HABER: FATOŞ ERDOĞAN

4,5 yıldır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala ve aralarında Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Can Atalay'ında bulunduğu 16 kişinin yargılandığı Gezi Davası'nın karar duruşması bugün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle Türkiye için yaptırım prosedürünü başlatmasına yol açan Gezi davasında karar verildi.

Daha önce iki kez beraatle sonuçlandığı halde 3. kez açılan Gezi Davası'nda karar açıklandı. Osman Kavala ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi. Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden ve Yiğit Ali Ekmekçi'ye ise 18'er yıl hapis cezası verildi. Kararın ardından tutuksuz yargılananlar hakkında mahkeme salonunda tutuklama işlemi yapıldı. 

KARŞI OY KULLANAN HAKİM: "SOMUT DELİL YOK, BERAAT VERİLMELİ"

Gezi Parkı davasında mahkeme heyetinden tutuklama kararına karşı oy kullanan hakim, "Deliller hukuka aykırı toplanmış. Dosyada inandırıcı, somut, kesin delil yok, beraat verilmeli" şerhini düştü.

DURUŞMADA YAŞANANLAR:

Duruşmayı, CHP Milletvekilleri Gökan Zeybek, Ali Şeker, Onursal Adıgüzel, Aykut Erdoğdu, Sezgin Tanrıkulu, Turan Aydoğan, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, HDP Milletvekilleri Hüda Kaya, Musa Piroğlu, Filiz Kerestecioğlu, Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Levent Tüzel, Uluslararası Af Örgütü Başkanı Ece Ünver, Almanya, İsveç, Belçika Konsolosu, HRW (İnsan Hakları İzleme Örgütü) Türkiye direktör Emma Sinclair-Webb ve çok sayıda demokratik kitle örgütü izledi.

İzleyici sayısının çokluğu nedeniyle duruşma 27. Ağır Ceza Mahkemesinin salonunda görüldü.

4 Mart’ta esas hakkında mütalaasını sunan savcı, Osman Kavala ve Mücella Yapıcı hakkında “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.Mütalaada, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi hakkında ise darbeye teşebbüs suçunu “yardım eden sıfatıyla” işledikleri gerekçesiyle 20 yıla kadar hapis cezası istendi.

Mütalaada ayrıca yurt dışında bulunan sanıklar Henri Barkey, Pınar Öğün, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi hakkındaki dosyanın ayrılması talep edildi.

Gezi davası 6 (1)

OSMAN KAVALA SEGBİS İLE DURUŞMAYA KATILDI

1637 gündür tutuklu olan Osman Kavala, SEGBİS bağlantısı ile duruşmaya katıldı. SEGBİS'in video bağlantısındaki sorun yaşandı.

Duruşmada ilk olarak söz alan yargılananlardan Mine Özerden'in avukatı Tuğçe Duygu Köksal, "Beraat kararının verildiği 18 Şubat 2020'den beri bu dosyada hiçbir ilerleme yok derhal beraat kararı verilmesi gerekir. Beraatın aksi yönünde ne delil toplandı? Hangi delil tartışıldı?" diye sordu. 

"DERHAL BERAAT VERİLMELİYDİ"

Köksal, "Ben değil sözlü beyanlarım, dosyaya eklediğim taleplerimin de okunmadığını düşünüyorum. Beraat kararı istinaf mahkemesince esastan bozulmadı. İstinaf, dosyanın delillerin tartışılmasını ve Çarşı davası ile birleştirilmesi talep edilmişti. Anlaşıldı ki o dosyadan aleyhe hiçbir şey çıkmayacaktı dolayısıyla ara karardan dönüldü. O karardan sonra derhal beraat verilmeliydi ama onun yerine dosya esas hakkında mütalaa için savcılığa verildi. Esas hakkında mütalaada zımni beraat mütalaasıdır" dedi.

