Röportaj: İrem Karahan / Selinay Halıcı

Geçtiğimiz yıl BUPAR Araştırma Şirketi tarafından yapılan çalışmaya göre gençlerin %90’ı gelecek kaygısı çekiyor. T24’de çıkan habere göre %97’si politikacılara ve siyasi partilere güvenmediklerini ifade ediyor. Araştırmaya katılanlar, Türkiye’deki siyasetçileri, “gençlerin kendi potansiyellerini ortaya çıkarmasına engel” olarak görüyor. Teknoloji ve sosyal medya ile yakından ilgilenen gençlerin %68.5’i sosyal medyada hiçbir siyasi lideri ve partiyi takip etmiyor. 

Gençlere göre, ülkenin en temel sorunları arasında “ekonomik kriz, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı” geliyor. “Türkiye’nin sorunları nelerdir” sorusuna gençlerin %71.6’sı “Ekonomi, zamlar, doların yükselmesi” yanıtını verirken, %12’si “eğitim sistemi”, %7.5’i “adaletsizlikler” olarak yanıtlamış. Pandemi ile birlikte Türkiye’de işsizliğin giderek önemli bir sorun haline gelmesinin yanı sıra, genç işsizlik, eğitimli işsizlik gibi kavramlar da yine son dönemlerde sıklıkla karşımıza çıkan makroekonomik sorunlar arasında yer alıyor. Eurostat’ın yapmış olduğu araştırmada 25 yaş altını kapsayan genç işsizlikte ise Türkiye %22,3 ile Avrupa’da 5. sırada. 15-24 yaş aralığında bulunan genç nüfus olarak belirtilen grupta var olan işsizlik sorunu eğitim durumları açısından incelendiğinde özellikle yükseköğretim görenlerde bu oran oldukça yüksek. Bu durum sorunun önemini daha da arttırıyor. Türkiye’de genç işsizlik yetişkin işsizliğinin üzerinde yer alıyor. Ayrıca, genç işsizlikte yıllar itibariyle bir iyileşme olmadığı görülüyor. Neredeyse beş gençten birinin işsiz olduğu Türkiye’de 2010 itibariyle yükseköğrenim mezunu işsizlerin oranı %32,5 düzeyinde ve %36,5’luk oranla yükseköğretim mezunlarının durumu oldukça önem taşıyor. Türkiye’de gençlerin öncelikli sorunları istihdamda yer alamamak, fırsat eşitsizliği ve güvencesizlik olarak görülüyor.

Gençler yurtdışında yaşama konusuna giderek olumlu baktığı ve Türkiye genelinde gençlerin %62,5’u, imkânları olsa yurtdışına yerleşip orada yaşamayı istediklerini ifade ediyorlar. Araştırmanın öne çıkan bir noktası ise, gençlerin “özgürlüklerini” önem sıralamasında önceliklendirmesi. Gençlerin %68,3’ü için 'düşüncelerini özgürce ifade edebilmek' birincil öncelikken, %52’si ise başkalarının düşüncelerini özgürce ifade edebilmelerini önemsiyor.

Bilim insanları Türkiye’nin, ifade özgürlüğü konusunda çoğu demokratik ülkenin gerisinde olduğu iddia ediyor.  Gençlerin beklentisi Türkiye’de, ifade özgürlüğü kapsamına giren internet ve sosyal medyaya karşı daha hoşgörülü olunması yönünde. Nitekim ifade özgürlüğüne ve bu kapsamda değerlendirilecek olan internet ve sosyal medyadaki paylaşımlara ilişkin kısıtlamaların insanları “oto-sansüre” yönlendirdiğini bunun da insanları baskıcı bir atmosfere itelebileceği ifade ediliyor.

Gençlerin yaşadıkları ekonomik ve sosyal koşullar onların siyasi katılıma arzu ve yeteneğini etkilediğini söyleyen uzmanlar, gençler işsizken veya yoksulluk içinde yaşıyorlarsa yerel ve bölgesel yaşama katılma konusunda daha isteksiz olma eğiliminde olduklarını söylüyorlar. Öncelikle yaşanılan ülkenin toplumsal, ekonomik ve sosyal sorunları üzerinde fikir üreten bir gençliğin oluşması için gençlerin yaşam koşullarına odaklanması bekleniyor. Gençlerin iş piyasasına katılma aşamasındaki zorluklar gençlerin siyasete olan güvensizliğinin ve ilgisizliğinin temel nedenleri arasında yer aldığı yine uzmanlar tarafından ifade ediliyor.

