Haber: DİLAN KUTLU- Kamera: FURKAN ERDEM

Ankara Kasaplar Odası Başkanı Fazlı Yalçındağ, Et ve Süt Kurumu’nun (ESK), et ithali yapması ve bu etlerin İstanbul’da bazı marketler ile Tarım Kredi Kooperatifleri’nde daha ucuz satılması kararını eleştirdi. Yalçındağ, “Türkiye’de et ve hayvancılık konusunda regülasyon görevi verilen Et ve Süt Kurumu’nun şu anda piyasaya verdiği et ithal et. Bizim sattığımız yerli etle uzaktan yakından alakası yok. Ben ESK Başkanı Mustafa Kayhan’ın yerinde olsam bu talihsiz açıklamayı yapmazdım. Devlet bana böyle bir görev karşılığında maaş verseydi ben et ithal etmeye utanırdım. Bir şeyi ithal edip birkaç yerde sattırmak başarı gibi gösterilmeye çalışılıyor” dedi.

Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Mustafa Kayhan dün yaptığı açıklamada, Ramazan boyunca piyasaya sunulmak üzere “8 bin 500 ton karkas ve 40 bin baş büyük baş” ithal hayvan alımı yapılacağını, bu etlerin İstanbul ve Tarım Kredi Kooperatifleri marketlerinde daha ucuz fiyattan halka satılacağını açıkladı. Kayhan, İstanbul’da kıymanın 190, kuşbaşı etin ise 210 liradan, Tarım Kredi Kooperatifleri satış yerlerinde ise kıymanın 140, kuşbaşı etin 150 liradan tüketiciye sunulacağını duyurdu.

Et ve Süt Kurumu’nun kararına sektör temsilcileri tepki gösterdi. Ankara Kasaplar Odası Başkanı Fazlı Yalçındağ, şunları söyledi:

“ET İTHAL ETMEYE UTANIRDIM”

Türkiye’de et ve hayvancılık konusunda regülasyon görevi verilen et ve süt kurumu şu anda piyasaya verdiği et ithal et. Bizim sattığımız yerle uzaktan yakından alakası yok. Ben Mustafa Kayhan’ın yerinde olsam bu talihsiz açıklamayı yapmazdım. Devlet bana böyle bir görev karşılığında devlet bana maaş verseydi ben et ithal etmeye utanırdım.

“BU SIKINTILAR SÜT FİYATLARINI BASKILAYINCA BAŞLADI”

Bizim ülkemizde et ihtiyacımızın yüzde 85 civarındaki bir kısmını büyükbaş hayvandan karşılamaya çalışıyoruz. Son dönemdeki sıkıntılar yaklaşık 2,5 yıl önce başlayan bir hadise. Bir buçuk sene boyunca süt fiyatları baskı altına alındı. Neymiş, Merkez Bankası enflasyonun baş sebebi olarak süt fiyatlarını ilan etmiş. Böyle olunca süt fiyatları baskı altına alındı. Damızlığı olan üretici ne hayvanını besleyebildiği ne de hayvanın sahibini besleyebildi. Götürdü hayvanını kestirdi.

“İTHAL EDİP BİRKAÇ YERDE SATMAK BAŞARI GİBİ GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILIYOR”

Dişi hayvanı kestirince yavru erkek danaları nereden bulacaksınız. Ondan sonra süratle bu noktaya geldik. Bu kadar inek kesildikten sonra danayı kim doğuracak. Biz mi doğuracağız. Bu da et fiyatlarındaki sıkıntı olarak yansıyacak. İthalatla sıkıntı hafifletmeye çalışıyoruz. Bir şeyi ithal edip birkaç yerde sattırmak başarı gibi gösterilmeye çalışılıyor.

“ESNAF DA HEDEF GÖSTERİLİYOR”

Esnaf da hedef gösteriliyor. Ben burada bu fiyata satıyorum, esnaf şu fiyata satıyor. Esnaf yerli et alıyor satıyor. Bir kilogram etin bize maliyeti neredeyse 300 liraya yaklaşıyor. Ben her hafta alışımda birtakım yükselişlerle karşı karşıya kalıyorum. Tedarikçiye ne oluyor diye soruyorum. Diyorlar ki, ‘Bizim de kesim fiyatlarımıza zam geliyor.’

