Haber: Elifsu Dilek Şen/ Nevşehir

16-17-18 Ağustos 2025 Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat etkinlikleri, Hacıbektaş Belediyesi ev sahipliğinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi desteğiyle gerçekleşen. kardeşliğin, insanlığın ve adaletin buluşmasına vesile oldu.

Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Kaim ve İBB’den Vedat Kara’nın önderliğinde büyük bir emekle etkinlik gerçekleştirildi.

Bozkırın ortasında bambaşka bir kasaba Hacı Bektaş. Ağustosun ortasında dolup taşan sonrasında kendi ritmine dönen şiir gibi bir kasaba .

Anadolu’nun sarı sıcağını hissederek ekin tarlalarının dalgalandığı yolları aşa aşa indik Hacıbektaş’a. Koskoca bir resimle, yüreğe işleyen bir söz karşılar size ‘Her ne arar isen kendin de ara’. Kötülük üretenlerin düşman gözleriyle karşılaşınca Hacı Bektaş’ın erenliği, veliliği, bilgeliği daha da işliyor insanın içine.

Hacıbektaş’ta düzenlenen paneller Alevilik’i anlamak isteyenler için büyük bir kaynakça niteliğindeydi.

Hacı Bektaş etkinlikleri kapsamında düzenlenen panelde Doç Dr. Yalçın Çakmak bir sunum gerçekleştirdi. Önyargılarla veya ideolojik nedenlerle çok fazla yayının olduğu, üzerine çok konuşulan ancak az bilinen Alevilik konusunda yazılan Sultan’ın Kızılbaşları kitabının yazarı Yalçın Çakmak.

Hacıbektas

Osmanlı’da devlet zihniyetine kayıtlı Kızılbaş/Alevi algısı devlet politikalarına yansımış mıdır?

Uzun süren bir mutlak iktidar döneminde Kızılbaşlar/Aleviler hakkındaki belgeler, kurumlar arası yazışmalar, uygulamalar genel bir siyaset izleği sunabilir mi?

Yalçın Çakmak, Sultanın Kızılbaşlar’ında, II. Abdülhamid döneminin ve rejiminin kendi siyaset anlayışı ve araçları ile devletin genel Alevi politikası arasındaki paralelliklerle değişimlere yoğunlaşıyor. Osmanlı arşivleri ile misyonerlerin arşivleri, faaliyet raporları, Alevi cemaatinin içindeki menkıbe ve anlatılar, cemaat içi gerilimlerle dayanışma pratikleri, II. Abdülhamid rejiminin merkez yöneticileri ile taşra idarecileri arasındaki yazışmaların gösterdiği farklı uygulamalar ve algılar arasında Alevi nüfusa yönelik politikaları inceliyor.

Doç. Dr. Cemal Salman, Yaşar Kemal’in kitaplarında Alevilik olmasına rağmen aleviliğin daha önce hiç çalışılmadığını sadece bir makale olduğunu söyledi. Konuşmasına “Âşık, Ocak, Ziyaret: Yaşar Kemal’de kırsal Aleviliğin kutsalları” başlığını değerlendirerek devam etti.

Hacıbektaş4

Cemal Salman, sunumunda şunları söyledi:

“Elime aldığım ilk kitap ‘Sarı Sıcak’ oldu. Bilmediğim dünyadan büyülü hikayeler okudum. Aleviliği edebiyatın bir yerine yerleştirecek olursam bu şiir ile olur. Yaşar Kemal de Aleviliği duvara işleyen bir tasvir vardır. Her bir kelimeyi nakşeder, iştah ve içtenlikle anlatır. Yaşar Kemal’le ilgili toplam 97 makale yazılmış ancak Alevilerin var-yok haliyle uğraşmak mı istememişler bilemiyorum. Yaşar Kemal, ‘Aleviler çok zulüm gördüler. O nedenle onları çok sevdim’ diyor.

Benim Yaşar Kemal’den seçtiğim kutsallar; aşıklar, ocaklar ve ziyaretler… Bunların üçü ‘Alevilikte kutsal nedir?’ sorusunun da karşılığını veriyor:

“‘Aşık’ dediğimiz bazı yerlerde ‘Zakir’ ve ‘Hak aşığı’ olarak da geçiyor. Alevilikte bağlama, öylece ele alınıp çalınan bir saz değildir. Alan araştırması yaptığım yıllarda Sivas Yıldızeli’nde bir dede ile tanıştım. Aynı zamanda aşıklık da yapıyordu. Soyadımın ‘Salman’ olduğunu söylediğimde uzunca bir şiiri ezbere okumuştu. Yani bir tablete ya da ekrana bakma hali yoktu.

Alevilikte ziyaretleri öylesine bir yer olarak görmüyoruz. Doğanın da bir ruhu olduğuna inanan; belki bir ağaç, belki ulu birinin yatırı da kutsal olabilir. Yıldızeli’nde alan araştırması yaptığımda 44 kutsal mekanı olduğunu not etmiştim.

Yaşar Kemal’in kitaplarında adında ‘Alevi’ geçmese bile Alevi ritüellerini okursunuz. Binboğalar Efsanesi’nde örneğin semah dönenler var.

Yaşar Kemal de aşık olmayı çok istermiş. Hikayelerinde aşıklığı, dengbejliği kutsallıkla anlattığını görüyoruz.

‘İnce Mehmet’ bahsettiğim tüm temaların en çok işlendiği kitaptır. ‘Sefil Ali’ figürü örneğin… Kırkgöz Ocağı çok derin anlatılıyor örneğin. Özetle şunu diyebiliriz; adı konulsun ya da konulmasın, Yaşar Kemal Aleviliğin sözünden, sesinden beslenmiştir.”