Haber - Uğur İstanbullu

Rize’nin Fındıklı ilçesinde Gündüz Çocuk Bakım Evi ve Çocuk Hakları Merkezi 2017 yılında AKP’li belediye tarafından 5 yıllığına ilçe müftülüğüne tahsis edilmişti.  Tahsis süresi nin Sona ermesiyle birlikte mevcut başkan Ercüment Çervatoğlu binanın tekrar bünyesine kazandırması için yaptığı girişimlerin sonuçsuz kalması nedeniyle; Yaşanan gelişmeleri dokuz8HABER'e anlattı.

BOŞALTILMIŞ KÖY OKULLARINI YENİDEN KAZANDIRMAK İÇİN YOLA ÇIKTIK.

Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu; ”Evet 2019 mart ayında seçildikten sonra programımızda yer alan gündüz çocuk evi  yani kreş açamadığımız için. Fındıklılı çocuklarımıza çok dilli okul yani çocuğun küçüklüğünden itibaren İngilizce ,Almanca öğrendiği hatta Lazcanın öğrendiği bilimi temel alan köy enstitüleri modeliyle Cumhuriyet çocukları yetiştirmek ve bizim Atatürk değerlerine, devrim ilkelerini yaşatabilecek ve bunları geliştirebilecek gündüz çocuk evi projemiz vardı. Bu çerçevede seçimden kısa bir süre sonra Millieğitime bağlı olan kaymakamlık ukdesinde olan yerleri boşaltılmış köy okullarını istedik. Hatta ,hatta ilçe merkezinden 9 kilometre uzakta, geçmişte, Ortaokul olarak kullanılmış bir okuluda istedik.Mahllemizde bulunan terkedilmiş bir okulu. Mimarlar odasıyla boşaltılmış köy okullarının yeniden hayata dönüş hikayesi başlığı altında tadilat ettiğimiz mahalle okulunu istedik.11 mart ilkokulunda terk edilmiş bir bina vardı orayı istedik. Yine bir başka yerde Meslek teknik eğitim lisesinin içerisinde var olan bir yeri istedik. Bunun dışında sümeryalıda bir okulu istedik yıkık. Bütün bunların tadilatını ve inşaatını yapacaktık. Millieğitim  ihtiyacı olduğu zaman geri alacaktı bizden ama bütün buraları bize vermediler değişik gerekçeler sunarak.

MÜFTÜLÜK SİYASİ BASKILAR ALTINDA EZİLMİŞTİR.

Bizde bunu üzerine projemizi hayata geçirmek için bize ait olan belediye tarafından yapılmış olan kreş binamızın tarafımıza verilmesini talep ettik. Ve sözleşmeyi  yani tahsisi iptal ettik.Ama pandeminin devreye girmesi, yasal süreci başvurulmasına rağmen pandeminin devreye girmesi ve aslında bu hayalimizi hayata geçirememe konusunda bu salgının vermiş olduğu şeyden dolayı savunmayı süre aşımından dolayı çok davayı takip etmedik ve dava düştü. Çünkü 2022 kasım ayında tahsis süresi bitiyordu. Bu nedenle bu dönem başında mayıs ayında 2022’nin mayıs ayında müftülükle sözlü görüşmelere başladık. Sayın müftümüzün bir yer söylemesini ve camide bir yerleri vardı cami bölgesinde bir başka camide.  O yerin altındaki projesini çizdik ve projesi burda. Şöyle yaparak göstereyim. Bu proje için malzeme desteği ni vereceğimizi söyledik ve projeyide kendi bünyemizdeki mimar arkadaşlarımız çizdi. Ve oranın tadilatını yapabileceğimizi söyledik bu duruma  müftümüz sevinde ve iyi olacağını söyledi. Bu nedenle bu görüşmeleri yaptık. Ama daha sonra tabi bu yeri terk etmeme kararı aldılar. Tabi siyasiler baskı yaparak bu karar alındı. Bu projeden vazgeçtiler. Bunun üzerine biz Haziran 15 inde ilk yazımızı yazdık. Haziran 15 inde yazdığımız yazıya hiç cevap gelmedi kaymakamlıktan. Ağustos sonuna kadar,10 Ağustosta cevap geldi.Tekarar devam etmesi konusunda bizde bu cevaba istinaden tekrar yazı yazdık. Bizim gündüz çocuk evi noktasında çalışmalarımız olduğu bu dönem kayıt alacağımızı  ve bu projemizi hayata geçireceğimizi bu nedenlede, belediyeye ait kreş binası olarak yapılan binanın belediyenin ihtiyaç olduğu ve tahsisin uzatılmayacağını ifade ettik ve boşaltılmasını talep ettik. Aslında Ağustosun ikinci yarısından müftülük tarafında sözlü olarak başlatılabileceği ifade edilirken, AKP ilçe yönetiminin talebi doğrultusunda bu boşaltma işleminden vazgeçildi. Çünkü bizzat kendiside biz burayı boşaltmayacağız dedi. Ağustos ayında AKP ilçe başkanı yani kendisini kurumların ve kuralların üstünde görmekte. Siyasal, siyaset bu noktada devletin bütün kurumlarına müdahele etme erkini bulmakta. Buda Türkiye Cumhuriyetinin gelmiş olduğu  ve ikinci yüzyıla doğru yürüdüğümüz günlerde geldiğimiz noktayı göstermekte.