Barınma olanaklarının öğrenciler üzerindeki etkilerini özetler nitelikli araştırmalarda, sağlıklı bir barınma ortamının öğrencinin ekonomik, sağlık, akademik ve davranışsal etkileri üzerinde belirleyici olduğu vurgulanıyor. Öğrencilerin %39’unun devlet yurdunda, %37.4’ünün arkadaşlarıyla birlikte öğrenci evinde, %9’unun özel yurt ve apart yurtta, %9’unun ailesi ile birlikte, %2.6’sının yakınlarının yanında, %1.4’ünün pansiyonda ve kalan %1.6’sının diğer şekilde barındığı, Öğrencilerin barınmada en sıkıntı duydukları konunun, konut kiralarının yüksekliği (%43.4) gelirken diğer bir sıkıntı duyulan konuların arasında devlet yurdu koşullarının yetersizliği (%21.4) geliyor. Konut sahiplerinin öğrencilere ilişkin olumsuz tutumu (%13.2), özel yurt ücretlerinin yüksekliği (%13), konut sayısının azlığı (%5.6) ve diğer etkenler (%3.4) barınma ile ilgili sorunlara arasında yer alıyor.

Anadolu Üniversitesi iletişim Bilimleri Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencileri olarak gençlerin gelecek kaygısı ile ilgili Eskişehir’deki Parti yöneticilerine öğrencilerin bu kaygılarını ortadan kaldıracak plan ve programlarını sorduk. 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan genel seçimlere Cumhur ve Millet ittifaklarında yer alan partilerin İl Başkanları ile yapılan röportajlarda gençlere umut veren vaatler aldık. Siyasiler gençlere çok önem verdiklerini ve Türkiye’nin kalkınmasında rol olacak gençlere yönelik çok fazla program ve planlarının olduğunu söylediler. Her partinin farklı programı olmakla beraber gençlerin ortak sorunları ile ilgili benzer vaatleri olduğu göze çarpıyor. 

IMG_6976

ZİHNİ ÇALIŞKAN (AK PARTİ ESKİŞEHİR İL BAŞKANI)

1.Son 20 yılda okullaşma oranı yükselmesine, üniversite eğitimi yaygınlaşmasına rağmen eğitimin sosyal çıktılarını gündelik hayatta veya işgücü piyasasında görmenin giderek zorlaştığını düşünüyoruz partinizin gençler için politikaları nelerdir ve bunları nasıl hayata geçireceksiniz?

Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde Türkiye’de 20 yılda tüm alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da devrim sayılabilecek işler yaptık. Tüm illerimize üniversiteleri açtık ama tabi üniversitelerin açılmış olması şöyle bir sonuca evrilmesi beklenmemeli. Üniversiteler eğitim kurumudur. Kişisel gelişime katkı sağlar. Üniversite bitirmiş olmak bununla özdeş olarak mesleğe ulaşma sonucunu doğurmayabilir. Bazı insanlar o meslek veya o üniversiteleri kendi kişisel gelişimleri ve duygusal tatmini oluşturmak adına okurken bazıları bunu başlangıçtan itibaren bir meslek olarak görebilir. Türkiye’nin okullaşma oranının artırılmış olması Türkiye’deki eğitim seviyesinin kültürü ve insan gelişiminin ilerlemesine çok büyük katkı sağlamıştır. Bununla birlikte tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de okullaşma ve eğitim seviyesinin artması ile birlikte bu eğitimlere uygun işlerin bulunmasında zorluklar yaşandığı açıktır. Artan dünya nüfusu karşısında spesifik işler ayarında meslek sahibi olabilmek ve o alanda iş bulabilmek mümkün olmayabiliyor. Bu salt Türkiye’nin sorunu değildir, tüm dünyanın sorunudur. Dolayısıyla gençlerimiz kişisel gelişimlerini farklı alanlarda devam ettirmek suretiyle ki bu bazen el becerisi bazen dil eğitimi bazen de farklı girişimsel metotlarla olabilir ve kendi önlerini açabilecekleri farklı alanlara yönelebilirler. Bazen hayat fırsatlar verebilir ama tabi ki en güzeli kendi eğitiminizle alakalı mesleği kovalamanızdır. Bunun için şartlar gün geçtikçe farklılaşmakta ve ağırlaşmaktadır. İhtiyaçlar çerçevesinde kamu ve özel sektördeki iş gücü açığı giderildiğinden -özellikle de kamudaki KPSS’ye dönük sınavlar için konuşuyorum- puanlar tabi ki giderek yükselmektedir. Ancak tüm arkadaşlarımız için özellikle sınıf öğretmenliği gibi, hemşirelik ve sağlık teknisyenliği gibi istihdamın yoğun olduğu alanlara yöneltmek imkân dâhilinde değildir. İş bulmanın daha kolay olduğu düşünülen alanlara yığılma arttıkça bu alanlarda iş bulmak güçleşiyor.  Ama ben de elli yaşından sonra yüksek lisans yapan birisi olarak kişisel gelişimin önemli olduğunu, farklı alanların denenmesi gerektiğini, başarının mutlaka geleceğini ve kovalanmaya devam etmesi gerektiğini söylüyorum. Bu sadece sistemsel bir şey değildir, nüfus yapısının yoğunluğuyla alakalı bir şeydir. Çünkü doğal olarak sanayileşme ile birlikte insan gücüne, ister fiziki olsun ister düşüncesel olsun insan gücüne ihtiyaç azalmaktadır. İlerleyen dönemde yapay zekanın üstüne boyun eğme zarureti doğacaktır. Yapay zekanın gelişiminde ülkesel bir siyaset güdülerek stratejiyle yapay zekanın gelişmesi sağlanmamış, tüm dünyada yapay zekâ gelişmiştir. Dolayısıyla yapay zekanın gelişmesiyle beyaz önlük alanındaki istihdam ve iş gücü azaldığında yine mavi önlüğe ilişkin otomasyonun artmış olması endüstri 4.0 ve 5.0’ın gerçekleşmesi ile ekmek istemeyen, su istemeyen, izin istemeyen, maaş istemeyen 7/24 çalışan makinelerle bu tür ihtiyaçlar sağlanmaktadır. Bu salt Türkiye’nin değil tüm dünyanın sorunudur. Bu soruna büyük çözümler üretmeye devam etmemiz lazım. Türkiyemizi her alanda geliştirmemiz farklı çözümler üretmemiz gerekirse birlikler, kooperatifler kurarak Türkiye’nin ihracat yapacak alanlarında çözümler üretmemiz lazım. Biz tüm arkadaşlarımızın bitirmiş oldukları branşlarda meslek yapmalarını arzularız ama şu düşünce de yaygın; iş bulduğumuz arkadaşlar kendi meslekleri ile ilgili olsa bile bazı alanlarda çalışmak istememektedirler. Bu anlamda özellikle 2000 sonrası gençlik biraz daha dünyanın değişen konjektürüne de ayak uyduran şekilde çaba sarf etmesi gerektiği kanaatindeyim. Çaba sarf ederlerse biz de onların önünü açarız.

2. Partinizin gençlerin sosyal ve kültürel alanına yönelik vaatleri nelerdir, gençler için özgürlükleri daha da genişletmeyi planlıyor musunuz, bunlar nelerdir ve nasıl gerçekleştireceksiniz?

Ak Parti yirmi yıl öncesinden de bugüne gelen şekilde Sayın Cumhurbaşkanımızın öncesinde yaşamış olduğu sosyolojik ve siyasal engellemelerinde bize öğrettiği bu toplumda ifade özgürlüğü, demokrasi, kişi hak ve özgürlüklerine ilişkin yönelimin, beklentinin yüksek olduğu açık. Dolayısıyla bunlar kişilerin ve siyasal ideolojilerin bağlı olarak engellenemez ve yönlendirilemez. Her alanda Ak Parti gerek gençlerimizin gerekse tüm milletimizin önüne özgürlükler alanı açmıştır. Bunları kısıtlamaya yönelik hiçbir çabamız hiçbir yasa düzenlememiz yoktur. Dolayısıyla gençlerin sabah saat birden gece saat bire kadar hem seyahat hem çalışma, sosyal aktivite kültürel konular dahi da olacak şekilde hiçbir etkinliğini ortadan kaldıracak kısıtlamalar getirmeyiz. Bilakis bunların önünü açacak onlara yeni projeler, yeni fikirler üretecek alanlar oluşturmayı kendimize ödev ediniriz. Bizim zamanımızda bakın farklı şehirlerde yaşıyoruz. Kişi hak ve özgürlüklerinin en yoğun yaşandığı şehirlerden birisi Eskişehir’dir. Ak Parti iktidarında gençler yine özgür bir şekilde yaşarlar. Dolayısıyla bunun bir eleştirel konu olduğunu değerlendirin sadece söylemsel olarak sorduğu kanaati ile gerek bugün gerekse devamında tüm dünyaya örnek olacak kişi hak ve özgürlükleri, demokratik atılım ve hukukun üstünlüğü alanında dün olduğu gibi bugün de eylem, söylem ve yasal düzenleme yapmaya devam edecektir. Çünkü bundan 90’lı yıllarda en çok mağdur olan seçmen kesimin olduğu parti Ak Partidir.

