İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde yaşanan Kobani olayları nedeniyle açılan davada beraat eden HDP'li siyasetçiler Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın cezalandırılması için istinaf mahkemesine itirazda bulundu. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İBB'nin Kobani Davası’ndaki beraat kararlarına yaptığı itirazın siyasi bir tutum olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunu, bunun rutin bir işlem olduğunu söyledi.
T24'ten Ceren Bayar'ın haberine göre, davanın sanıklarından olan Demirtaş ve Yüksekdağ, kamu malına zarar verme, öldürme ve yağma gibi suçlamalardan beraat ederken, bazı suçlardan 42 yıla varan hapis cezaları almıştı.
İBB, davaya AKP döneminde dahil oldu, suç duyurusunu şimdiki yönetim yaptı
İBB'nin mahkemeye sunduğu dilekçede, sanıkların "kamu malına zarar verme" suçunu işlediğinin sabit olduğu belirtilerek, beraat kararlarının hukuka aykırı olduğu savunuldu. İBB, zararın henüz giderilmediğini vurgulayarak, "Bu nedenle bazı sanıklar hakkında verilen beraat kararının kaldırılarak cezalandırılmalarına karar verilmesini talep ederiz" ifadelerine yer verdi. İBB'nin davaya müdahil olma süreci, bir önceki AKP döneminde yapılan suç duyurusuyla başlamış, istinaf başvurusu ise mevcut yönetim tarafından 11 Ağustos 2024 tarihli bir dilekçeyle yapılmıştı.
EGM: Sırrı Süreyya Önder cezalandırılsın
Emniyet Genel Müdürlüğü de istinaf mahkemesine başvuran kurumlar arasında yer aldı. Emniyet Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz aylarda yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder’in Kobani davasındaki beraat kararının bozularak hakkındaki tüm suçlamalardan cezalandırılmasını talep etti.
MHP istinafa taşımadı
MHP’nin ise müdahil olmasına rağmen davayı İstinaf Mahkemesine taşımadığı öğrenildi. Bu durum HDP’li isimlerin avukatlarınca MHP’nin davanın sanıklar lehine bozulmasını istediği şeklinde yorumlandı.
Tanrıkulu: Rutin bir işlem
Tele1'in haberine göre, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İBB'nin Kobani Davası’ndaki beraat kararlarına yaptığı itirazın siyasi bir tutum olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunu söyledi. Tanrıkulu, avukatların kurum adına rutin bir işlemi hayata geçirdiğini belirterek, “İBB'nin bir siyasi tutum olarak bu davayı temiz ettiği sonucunu çıkarmak son derece yanlış, haksız olur” dedi. Kobani olayları sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin AKP yönetiminde olduğunu hatırlatan Tanrıkulu, “Ankara'da açılan bu davaya müdahil olan Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ydi” ifadelerini kullandı.
Davanın sonucunda hüküm kurulduğunu ve o dönemde müdahil olan İBB’nin suçtan zarar gördüğü tespitinin yapıldığını vurgulayan Tanrıkulu, “Avukatlar kurumsal işleyiş bakımından gelen kararları temyiz etmek zorundalar. Bu hukuk davası da olabilir, ceza davası da olabilir. Rutin işleyiş kurumsal olarak bu şekildedir” diye konuştu. Tanrıkulu, bu nedenle İBB’nin itirazını siyasi bir karar gibi yansıtmanın doğru olmadığını yineledi.