TAHSİS SÜREMİZ DOLUNCA MÜFTÜLÜĞÜN BİNAYI BOŞALTMASI İÇİN NOTERDEN İHTAR ÇEKTİRDİK

Bununla yetinmedik Ağustos 23’ünde noterden ihtar çektik. Tahsis süresinin dolduğunu bu nedenle yerin boşaltılması noktasında ihtarımızıda çektik. Bunun üstünde kaymakamlığının bizden talebi ise mecliste görüşülmek üzere tahsisin uzatılması oldu.9 eylül tarihinde mecliste görüştük ve tahsisin uzatılmamasına ve bizim çocuk hakları merkezinin hayata geçirilmesi gerekçesiyle karar verildi. Bu karar kaymakamlığa iletildi. Mecliste bize bağışçımız olan Süreyya teyze 90 yaşında. İstanbul Bağdat caddesinde bir konutu b bize güvendiği belediyeye bağışladı. Bağışçımız olan süreyye teyzemizin isminide verdik. Süreyye Osman Şimşekoğlu gündüz çocuk evi ve çocuk hakları merkezi olarak adlandırdık. Hatta bu kararı  ozamanda vekaleten görev yapan Ardeşen kaymakamı tekrar görüşmek üzere  bize geri gönderdi. Çünkü kendini okadar üstte görüyordu ki; Süreyya teyzemizden daha fazla yatırım yapacaktı ama Fındıklıya herhangi bir katkısı yoktu bu kaymakamın. İkincisi ve Süreyya teyzenin ismini vermemek için, isim verme hakkı 5393 sayılı kanunda belli ya devletin dışarda itibarini düşürecek vesaire kişilikler ya terör örgütüyle bağlantılıysa verilmeyebilinir.Burdan sormak isterim kaymakama Süreyya teyzemiz hangi örgüte üyeydi. Fındıklıyı sevenler örgütünden olduğunu biliyoruz biz.Fındıklıya gönül verenler Fındıklı için her zaman kalbi iyilikten atan Süreyya teyzemizin olduğunu bilmekteyiz.Ama Kaymakamlığın tabi başka bir terör örgütüne soktu ki bu Ardeşen kaymakamı yine vekaleten yürüttüğü Süreyya teyzemizin ismini vermemeye çalıştı. Bizim asaleten yürüten kaymakamımız gelince doğru olan kararı verdi ve Süreyye teyzemizin ismini verdi.

MÜFTÜLÜK DOĞRULARI ANLATIR BİLİYORUZ,OYSA MÜFTÜLÜK BİZE AİT OLAN YERİ İŞGAL EDİYOR.

O gün bu gündür evet 60 gündür. Kaymakamlıkla aynı noktadayız kamu yararıysa bizde kamu yararıyız. Hani müftülükte kamuysa bizde kamuyuz. Hiç bir problem görünmezken boşaltma süresi ve  tahsis süresi dolan ve boşaltılması gereken mekana dair biz işlem başlattığımızda. Onlarda o zaman bölge idare mahkemesine başvurarak aynı gün aynı saatte yürütmeyi durdurmak kararını aldılar. Bu nasıl bir hukuksa daha önceki mahkemeler şöyle bir kararda metin geçiyor. Her ne kadar burası dolgu alanlar olsa bile üstündeki yapı belediye tarafından yapılmıştır ve belediyeye aittir ibaresi yer almakta. O halde iken yeniden bir kez daha dava açılarak yürütmenin durdurulması istendi. Pekala soruyoruz şimdi deminden beri haklarımızı anlatıyoruz. Yaklaşık 10 gündür her gün  anlatacağız bu işgaldir.Fiili bir işgaldir. Biz herhangi bir kamu binasına gidip istediğimiz gibi oturabilir miyiz. Ozaman biz ne oluyoruz, bize eşkıya diyorsunuz. Bizim şuanda belediye binamızın işgal etmeniz ne anlama geliyor. İki evet gündüz çocuk konuk evi ve çocuk hakları merkezimizde bizim çocuklarımız var. Öbür taraftaki çocuklarda bizim. Ama biz bütün yasal süreci mağdur olamasın diye uyarmamıza rağmen sadece siyasi Saitlerle,  hiçbir şeyi dikkate almayarak çocukları siyasal malzeme haline dönüştürmeyi hedef koymuş bir partinin istekleri hayata geçirilirken bizim çocuklar kimin. Belediyede eğitim alan çocuklar gündüz bakım evinde çocuk hakları merkezinde olan 20 öğrenci kimin. Birde 35 öğrencinin kayıt yaptırıp geldiğini söylüyorlar sübyan okuluna yalan ve yanlış. Biz onun her gün orda çalışma yaptık.Çükü aynı yerde sinema çalışması yaptık . Orda dokuzu geçen öğrenci sayısı görmedik. Oranın kapasiteside çok yüksek dolayısıyla bunun hiçbir iyi niyet taşımadığını tamamen Fındıklı belediyesinin çalışmalarını hazm edememenin siyasal bir süreç olduğunu biliyoruz. Evet bu hazımsızlık 2019 un 31 martın da 1423 oy farkıyla başladı. Hala bu hazımsızlığı yaşıyorlar ve bütün çalışmalarımıza her konuda engel çıkarmaya çalışıyorlar. Başka bir fındıklı yok, başka bir ülke yok. Ama ikinci yüzyıla giderken bu ülke adaletin, hukukun ve gerçekten kimseyi ayırmadan ötekileştirmeden hizmetin verilebileceğini bir ülke olacak.Bu baskılara direneceğiz. İşgalci olmaktan vazgeçin, müftülük insanlara doğruluğu öğretir dolayısıyla bunları telkin eder. Cuma namazlarında  bunları anlatırken cuma vaazlarında bunları anlatırken. Bizim yerde yasal olmayan, işgalci durumda olup diğer çocukların vebalini almayın diyorum ve Fındıklı belediyesine ait olan belediyeye teslim edilmesini istiyoruz.”