3. Eğitim için yurt dışına giden öğrenciler eğitimleri bittiği zaman gelmek istemiyorlar. Kendilerine yurt dışında bir hayat kurmak istiyorlar. Kendi ülkelerinde kalmaları için ne yapılmalıdır?

Bu soru doğru bir soru değil. Ön kabulle sorulan bir soru. Biz böyle ön kabullerle hareket etmeyiz. Sizin ön kabulünüzde şu var eğitim için insanlar yurt dışına gidiyorlar ve gelmiyorlar. Elinizde sayısal veri var mı? Yok.  Sadece insanların algıyı yönetmek adına söylemleri ürettiği sosyal medyadaki, maalesef dezenformasyondan kaynaklı sebepler. Az önceki soruyla ilgili olarak söyleyeyim. Dezenformasyondan en çok etkilenen ve en çok zarar gören parti Ak Parti’dir. Çünkü bugün gençlerimiz benim evlatlarım da dahil, tüm bilgiyi sosyal medyadan edinmekte ve bunun doğru olduğuna inanmaktadır. Sosyal medyadaki yayınlanan herhangi bir haberin doğrusunu öğrenme konusunda çaba sarf etmemektedir. Yine kardeşlerimiz, evlatlarımız ve öğrenciler kitap okumayı biraz ötelemiş vaziyetteler. Daha çok okuyacağız, her alana ilişkin okuyacağız. Her alanda okuyarak kendi yorumumuzu objektif yapacağız. Türkiye eğitim alanında çok güçlü bir ülkedir. Ülkemiz bugün artık Amerika Almanya ve Kanada’yla kıyaslanan bir ülkedir. Gençlere sorduğumuz zaman gençler Yunanistan’a mı gitmek istiyorlar, Bulgaristan’a mı gitmek istiyorlar?  Romanya, İtalya, Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti hangi ülkeye gitmek istiyorlar? Gençlerin gitmek istediği ülkeler Amerika, Almanya... Öyle mi? Gençlerin gitmeyi hayal ettiği bu ülkelerden sonra gitmek istemedikleri ülkeleri değerlendirdiğimizde Türkiye dünyada her ilde dördüncü sırada eğitim, gelişmişlik ve ekonomik düzey anlamda iyi durumdadır. Bizim gençliğimizde Türkiye çok daha farklı ülkelerle kıyaslanırdı. Bugün gençlerimizin ve sosyal medyadakilerin bizi Amerika’yla, Almanya’yla İngiltere dışındaki ülkelerle kıyasladığını görmüyorum. Hamdolsun Türkiye 20 yılda ciddi anlamda çağ atladı. Ekonomik, sosyal, kültürel, sağlık, ulaştırma olsun hangi alanda derseniz deyin. Ama ön kabullerle hareket etmeyin. Ak Parti, her yönüyle dış dünyaya dönük ve algısı kuvvetli, milleti kendine odak alan, milletin ihtiyaçlarıyla anında dinamik bir pozisyon alan, çok güçlü bir partidir. Hamdolsun, gençlerinde ben Eskişehir’de bize çok destek verdiğini biliyorum. Gençler eğitimlerinin her aşamasında Erasmus da dahil olmak üzere gidebilirler. Bizim ülkemizin cezbediciliğine bakmak lazım YÖS’le farklı ülkelerden ülkemizde 140-150 bin tane öğrencimiz var. Algıya farklı olarak baktığınızda bunu ülkesel bazda ne kadar net olduğunu görürsünüz. Türkiye cazibesi hala devam eden, eğitim alanında çok cazip bir ülkedir. Bu çok kıymetlidir.