Dosyadaki TAPE'lerden bahseden Köksal, "Bir delil hukuka aykırıysa kabul etseniz ne olur? Hukuka aykırı olan hukuka aykırıdır. Ceza kanunumuz net. Müvekkilimin hakkını kullanması esas hakkında mütalaada "hükümeti kaldırmaya yönelik teşebbüse yardım" olarak nitelendirmiş. Esas hakkında mütalaada müvekkilin sağlıklı bir çevreye yaşama hakkına yönelik talebi kriminalize ediliyor" dedi.

Köksal, AİHM’in Osman Kavala hakkında verdiği kararın 146. paragrafında, iddianameye konu olan eylemlerin “her halükârda şiddet içermeyen faaliyetler” olarak nitelendirildiğini hatırlattı. Bunun objektif etki nedeniyle tüm sanıkları ilgilendirdiğini vurguladı.

"HÜKÜMETİ DEVİRME SUÇU OLMADIĞINDAN YARDIM DA SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"

 Köksal salonda dosyada delil olarak geçen deniz gözlüğü, gaz maskesi ve sargı bezini göstererek, "Deniz gözlüğü basınçlı suya karşı korur, maske gaza karşı, sargı bezi ise copla fişekle yaralandıysa ona karşı. Bunlar delil olamaz. Ortada hükümeti devirme suçu olmadığından yardım da söz konusu değildir. Müvekkilim hakkını kullandığı için suçlanmaktadır. Beraat talep ediyoruz" değerlendirmesini yaptı. 

Yiğit Ali Ekmekçi'nin avukatı Emel Ataktürk, “Bu dava insan hakları için çalışanların ve sivil alanın yok edilmesine yöneliktir. Konusu suç olan eylemlerin yargılanması değil, hak savunucuları üzerinden tüm toplumun susturulmasını amaçlayan politik bir davadır.. Gezi ve Çarşı davaları yüksek mahkemelerde incelenirken siyasi otoriteler Gezi davası hakkında yorum yapmayı sürdürdü" dedi.

Ataktürk, "Gezi ve Çarşı davaları yerel mahkemeye döndüğünde de müdahaleler sürdü. 30 ACM dosyaya daha hakimdi, beraat kararı verilmişti ama dosya tefrik aşamasına geldiğinde dosya hızla karara çıkarılmak için 30 ACM'ye değil mahkemenize verildi" düşüncesini dile getirdi.

İzleyici sıralarında bulunan gözlemcilerden biri üye hâkim ve savcının uzun süredir telefonuyla ilgilenmesine tepki gösterdi. Tepki üzerine telefonlar kürsüye bırakıldı.

“BU SUÇUMU VERİN DAVASIDIR”

Yiğit Ali Ekmekçi’nin diğer avukatı Hasan Fehmi Demir, “Bunlar “bana suçumu verin” davalarıdır. Çünkü bu davalarda suç yoktur, suçluluk inşa edilir, niyet okunarak suç yöneltilir. Müvekkillerimiz olmayan suçun savunmasını yapmaya çalışıyorlar. Yapmadıkları eylemleri kanıtlanmaları istiyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bugün hapiste olan farklı fraksiyona mensup eski meslektaşlarının yöntemlerini tekrarlamakla kalmıyor, istismarcı Anayasa anlayışı ortamında temkinli davranırken, sanatı, hak savunusunu kriminalize etmeye çalışıyor. Gezi direnişi boyunca öldürülen tek kişinin adını dile getirmemiştir. Ethem’in katili polise verilen 15.bin ile kaç direk onarılır? Sizce biber gazıyla insanlarımızın öldürülmesi mi ülkemizin yüzünü karartır yoksa biber gazının kullanımına karşı çıkmak mı? Tüm sanıklar hakkında beraat kararı vermek hukuki sorumluluktur” diyerek beraat talebinde bulundu.

SES SİSTEMİNDEKİ SIKINTI NEDENİYLE DURUŞMAYA ARA VERİLDİ

SEGBİS kaydının yenilenmesi için 5 dakika ara verildi. Ara sonrası SEGBİS bağlantısı düzeldi Osman Kavala mahkemeye SEGBİS ile katılıyor.