“SIKINTIYI ÖNCEDEN GÖRÜP TEDBİR ALACAK YÖNETİCİLER İSTİYORUZ”

Besiciler de üretimde hayvan olmadığından şikayet ediyor. Bunu araştıracak soruşturacak tedbir alacak bir irade yok mu var ne yapıyor et ithal ediyor. Orada satılan ithal ettir ve bazı kesimlere satılmak üzere verilmiş ettir. Biz yerli et satıyoruz esnaf olarak. Biz gelecek sıkıntıyı önceden görüp, ona göre tedbir alacak yöneticiler istiyoruz. Bir tosundan et alabilmeniz için 30 aylık bir zaman dilimine ihtiyacınız var. Bugünden yarına olacak bir şey değil.”

“PROBLEM SADECE İSTANBUL’DA MI, TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE STOKLARI VARSA BÜTÜN KASAPLARA VERSİNLER”

Ankara’da baba mesleği olarak kasaplık yapan Ahmet Atalay, ANKA Haber Ajansı’na şöyle konuştu:

“Türkiye’yi yönetmek sadece İstanbul’u mu yönetmek? Bundan 15-20 gün önce Et ve Süt kurumu oradaki kasaplara marketlere et sattı. Türkiye’nin başka bir şehri yok mu? Sadece problem İstanbul’da mı? Problem Türkiye’nin her yerinde. Bir şey yapıyorsak herkese eşit şekilde yapmamız lazım. Şu anda yaptıkları işte Et ve Süt Kurumu’ndan maliyetinin altında etleri vererek bu aradaki zararı da vatandaşımızın vergisinden karşılanıyor. Ellerinde bu kadar stokları varsa Türkiye’deki bütün kasaplara versinler. Halkımız da onların söylediği fiyattan et verelim onlar da Ramazan’da ucuz et alarak geçirsinler. Bu göstermelik işten başka bir şey değil. Burada haksız bir rekabet oluşuyor. Böyle bir şey varsa herkes faydalanacak.

“BU ŞEKİLDE GİDERSEK 1 KİLO ET İSTEDİĞİNİZDE BEN SİZE YARIM KİLO VERECEĞİM, MAL BULUNMAYACAK”

 Bir sene önce inekler kesilirken biz, ‘Bu inekler kesilmesin. İleride büyük bir et sorunu, süt sorunu çıkacak’ dediğimizde yetkililer bize, ‘et fiyatlarını sabit tutuyoruz’ dediler. O gün için bu geçerli fakat o kesilen ineklerin hepsinin buzağısı vardı. Besici arkadaşlara sorun hepsinin 5 aylık ham madde eksikliği var. Malını kesiyor. Önündeki 5 ayda çiftliğinde mal yok. Bunun çözülmesi lazımdı, geç kalındı. Şimdiden başlasak rahatlamayı bir, bir buçuk yılda ancak çözebiliriz. Eğer hiçbir tedbir alınmaz bu şekilde gidersek belki 1 ay sonra siz gelip 1 kilo et istediğinizde ben size yarım kilo vereceğim, mal bulunmayacak.

“DEVLETİN BİZE TANIMIŞ OLDUĞU YÜZDE 30 KARIMIZI KOYAMIYORUZ”

Şu anda besicilerin kesim fiyatı 200 lira. Karkas dana Bunun üzerine kemiği ve maliyetini koyduğunuz zamana besiciden almamız 250 lirayı buluyor. İşletme giderlerini koyunca kasaplar olarak devletin bize tanımış olduğu yüzde 30 karımızı koyamıyoruz. Yüzde 10-15 ile mal satıyoruz. Koyduğumuz zaman bize bile satıcı olarak sattığımız fiyat çok yüksek geliyor. Müşteriler alacağının yarısını almaya çalışıyor. Belki ileride onu da alamayacaklar.”