4. Seçme ve seçilme yaşının düşürülmesi siyasi katılım yönünde bir motivasyon yaratsa da günümüz koşullarında gençlerin ülkedeki siyasi temsilini ve katılımını yeterli buluyor musunuz ve bu konuda katılımı arttırmak ve yaygınlaştırmak için politikalarınız var mı?

Tabi ki var. Ak Parti genç milletvekili ve yönetici kadrosunda çok güçlü tabanı olan bir partidir. Bizim gençlik kollarında olan arkadaşlarımız bugün kırklı yaşlara geldiklerinde bütün yönetim kademelerimizde yer alabilmektedirler. Bu şu anlama geliyor biz gençlerimize çok değer veriyoruz. Bugün dahi meclisimizde kadın, erkek yirmili yaşlarda milletvekillerimiz var. Biz bu anlamda öncülük vaat ediyoruz.18 yaşındaki seçilme hakkına ilişkin yasal düzenleme bizim yönelimimizle çıktı. Biz gençlere güveniyoruz, inanıyoruz. Onların dünya görüşlerini, milli duruşlarını önemsiyoruz. Bundan sonraki süreçte de Ak Parti gençlere güvenmeye, gençlerle birlikte politika üretmeye devam edeceğiz. Gençlerin her sorunu cumhurbaşkanımızın sorunudur. Cumhurbaşkanımız gençlerin bu sorunlarına anında dinamik bir şekilde tepki vererek çözümler üretiyor. Gençlerin görmediği, hayal edemediği dün Türkiye’si vardı ama bugün Türkiye’si teknofest gençlikle birlikte dünyaya lider olan her yönüyle kendine ve ülkesine gelecek hayallerini en üst düzeyde kuran, sınırları zorlayan bir gençlik var. Gençliğimizle biz gurur duyuyoruz. Gençlerimizin tüm dünyanın ve Türkiye’nin geçmişteki ve şimdiki hallerine bakarak bunlardan yorumlar çıkartmasını en önemli gerekçelerden bir tanesi olduğunu düşünüyorum.

 5. Önceki soruya ek olarak gençlere yönelik politikaların belirlenmesinde gençlerin doğrudan katılımı için ne yapacaksınız?

 Var. Gençlerle doğrudan demokrasiyi yürütme sürecinde etkinlikler düzenliyoruz. Mesela en son etkinliğimizde üniversitemizden genç kardeşlerimiz vardı. Yaklaşık 150 kişi katıldı.  Her yerde sivil toplum buluşmalarımız oluyor. Doğrudan demokrasi nedir? Talepte bulunur, talebi dinlersiniz çözümü anlatırsınız. Gençlerin barınma, kredi/burs ve teknolojiye ulaşma noktasında ve eğitimlerinin kolaylaşması noktasında en büyük atılımlar Ak Parti döneminde yapılmıştır ve yapılmaya devam edileceğini bilmenizi isterim. Dolayısıyla doğrudan demokrasi anlamında yani birebir iletişim ile gençlerle tüm beklenti, öneri ve toplantılarımızı gerçekleştiriyoruz, gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Çünkü bize katkıları çok büyük. Gençlerin şunu bilmesi çok önemli sizin farklılığınızı bizim de fark etmemiz lazım. Sadece ben farklıyım söylemi sizi farklı kılmıyor. O farklılığa ilişkin kısımda sizin de teknofest kuşağı ile Türkiye’yi ileriye götürecek farklı fikirler ve önerilerle gelmeniz lazım. Salt kabullerle gelmemelisiniz çünkü bizim ilerlememize fırsat vermez. Biz salt sosyal medyadaki dezenformasyona ilişkin anlatılanları doğru kabul ederek de dünyayı kucaklayabiliriz. Dünya her yönüyle ilerliyor, bizim de ayak uydurmamız lazım. Yapay zekaya olan ihtiyaç pandeminin de katkısıyla tüm meslek grupları için ihtiyacı ve alanı arttırdı. Bizim bu alanı gençlerimizle birlikte görmemiz ve kendi içimizde duygularımızın da yoğun olarak yaşandığı yaşam alanları sosyal mecralar söylemsel alan kurma zorunluluğumuz var. Gençlerimizin paylaşımı daha çok elindeki telefonlarla yaptığını ve tüm ihtiyaçlarını oradan giderdiğini görmek, onların ne kaybettiğini bizim kazanımlarımızla kıyasladığımızda bizi üzüyor. Umut ediyoruz bu dünyanın gerçekleri ile gençlerimizde bu sosyalleşmeyi sonuna kadar yaşarlar diye düşünüyorum.