Aranın ardından savunmalar devam ediyor Gökçe Tüylüoğlu avukatı Bahri Belen konuşuyor.  Avukat Bahri Belen, "Başta müvekkilim olmak üzere dosyadaki sanıklar hakkında, mahkemenin siyasetin dışında hakimler olarak bir karar vermenizi talep ediyorum" diyerek konuşmasını bitirdi.

Duruşma Can Atalay, Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman'ın avukatı Fikret İlkiz'in konuşması ile devam ediyor.

Ses sistemindeki sıkıntı nedeniyle duruşmaya yarım saat ara verildi.

DURUŞMA YENİDEN BAŞLADI

Ses sisteminde yaşanan arıza nedeniyle verilen ara bitti, duruşma yeniden başladı.

Avukat Fikret İlkiz, "Ravel, en bilinen eseri Bolero için 'İçinde hiç müzik yoktur' der. Adaletin dağıtıldığı yer mahkemelerdir ama ne yazık ki içinde hiç adalet yoktur" dedi.

Duruşma Taksim Dayanışması bileşenlerinin avukatlarından Fikret İlkiz'in konuşmasıyla devam ediyor: 

"Emniyete savcılığa talimat verme yetkisi verilirse ortaya 2 bin sayfadan fazla fezleke ortaya çıkar, 657 sayfalık bir iddianame ortaya çıkar. 30 ACM'deki yargılamaya hiçbiriniz katılmadınız, orada neler konuşulduğunu bilmiyorsunuz. Biz tekrarların tekrarlarını yaşıyoruz. Yargı organları aynı şeyleri tekrarlatmak için insanları sanık yapma hakkına sahip değildir. Hükümete karşı suçlar kapsamında yapılmış bir dinleme yok bu dosyada. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi beraat kararı verirken bunların zehirli ağacın meyvesi olduğunu söyledi. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararında Osman Kavala'nın Gezi'nin finansörü olmadığı belirtildi. Müvekkillerim de değildir, olamazlar da çünkü beş paraları yok. Ters çevrilmiş araçların görüntüleri sanıklara izletildi, ne diyorsunuz denildi. İkinci mütalaada da yine aynı görüntüler önümüze getiriliyor ama İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi bu görüntülerin sanıklarla bağlantısı olmadığını söyledi."

İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki ilk yargılama sırasında kaç iddianame düzenlerseniz düzenleyin aynı savunmayı yapacağını söyleyen Mücella Yapıcı, yine aynı savunmayı yaptı.

"BU DOSYADA ERDOĞAN İLK MAĞDUR"

Avukat İlkiz'in ardından Taksim Dayanışması bileşenlerinin avukatlarından Evren İşler konuşuyor:

"Yeniden kıymetlendirme lafının ne olduğunu bilen yok, ilk kez bu iddianamede duyduk. Herhalde kıymeti kendinden menkul. Önünüzdeki tape kayıtlarına baktığımız zaman bu dinlemeleri yapan hakimler ve emniyet mensupları delil üretmekten yargılandı ve cezalandırıldı. Mahkemenizde bir tek delil tartışması yaptırılmadı, bütün talepler reddedildi."

Avukat Evren İşler, cuma günkü duruşmada mahkeme başkanı Mesut Özdemir'in sözünü keserek savunma yaptırmadığı avukat Tora Pekin'in savunmasını okudu.

Av. Evren İşler, "Mahkeme heyetini oluşturan üyelerin ismini Google'a yazdığımızda üye hakim Murat Bircan'ın Bafra Belediyesi Hukuk İşleri Müdürlüğü'nde çalışırken istifa edip hakim olduğunuzu görüyoruz. Murat Bircan aynı zamanda AKP'den milletvekili aday adayı da olmuş. güveniyor

Avukat Evren İşler mahkeme heyetinden üye hakim  Murat Bircan’ın AKP’den milletvekili  aday adayı olduğunu açıkladı ve adaylığı sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaptığı güzellemeleri okudu.

