Gençler Siyasete ve STK’lara Aktif Katılım Sağlamıyor

Demokratik bir toplumda siyasi katılım, vatandaşların siyasete etkin bir şekilde katılması ve siyasi süreçlere müdahil olması anlamına gelse de ülkedeki gençlerin siyasi katılımı düşük seviyelerde seyrediyor. KONDA’nın anketine göre, her beş gençten dördü herhangi bir siyasi partiye üye olmadığı gibi gelecekte de üye olmayı düşünmüyor. Bu durum, gençlerin siyasi partilere olan güvensizliğini ve siyasi süreçlere katılım isteksizliğini yansıtıyor. Araştırmaya göre siyasi parti üyesi gençlerin oranı yalnızca %5. Bununla birlikte %4’lük bir kısım daha önce bir siyasi partiye üye olduğunu, ancak parti üyeliğinden istifa ettiğini belirtiyor.

STK'lar ve dernekler, toplumsal dönüşümde önemli bir rol oynarlar ve gençlerin bu dönüşüme aktif bir şekilde katılması için potansiyel alanlar sunarlar. Ancak araştırmaya göre gençlerin sadece yüzde 4'ü dernek ve %3’ü vakıf üyesi veya gönüllüsü. STK'ların etkinliklerine katılma konusundaki bu isteksizliğin nedenleri arasında STK’lara karşı duyulan güvensizlik öne çıkıyor. Gençlerin çoğu, STK'lara katılımın kişisel beklentilerini karşılamadığı görüşünde. STK’lara üye olan gençlerinse ilişki ağı kurma, CV geliştirme gibi kişisel beklentileri bulunuyor.

Bu durum bir bakıma, gençlerin siyasi ve toplumsal yapıya olan mesafesini yansıtıyor. Siyasi partilere ve STK'lara olan ilgisizlik, demokratik toplumun gelişimi açısından önemli bir sorun. Bu nedenle, gençlerin demokratik katılımını artırmak ve STK'lara yönelik ilgiyi teşvik etmek için çeşitli önlemler alınması şartmış gibi görünüyor.

Türkiye’de gençlerin siyasete ve demokratik süreçlere katılması için önemli bir görevi üstlenen ve Türkiye’nin dört bir yanından gencin sesinin duyulmasını sağlayan Gençliğin Yüzleri programının Mersin temsilcisi Mustafa Toprak Sezgin, gençlerin siyasi temsili hakkındaki düşüncelerini şöyle belirtiyor:

“Gençlerin Genel Seçimler sonucunda siyasette yeterince temsil edilmediği millet meclisinde yer alan genç sayısı göz önüne alındığında apaçık ortada. Birçok farklı sorun neticesinde temsil edilemeyen gençler siyasete katılımının; yeterli ekonomik güce ulaşmanın zorluğu, ifade özgürlüğünün olmaması ve siyasete duyulan güvensizlik durumlarından dolayı yeterli olmadığı görüşünde. Her ne kadar ülke çapında gençlerin yeterli temsili söz konusu olmasa da yerel yönetimlerde gün geçtikçe sayısı artan gençlik meclisleri ve benzeri örgütlenmelerle iyileşme süreci başlamış durumda. Önümüzdeki seçimlerde gençlerin seslerini yükseltmesi ve yeni örgüt yapılarıyla orta çıkmasıyla birlikte genç temsiliyetinin artacağını öngörmek mümkün.”

Aktivizm ve Sosyal Medya

Geleneksel katılım yöntemlerine olan ilgi azalmış olsa da, gençler aktivizm konusunda yeni mecraları kullanmaya devam ediyor. Sosyal medya, gençlerin seslerini duyurabileceği, farkındalık yaratabileceği ve konuları gündeme taşıyabileceği önemli bir platform haline gelmiş durumda. KONDA’nın çalışmasına göre, gençlerin aktivizm konusunda daha çok sosyal medyayı kullanıyor. Sosyal medya yoluyla toplumsal konularda tartışma başlatma ve toplumsal gündemi etkileme gücüne sahip oluyorlar.

genclik_sosyalmedya

Sosyal medyanın gücü, toplumsal değişimde ve siyasi süreçlerde gençlerin etkin rol oynamasına katkı sunuyor. Bu da gençlerin demokrasiye olan katılımını ve siyasi süreçleri etkileme gücünü artırıyor.

Araştırmaya göre Twitter üzerinden sivil toplum aktivitelerine katılan gençlerin oranı 18-20 yaş grubunda %23’ken, 26-30 yaş grubunda bu oran %13’e düşüyor.

Gençler Demokrasi’nin İşleyişinden Memnun Değil

Araştırmanın sunduğu bir diğer önemli sonuç gençlerin demokrasinin işleyişine dair hissettiği memnuniyetsizlik. Ankete katılan gençlerin %90’ı Türkiye’de demokratik işleyişi 10 üzerinden 5 puan altında oyluyor. Gençlerin %48’i ise yalnızca 1 puan vererek demokratik işleyişten hiç memnun olmadığını dile getiriyor.

Anket sonuçlarına göre, gençlerin insan haklarına yönelik algısında "insan olabilme, yaşam hakkı" ilk sırada geliyor. Katılımcıların %23’ü, bu iki kavramı temel insan haklarını en iyi ifade eden kavramlar olarak değerlendiriyor. Türkiye'deki insan hakları savunucularının en fazla hangi hakları savunduğu sorusuna ise gençlerin çoğunluğu “kadınların eşitlik hakları” cevabını veriyor. Türkiye’de hangi nedenle insan hakları ihlaline uğradıkları sorulduğunda genç kadınlar “cinsiyet ve cinsel kimlik” cevabı verirken, erkekler ağırlıklı olarak “siyasi tercih” cevabını veriyor. Gençlerin %55’i çeşitli nedenlerle insan hakları ihlaline uğradığını düşünüyor.

İfade ve düşünce özgürlüğü ise gençlerin %37’sine göre en önemli insan hakkı. Gençlerin bu haklara verdiği önem, demokratik bir toplumda insan haklarına verilen değeri gösteriyor.

Anket sonuçları gençlerin büyük çoğunluğunun Türkiye’de bir şeylerin değişmesinden ümidi kestiğini gösteriyor. Gençler demokrasinin işleyişinden memnun olmadığı gibi, haklarını savunma ve siyasete katılma gibi demokratik süreçlere de küsmüş, yaşadıkları topluma katkıda bulunma isteklerini kaybetmiş durumda.

Bir sonraki yazımızda KONDA’nın anketine bir kez daha değinecek ve gençlerin insan hakları ve Türkiye’de yaşanan hak ihlalleri konusunda neler düşündüğüne göz atacağız.