6. Üniversite gençliğin desteklenmesi, genel olarak barınma, beslenme, burs, sosyal ve kültürel faaliyetlere erişim, başta psikolojik ve hayat tecrübesi kazanmada destek olmak üzere gençlerin yaşam standartlarını ve yaşam kalitesini artırmayı yönelik hedefleriniz var mı, varsa bunları nasıl gerçekleştireceksiniz?

Doğal olarak var. Özellikle bizim gençlik ve spor bakanlığımız vasıtasıyla mesela bu sene hiç barınma sorunu yaşamadık. Önceki senelerde de bu sorunları yaşamadık ama barınma sorunun olduğuna ilişkin algı toplum tarafından satın alınması arzulanan bir algıymış gibi gözüküyor. Böyle bir şey yok. Kendi şehrimizde de özellikle güz dönemi başlamasıyla birlikte hiçbir kardeşimiz barınma sorunu yaşamadı. Onları gerektiğinde en lüks otellerde konaklatmak süratiyle sorunlarını çözdük. Hatta bizim yapmış olduğumuz yurdun boş kaldığını gördük. Arkadaşlarımız evlere çıkarak bu sorunlarını çözdüğünü gördük. Mesela bursta rakamsal bazda baktığımızda son dönemde biraz düşüşümüz var. Bunu arttırmamız lazım çünkü daha önceki asgari ücretin alım gücü karşısındaki oransal bazda bir düşüşümüz var. Bunu çözeceğiz çünkü tüm dünyanın yaşamış olduğu bu enflasyonist ve tedavi sürecindeki kopmalar ve ekonomik resesyona ilişkin kısım bizi zorluyor. Bunları çözeceğimize gençliğimizin emin olması lazım. Gençlik ve spor bakanlığımız vasıtasıyla, aile sosyal ve politikalar bakanlığımız gerek milli eğitim bakanlığımız ve yök vasıtasıyla biz gençlerimizin kişisel hedeflerine ulaşmasını özellikle anayasamızın bize yüklemiş olduğu aile, toplum ve gençlerimizin gelişimine yönelik sorumluluk ve zorunluluğunun yasal ürevlerini yapmaya mecburuz. İhtiyacın oluştuğu her alanda yapacağız ama bizim en güzel yaptığımız şeylerden bir tanesi şu daha önce millet devletine gelip bir şeyler talep ediyordu. Bugün devlet milletine gitmek ve milletinin ihtiyaçlarını görmek süratiyle milletine hizmet etmeyi önemsiyor. Sizin daha sorununuz oluşmadan biz sorunuza kafa yoruyoruz. Her alanda siz daha bize gelmeden biz size geliyoruz. Milli eğitim bakanlığı, yök üniversite dekanlarınız, hocalarınız, fakülte sekreterlerinizde dahil olmak üzere yapıyoruz. Bazen siyaseten de yapıyoruz. Arkadaşlarımıza her alanda her şekilde hem mevcut sorunlarının hem de gelecekte oluşması mümkün sorunların çözüm noktasına destek olmaya devam ediyoruz. Öngörülü davranıyoruz. Bu öngörü bizim hizmet etmemizde hedeflerimize ulaşmamızı kolaylaştırıyor. Dolayısıyla spesifik alanda sayabileceğimiz şunu yapacak mısınız, bunu yapacak mısınız değil. Biz her şeyi yapacağız. Çünkü dünde her şeyi yaptık, bugün de yapmaya devam edeceğiz. Zorluklar da yaşadık ama neyi neyle kıyasladığınızı bilmediğiniz zaman Ak Partinin bugün Türkiye’ye getirdiği ortamı Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde Türkiye’nin katettiği mesafeyi görmekte zorlanabilirsiniz. Hamdolsun gençlerimiz bunu görüyor, insanlarımız görüyor, milletimiz görüyor. Bugün hala cumhurbaşkanımız çoğunluğun oyunu almaya devam ediyor.

