleri arasında yer almaması eleştirildi:

"Bölgemizde 'oyun kurucu lider' olduğunu ileri süren ve iki komşu ülke arasında arabuluculuk için büyük çaba harcayan Erdoğan hükümeti ise bu kritik barış sürecinin aktörleri arasında yoktu. Karabağ savaşlarında Azerbaycan'ın yanında duran ve stratejik kazanımlarda payı olan Türkiye’nin masada yer almasını sağlayacak adımların henüz atılamamış olması, Türk diplomasisi açısından ciddi bir zafiyet."

"Türkiye Bundan Sonraki Adımlarında Sürece Mutlaka Dahil Olmalı"

İmamoğlu, Türkiye'nin sürece aktif olarak dahil olması gerektiğini vurguladı:

"Azerbaycan-Ermenistan barışı, ancak kapsayıcı bir vizyonla, Türkiye ve bölgenin tamamı tarafından sahiplenilirse Güney Kafkasya'da istikrar ve refah güvence altına alınabilir. Türkiye bundan sonraki adımlarında sürece mutlaka dahil olmalı; Ermenistan'la normalleşme ve kritik altyapı-ulaştırma projeleri de bu çerçevede değerlendirilmelidir. Bölgemizde sözü dinlenen bir ülke olmanın yolu, demokratik meşruiyete ve güçlü kurumlara dayalı, akılcı ve ilkeli bir dış politikadan geçer."