ABD merkezli düşünce kuruluşu Freedom House dünya genelinde internet özgürlüğünü değerlendirdiği “Freedom on the Net 2022” (İnternette Özgürlük 2022) raporunu yayımladı. Küresel internet özgürlüğü endeksinin 12 yıldır kesintisiz bir şekilde gerilediği kaydedilen raporda Türkiye özgürlük puanlamasında geçen yıla göre 2 puan daha yitirdi; 100 üzerinden 32 puana gerileyen Türkiye bu yıl da “internetin özgür olmadığı ülkeler” kategorisinde yer aldı. 

Rapora ilişkin konuşan, Freedom House İnternet Özgürlükleri Raporu Türkiye Raportörü Gürkan Özturan, "Haklar ve hürriyetler alanında tümden bir gerilemenin deneyimlendiği Türkiye'de, üst üste yıllardır daralan bir internet özgürlükleri alanının bu yıl da yeniden daha fazla baskılandığını görüyoruz. Bilgiye erişim hakkı, basın özgürlüğü, ifade hürriyetinin internet ortamında şimdiye kadar olmadığı kadar artan bir baskı ile tehdit altında olduğunu ortaya koyuyor İnternet Özgürlükleri 2022 Raporu. Elbette, bu durum yalnız Türkiye'ye özgü değil; 28 ülkede bir gerilemeden bahsetmek mümkün, ve maalesef Türkiye, Rusya, Myanmar, Sudan ve Libya ile özgürlükler alanındaki daralmadan nasibini alıyor. Toplumun refahını doğrudan ilgilendiren haklar ve özgürlükler alanında yapılacak düzenlemelerde, yurttaşlara karşı devlet aygıtını koruyan düzenlemelerdense, önümüzdeki yıllarda yurttaşları güvence altına alacak bir İnternet Özgürlükleri Kanunu üzerine bir çalışma yapılacağını ümit ediyorum." dedi.

70 ülkenin değerlendirildiği raporda; bu yıl internetin; 17 ülkede özgür, 32 ülkede kısmen özgür ve 21 ülkede özgür olmadığı kaydedildi.

Geçen yıl 100 üzerinden 34 puana sahip olan Türkiye'nin bu yıl puanı 32'ye düştü. 1 Haziran 2021 ile 31 Mayıs 2022 tarihleri arasında yapılan incelemeler sonucunda, internetin özgür olmadığı ülkeler arasında yer alan Türkiye'ye ilişkin özet bölümünde şunlar kaydedildi:

"GAZETECİLER, HABERLERİNDEN DOLAYI FİZİKSEL ŞİDDETE MARUZ KALDI"

"Türkiye'de internet özgürlüğü gerilemeye devam etti. 2020'de kabul edilen sosyal medya yasası, platformları, bağımsız ve eleştirel medya kuruluşlarının web sitelerinden içerik kaldırmaya zorlamak üzere kullanıldı. Muhalif siyasetçiler de dahil, binlerce çevrimiçi kullanıcı, sosyal medya faaliyetleri nedeniyle suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Otosansür, hükümet yanlısı kuruluşların artması ve bağımsız medya sitelerinin engellenmesi, daha az çeşitli bir çevrimiçi alan yarattı. Üstelik, hükümet yanlısı trol ağları, açık sözlü aktivistlere karşı karalama kampanyaları düzenledi ve önde gelen gazeteciler, çevrimiçi haberlerinden dolayı fiziksel şiddete maruz kaldı. Milletvekilleri kasıtlı olarak yalan haberleri çevrimiçi ortamda yayanlara cezai yaptırımlar uygulayacak ve hükümetin çevrimiçi alandaki kontrolünü daha da güçlendirebilecek bir 'dezenformasyon' yasa tasarısı önerdiler.

"SÖZDE DEZENFORMASYON YASASININ ELEŞTİREL MEDYAYI SUSTURMA HUSUNDA İKTİDARA YARDIMCI OLMASI BEKLENİYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 2002'den beri iktidarda ve ilk başta kimi özgürleşme reformlarını hayata geçirdikten sonra, siyasi haklar ve insan haklarını giderek hor gördüler. AKP hükümeti, 2016'daki darbe girişiminden bu yana muhalifler üzerinde belirgin ve geniş kapsamlı bir baskı uyguladı ve 2017'de kabul edilen anayasa değişiklikleri ile güç Cumhurbaşkanı'nın elinde toplandı. Erdoğan çok büyük bir güç kullanmaya devam ederken, 2019 belediye seçimlerinde muhalefetin zaferi ve COVID-19 pandemisinin halihazırda güçsüz olan ekonomi üzerindeki tesiri, hükümete muhalefeti bastırmak ve kamusal söylemi kısıtlamak için yeni nedenler sundu. Sözde dezenformasyon kanun teklifinin kabul edilmesinin, iktidar ittifakına Haziran 2023 Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesinde muhalefet partilerini ve eleştirel medyayı susturma hususunda yardımcı olması bekleniyor."

Türkiye'ye ilişkin bulgulardan öne çıkanlar ise şöyle:

“-Çeşitli illerde altyapı hasarları ve çalıntı kablolar nedeniyle internet kesintileri meydana geldi.

-İki uluslararası medya kuruluşu, ulusal lisanslara başvurmadığı için web sitelerine erişim engeli getirildi.

-Bağımsız haber kuruluşlarını büyük ölçüde etkileyen sosyal medya yasası 2020 yılında yürürlüğe girdi. Haber kuruluşları ve sosyal medya platformları içerik kaldırma emirleriyle hedef alınmaya devam etti.

-Hükümet yanlısı medya gelişirken, bağımsız haber kuruluşlarının internet siteleri, yayın süresi boyunca engellerle karşılaştı ve bu ise Türk internet kullanıcılarının kullanımına sunulan çevrimiçi içeriğin çeşitliliğinde bir azalmaya sebep oldu.

-Yeni bir 'dezenformasyon' yasa tasarısı Meclis'e sunuldu. Tasarı, kasten yanlış bilgi yayan internet kullanıcıları için hapis cezalarını ve çevrimiçi anonimlik açısından olumsuz etkiler içeriyor.

-En az bir sosyal medya kullanıcısı, yaptığı bir paylaşımdan dolayı müebbet hapis cezasına çarptırılırken, Kürt meselesine ilişkin haber yapan bir gazeteci, bir noktaya kadar Facebook'ta yaptığı paylaşımı nedeniyle müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımdan dolayı 4 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı.

-Çevrimiçi gazeteciler, çevrimiçi olarak yaptıkları haberler karşılığında fiziksel saldırılar da dahil olmak üzere artan tacizle karşı karşıya kaldı.”

Raporun Türkiye bölümü için…(İngilizce)

Raporun tamamı için… (İngilizce)