7. Üniversiteler her yıl milyonlarca mezun veriyor. Gençlik olarak iş istihdamı konusunda endişeliyiz. Bu konu ile ilgili bir projeniz var mı?

Var. Az önce bunu aslında konusal anlamda anlattım. Sizin okullarınızda da var, dışarıda da var. Gençlerimizin özellikle piyasa koşullarına ilişkin kendilerini çok iyi hazırlaması lazım. Bizim özellikle üniversite sanayiyi ve teknoloji bakanlıklarına ilişkin iş birlikteliğimiz ile gençlerimizi geleceğe hazırlamada onları tecrübe eksiklerini kapatarak onları geleceğe daha rahat hazırlama yöntemlerine ilişkin projelerimiz var. Bunu her alanda yapıyoruz, bu alanda da yapacağız. Dün Türkiye’sinde olduğu gibi her üniversite mezununun kamuda iş bulduğu ve kamuda iş bulma hayaliyle yaşadığı bir Türkiye ve dünya yok artık. Artık dünya gelişiyor, değişiyor. Birkaç alanda kendinizi geliştirmenize ihtiyaç var. Bir de şunu yapmak lazım kamusal alanda istihdam güzel bir şey belki ailelerimizin, gençlerimizin bu işten beklentisi oluyor ama özel sektördeki özgürlük, girişimci ruh hiçbir alanda yok. Bu alanı gençlerimizin deneyimlemesinde fayda var. Özgüvenle hareket edin çünkü arkanızda Türk milletinin gücü ve devletimizin gücü var. Benim kafamda gençlere yönelik yapılması gereken bir sürü proje var ama bunlar sadece spesifik gençlere ilişkin projeler değil. Bizim istihdama yönelik insan gücü yoğun iş alanları oluşturmamız lazım. Bunların bazılarını mavi yakalılar bazılarını da beyaz yakalılar yapacak. AR-GE merkezlerimizi geliştirerek yeni bir istihdam alanı oluşturmamız lazım. On yıl önceye dönersek hiçkimse savunma sanayindeki istihdam ve beyaz önlüğe ilişkin rakamları görmezdi. Sadece örnek olsun diye söyleyeyim bizim şehrimizdeki TEİ ismiyle anılan savunma sanayindeki şirketimizin beyaz yakalı sayısı mavi yakalı sayısından fazladır. Çünkü beyaz yakalıların geliştirmiş olduğu teknolojik motor ve kullanım alanları bizim İHA, Muharip savaş uçağı, Kızılelma ve SİHA teknolojilerimizde dünyayı geçmemizde olanak sağlıyor. Bu alanları çoğaltmamız lazım. Bu alanlara ilişkin az önce söylediğim yapay zekadan kaynaklı yazılımsal hayatı kolaylaştırıcı her yönünü değerlendirebilirsiniz. Sağlık, turizm, makine belki inşaat hangi alanı düşünürseniz düşünün her alanda bizim teknolojiyi yakalayan ve bu alandaki ihtiyacı hızlı bir şekilde öngörüp pozisyon alan gençlerimize ve bu gençlerimize ışık tutacak, onların staj dönemlerine ihtiyacımız var. Bunları geliştirecek politikalarımız var. Yaparız ve yapmaya devam ediyoruz.

IMG_6971

MAHİR SAYIN (GELECEK PARTİSİ ESKİŞEHİR İL BAŞKANI)

1. Son 20 yılda okullaşma oranı yükselmesine, üniversite eğitimi yaygınlaşmasına rağmen eğitimin sosyal çıktılarını gündelik hayatta veya işgücü piyasasında görmenin giderek zorlaştığını düşünüyoruz partinizin biz gençler için partinizin politikaları nelerdir ve bunları nasıl hayata geçireceksiniz?