İşler, “Bu dosyada Erdoğan ilk mağdur. Talimat vermeye gerek var mı? Üye hakim onu seviyor zaten, onun liderliğini" dedi. Heyet ara verdikten sonra tekrar yerini aldı.

 OsmanKavala'nın avukatlarından Köksal Bayraktar konuştu: 

"Siyasi bir liderle arasındaki bağı açık eden bir hakimin karar verme mevkiinde bulunmaması gerekir. Bunlar üzeri örtülecek şeyler değil. Mahkemenin bir karar vermesi lazım, bu karar davadan çekilme şeklinde veya üye hakimin çekilmesi şeklinde olabilir."

Hakan Altınay'ın avukatı Tora Pekin, "Üye hakim Murat Bircan'ın bu davadaki hakimlik görevini kabul etmemesi gerekirdi" dedi.

Mahkeme başkanı Mesut Özdemir'in Savcı Edip Şahiner'e görüşünü sorması üzerine savcı "Takdir mahkemenin" dedi.

Mahkeme heyeti, üye hakim Murat Bircan'ın davadan çekilmesi talebinin "davayı uzatmaya yönelik" bir talep olduğuna karar vererek reddetti.

Davayı uzatma gerekçesine bütün salon güldü.

"NİYETİNİZİ VE KORKULARINIZI BİLİYORUZ"

Gezi Davası'nda karar duruşması öncesi Çağlayan Adliyesi'nde siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinin katılımıyla basın açıklaması yapıldı.

gezi davası 12

Açıklamada, "Muhalefetin en temel hak ve talepleri suç unsuru gibi gösterilmek, barışçak direnişin gerçekliği çarpıtılmak, karalanmak isteniyor. Gezi'nin haksızlığa, adaletsizliğe, keyfiliğe karşı direnmenin adı olduğu, kente, doğaya, yaşama sahip çıkanların hep bir ağızla, bir arada söyledikleri şarkı olduğu unutturulmak isteniyor. Niyetinizi ve korkularınızı biliyor, bu beyhude çabalarınızı reddediyoruz" denildi.

DAVA SÜRECİNDE YAŞANANLAR

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin aralarında iş adamı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve oyuncu Mehmet Ali Alabora'nın da bulunduğu 16 sanığın "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan yargılandığı dava, 18 Şubat 2020'de karara bağlanmıştı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu sanık Osman Kavala'nın da aralarında olduğu 9 sanığın beraatına, firari sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi ve Mehmet Ali Alabora'nın ise dosyalarının ayrılmasına hükmetmişti. Savcılığın yerel mahkemenin kararını istinafa taşımasının ardından İstanbul Bölge Adliye 3. Ceza Dairesi 22 Ocak 2021'de 9 sanık hakkındaki beraat kararını bozmuştu.

Bozma kararının ardından İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Nisan 2021'deki duruşmada bu dava ile yakalamalı sanıklar Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin dosyasının birleştirilmesine karar vermişti. Bunun yanı sıra Osman Kavala ile Henri Barkey'in FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin 'Anayasa'yı ihlal' ve 'Devletin gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etme' suçlarından İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandıkları davanın Gezi Parkı ana davasıyla birleştirilmesine karar verilmişti.

Öte yandan Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanık hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince verilen karar Yargıtay tarafından bozulmuştu. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Gezi Parkı olaylarına ilişkin dava ile Çarşı davası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun belirtildiği kararda, 'örgüt üyeliği suçunun özelliği nazara alınarak, her iki dosyanın birleştirilmesi tarafına gidilmesi, sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma neticesinde beraatlarına karar verilmesinin bozma nedeni sayıldığı vurgulanmıştı.

Davalar verilen bozma kararlarının ardından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde birleştirilmişti.

21 Şubat'ta görülen duruşmada Çarşı davasının Gezi Parkı davasından ayrılmasına karar verildi.

KARAR İÇİN ARA VERİLDİ

Üçüncü kez açılan Gezi Davası'nda karar için ara verildi.