dokuz8 TV ekranlarında Bekir Güneş’in sunduğu Gündem Diyarbakır programına konuk olan Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Sözcüsü Ayşe Güney ve Demokrat Haber Editörü Selda Manduz, kadın gazetecilerin sorunlarını konuştu.

dokuz8 TV ekranlarında Bekir Güneş’in sunduğu Gündem Diyarbakır programına konuk olan Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Sözcüsü Ayşe Güney ve Demokrat Haber Editörü Selda Manduz, kadın gazetecilerin sorunlarını konuştu.

“İKTİDAR İÇİN KADININ KENDİSİ BİR TEHDİT UNSURU”

Jin News Editörü Ayşe Güney, kadın gazetecilerin zayıf halka olarak görüldükleri için her olayda hedef gösterildiğini ifade etti. Bölgedeki gazetecilerin sürekli yasaklarla karşılaştığını, Jin News’ın 26 kere erişim engeli aldığını ve JİNHA ile Kürtçe yayın yapması dolayısıyla ayrı bir yere sahip olan Azadiya Welat’ın kapatıldığını söyleyen Güney, “Mevcut iktidar için kadının artık kendisi bir tehdit unsuru oldu,” dedi. Yerel gazetelerin devletle yakın ilişkiler içinde olmasını eleştiren Demokrat Haber Editörü Selda Manduz, “Eğer bu çarkın dışındaysanız ve kadınsanız çok ciddi yaptırımlarla karşılaşabiliyorsunuz,” dedi.

“BU BİR DEVLET İÇİN UTANÇ OLMALI”

Gazetecilerin pandemi sürecinde yaşadığı zorlukları değerlendiren Ayşe Güney, kadınların evli ve çocuklu olma durumunda üstlerindeki ev işi yükünün arttığını söyledi. Bilgisayar, fotoğraf makinesi gibi gazeteciler için bir gereksinim noktasında olan materyallere el konulduğunu söyleyen Güney, “Bu bir devlet için utanç olmalı,” dedi.

“TOPLUMSAL MUHALEFET KADINLAR ÜZERİNDEN İLERLİYOR”

Demokrat Haber Editörü Selda Manduz, dayanışmanın ve sosyal medyadan yapılan adalet talebinin kolluk kuvvetleri ve mahkeme üzerinde bir baskı oluşturduğunu ifade etti. “Heyetteki başkan veya savcı, adının Twitter’da yazılmasını istemiyor. Bu düzenin artık yıkılacağını herkes biliyor; çok da göz önünde olmak istemiyorlar,” dedi. Bu sözleri doğrultusunda dayanışma vurgusu yapan Manduz, “Yıllardır insanlar sokağa çıkamazken kadınlar sokaktan ayrılmadı. Toplumsal muhalefet kadınlar üzerinden ilerliyor. Ev işleri yapan, ekonomik özgürlüğü olmayan kadın profilinden çıktığınız zaman sistemin hedefinde oluyorsunuz. Eğer gazeteciyseniz sizin üzerinizden sindirmeler, korkutmalar yapılabiliyor” dedi.

“KOLLUKTAN TECAVÜZ TEHDİDİ ALIYORUZ”

Kadın gazetecilerin mesleklerini yaparken toplum içindeki ataerkiyle mücadele ettiklerinin altını çizen Gazeteci Ayşe Güney, haber kaynağından kolluk güçlerine kadar birçok erkekten tehditler aldıklarını söyledi. “Failler, ‘Kadını katlettim, seni de katlederim,’ diyor. Kolluktan tecavüz tehdidi alıyoruz. Biz mücadele verirken kadın arkadaşlarımız babalarından, abilerinden dayak yedi. Bütün bunlar çok büyük bir yük ama biz bu yükü kaldırabilecek güçteyiz çünkü mücadelemizin haklılığına inanıyoruz.”

“MESLEK ÖRGÜTLERİMİZİN BİZİ MUHATAP ALMASI LAZIM”

Pandemi sürecinde gazetecilerin ciddi ekonomik sıkıntılarla boğuştuğunu, açlık sınırında yaşadıklarını aktaran Gazeteci Selda Manduz, basın sigortaları olmadığı için aşı olamadıklarını da ifade etti. “Meslek örgütlerimizin bizi muhatap alması lazım. Sadece medyatik davaları takip etmekle olmuyor bu iş. Ben avukat tutabilecek durumda olmasaydım hangi kurum yanımda olacaktı? 2015’ten beri yaşadığımız güvenlik endişesi sebebiyle yaşadığımız için en önemli sorunlarımızı öteledik. Asgari ücretin altında çalışıyor gazeteciler. Ben bu mesleği bırakmak istiyorum ve bu, sistemi bu hâle getirenler için bir utanç kaynağı.”

“BİZ GAZETECİ OLDUĞUMUZU KANITLAMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Demokrat Haber Editörü Selda Manduz: “Jin News her gün kapatılırken iktidarın tetikçiliğini yapan gazetecilerin yaşadıkları koşulları görüyoruz. TGS’nin Özışık kardeşleri cemiyetten atması veya Veyis Ateş hakkında soruşturma açması değil sorun; ben cemiyete üye olamayan bir gazeteciyim. Biz bir yandan gazeteci olduğumuzu kanıtlamaya çalışıyoruz.”

“KÜRT BÖLGESİNDEKİ GAZETECİLERLE DAYANIŞMA AMALI, FAKATLI YAPILIYOR”

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Sözcüsü Ayşe Güney de bölgede çalışan kadın gazeteciler olarak söz haklarının daha sınırlı olduğunu ifade etti. “Özellikle Kürt bölgesinde çalışan gazetecilerle dayanışma amalı, fakatlı yapılıyor. Biz gazeteciyiz ve yaptığımız haberlerden yargılanıyoruz. Çemberin dışında kalanlar arasında dayanışma kurulmalı, zaten çember de daraldı. Sermaye patronlarına ve iktidarın savaş politikalarına karşı daha güçlü bir şekilde halkın yanında durmak, halkın sesi olmak zorundayız.”