CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın görevden alınıp yerine kayyım atanması üzerine tartışmalar sürüyor.
Kayyım Gürsel Tekin’in avukatı Barış Demirkuş, sosyal medya hesabından konuyla ilgili yaptığı açıklamada verilen kararın hukuki olduğunu iddia etti.
Demirkuş, “Müvekkilim Gürsel Tekin’in görevlendirilmesi, herhangi bir atama veya siyasi tercihin sonucu olmayıp, Türk yargısının bağımsızlığı ve Anayasa’nın öngördüğü yargısal denetim çerçevesinde verilmiş, tamamen hukuki bir tedbir kararıdır” ifadelerine yer verdi.
Demirkuş ayrıca mahkemenin, “telafisi güç zararların önüne geçebilmek amacıyla, demokratik işleyişin korunmasını ve seçme-seçilme hakkının özüne dokunulmamasını esas aldığını” da savundu.
Kayyım görevlendirmesine dair “hukuki bir zorunluluk” yorumu yapan Avukat Demirkuş “Herhangi bir siyasi tasarrufun ürünü olmadığını bilmesi büyük önem taşımaktadır” dedi.
'SEÇME-SEÇİLME HAKKININ ÖZÜNE DOKUNULMAMASI İÇİN...'
Evrensel’den Dilan Temiz’in haberine göre, kayyım Gürsel Tekin’in avukatı Barış Demirkuş şu paylaşımda bulundu:
"İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2025/254 Esas sayılı dosyasında vermiş olduğu 02.09.2025 tarihli ara karar ile; 08.10.2023 tarihinde gerçekleştirilen Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan İstanbul İl Kongresi’nde seçilen İl Başkanı, İl Yönetim Kurulu ve İl Disiplin Kurulu üyeleri tedbiren görevden uzaklaştırılmış; yerlerine, müvekkilim Sayın Gürsel Tekin’in de içinde bulunduğu beş kişiden oluşan Geçici Kurul, ‘Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı, İl Yönetim Kurulu ve İl Disiplin Kurulu yetkilerini tedbiren kullanmak2 üzere görevlendirilmiştir .
Mahkeme, ara kararında; Anayasa’nın 2, 67, 68 ve 69. maddelerine, Türk Medeni Kanunu’nun 2. ve 4. maddelerine, Siyasi Partiler Kanunu’nun 3, 4, 93, 112 ve 121. maddelerine, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 152. maddesine ve CHP Tüzüğü’nün temel hükümlerine açıkça atıf yaparak, demokratik ilkelerin, seçme-seçilme hakkının ve dürüstlük kurallarının ihlal edildiği yönündeki iddiaların yaklaşık ispat seviyesine ulaştığını belirtmiştir.
Bu çerçevede verilen karar, ihtiyati tedbir niteliğinde olup, nihai hüküm anlamına gelmemektedir. Ancak mahkeme, telafisi güç zararların önüne geçebilmek amacıyla, demokratik işleyişin korunmasını ve seçme-seçilme hakkının özüne dokunulmamasını esas almıştır.
‘HUKUK DEVLETİNİN KORUNMASI İÇİN…’
Türkiye Cumhuriyeti, demokratik bir hukuk devletidir. Siyasi partiler ise bu demokratik düzenin vazgeçilmez unsurlarıdır. Siyasi partilerin iç işleyişinde de hukuk devleti ilkesi, dürüstlük ve eşitlik kuralları uygulanmak zorundadır.
Mahkemenin bu ara kararı, yalnızca müvekkilim Gürsel Tekin için değil, tüm partililerin iradesinin serbestçe tecelli edebilmesi için verilmiş, demokratik değerlerin ve hukuk devletinin korunmasına yönelik bir yargı müdahalesidir.
‘KAYYIM HUKUKİ BİR ZORUNLULUK’ DEDİ
Müvekkilim Sayın Gürsel Tekin, mahkemenin verdiği bu geçici ve tedbir niteliğindeki görevi, bugüne dek olduğu gibi bundan sonra da; Cumhuriyet Halk Partisi’nin temel değerlerine bağlılıkla, demokrasiye, şeffaflığa ve hukuk devletine sadakatle, siyasi nezaket ve toplumsal sorumluluk bilinciyle yerine getirecektir.
Kamuoyunun, söz konusu görevlendirmenin hukuki bir zorunluluk sonucu ortaya çıktığını, herhangi bir siyasi tasarrufun ürünü olmadığını bilmesi büyük önem taşımaktadır.”





