HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Türkiye’de Kürt sorununu demokratik ve onurlu şekilde çözme iradesi gösteremeyen hiçbir iktidar, aktör başarılı olamaz” dedi. Beşinci büyük konferansını Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleştiren Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, AKP-MHP blokunun kurduğu tekçilik rejiminin hakkın ve halkın inkarı rejimi olduğunun altını çizdi ve şöyle konuştu:

"YÜRÜYORUZ, YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

“Bu rejim kadınlara her türlü hakareti ederek, kadın katliamlarını, kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini gündemde tutarak kendisini var etmeye çalışan bir iktidardır. Bu iktidar Alevilerin eşit yurttaşlık taleplerini görmezden gelerek ayakta durmaya çalışmaktadır. Bu ittifak, varlığını Kürt Sorununu inkâr etmeyle eşdeğer gören bir iktidardır. Tüm dünyanın kabul ettiği Kürt sorunu inkar edilecek, kabul görmeyecek bir sorun değildir. Demokrasiden, hukuktan ve adaletten uzaklaşmış bir iktidarın başta Kürt sorunu başta olmak üzere bu ülkenin yakıcı sorunlarını inkarla ayakta durduğunu ve zihniyetin, politikasını bunun üzerine oluşturduğunu çok iyi biliyoruz. Oysa hakikatin bir huyu vardır. Hakikat en zalim iktidarlara karşı bile yürümeye devam eder. Biz yürüyoruz yürümeye devam edeceğiz.”

"Herkes bilmelidir ki, Kürt Sorunu çözülmeden, Türkiye’ye demokrasi ve özgürlük gelmez" diyen Buldan Türkiye’de Kürt sorununu demokratik ve onurlu şekilde çözme iradesi gösteremeyen hiçbir iktidarın ve aktörün başarılı olamayacağına dikkat çekerek şu vurguyu yaptı:

"KÜRT SORUNU BU ÜLKENİN TAMAMINI İLGİLENDİREN BİR SORUNDUR"

"Ne iktidar ittifakları, ne inkarcı politikaları yol alabilir, ne de muhalefet fikir ve irade geliştirmeden bu ülkede kazanabilir. Biz bu sorunun hem iktidarın hem de mevcut muhalefetin mutlaka ama mutlaka gündeminde olması gerektiğini düşünüyoruz. Kürt sorunu bu ülkenin tamamını ilgilendiren bir sorundur. Bu sorun çözülmeden barış ve demokrasinin gelmeyeceğini herkesin bilmesi gerekiyor. Bugün Türkiye’de değişim isteyen herkesi vakit kaybetmeksizin Kürt sorununda çözüm önerilerini sunmaya, demokratik anayasa ve inanç temelli hakları tanımaya bir kez daha davet ediyorum.”