Gelecek partisi olarak tahmin ediyorum 45 gün önce gençlikle ilgili bir program açıklamıştık. Malum medyada çok yer almadı ama en büyük projelerimizden birisi gençlik bank adındaki projemiz. Üniversite bitirmiş gençlerin bir girişimde bulunmaları halinde faizsiz ve hibeli krediler veriyoruz. İki-üç alt başlık altında toplanıyor. Diyelim ki 500 bin liraya işi bitirdiniz, biz size gençlik banktan kredi kullandırdık. 500 bin liraya hibe diyelim. Sonra işinizi büyüttünüz ve başarılı olmanız halinde o verdiğimiz rakamın 3-4 rakamına kadar bu sefer 0 faizli kredi gençlere veriyoruz. Aynı zamanda gençlik bank sadece kredi ödemeleri değil, ayrıca okul okumak isteyen genç, üniversiteye başladı ama ekonomik olanakları yok. Gençlik bank bunun için size okuyabilmeniz için gerekli kredi limiti hesaplıyor. Onu faizsiz bir şekilde alıyorsunuz. Bu kredileri kullanıp okul hayatınızı sürdürüyorsunuz. Tamamıyla devletin yönetiminde olacak. Ekstra birileri tarafından kurulmayacak ve tamamıyla gençlere yönelik olacak. Bankanın tek işi gençlerin istihdamını sağlamak, girişimciliklerini desteklemek, okul okumalarını sağlamak. En büyük projelerimizden birisi bu.

2. Partinizin gençlerin sosyal ve kültürel alanına yönelik vaatleri nelerdir, gençler için özgürlükleri daha da genişletmeyi planlıyor musunuz, bunlar nelerdir ve nasıl gerçekleştireceksiniz?

Gelecek partisi olarak her ne kadar dışarıdan bakıldığında muhafazakâr bir parti gibi görünse de bu konuda demokratik anlamda bunu çok net bir şekilde söyleyebiliyorum. Öncelikle genel başkanım Ahmet Davutoğlu’ndan başlayarak, Türkiye’de bizim gibi demokrat düşünen ikinci bir parti olduğunu düşünmüyorum. Sosyal demokratlar olabilir, biz demokratız diyenler olabilir. Bizim gibi özgürlük ve demokrasi konusunda açılımı yüksek bir parti yok, neden? İstanbul sözleşmesi biliyorsunuz kadınlara yönelik. Bunu destekleyen bir partiyiz, kadın haklarının korunması gerektiğine inanıyoruz. Gençlerle ilgili sosyal ve kültür manada olsun. Partimizin adının çıkışı da gençlikle bağlantılı. Gelecek olmasının sebebi, biz bu işi gençler için sonraki nesil için yapıyoruz. Gelecek partisinin çıkış nedeni de gençliktir. Bu sebeple gençlere verdiğimiz önem, değer çok üst seviyede. Parti kurullarımızda çok genç yaşta arkadaşlarımız var.  Bu konuyla ilgili genel başkanında özel talebi var, gençler olsun diyor. Çünkü gençleri en iyi anlayacak kişi gençlerdir. Mevcut gençlerle yürüyor olmak dezavantaj gibi görünse de bir avantajdır.

3. Seçme ve seçilme yaşının düşürülmesi siyasi katılım yönünde bir motivasyon yaratsa da günümüz koşullarında gençlerin ülkedeki siyasi temsilini ve katılımını yeterli buluyor musunuz ve bu konuda katılımı arttırmak ve yaygınlaştırmak için politikalarınız var mı?

Katılımı yeterli bulmuyoruz. Son dönemlerde değişik partilerden 18-20 yaşlarında vekillerimiz oldu. Bu gençler kıymetlidir. Gerekli motivasyonu nasıl sağlarsınız? Bir kere gençlerin olamamasının en büyük sebeplerden biri ekonomi. 18-20 yaşındaki bir gencin ekonomik bağımsızlığı eğer atadan, babadan bir servet sahibi değilseniz bu finansmanla ekonomiyi karşılayıp milletvekili olması mümkün değil. Biz katılımı önce teşkilatlar düzeyinde sağlamak istiyoruz çünkü arkadaşlarımız burada olsun ki daha sonra vekil olabilsin. İşin tamamıyla kokusunu almalarını söylüyorum. Bizim gençlerle ilgili genel başkanla bir görüşmemiz olmuştu. Biz bunu arttırabilmek açısından gençlere çok yük yüklemeden yapmak istiyoruz mesela bir yerden dört vekil çıkartabiliyoruz, dört vekil çıktığı bir yerde bir gence vekillik imkânı sağlayabiliriz. Nasıl mı sağlarız şöyle zaten dört tane aday var bunun biri genç, kaldı üç aday üçünün finansmanıyla bu genç para harcamadan sadece fikirlerini partisini ideolojisini anlatarak vekil olabilir. Bu da gençlerin önünü açma konusunda çok etkili bir yöntem başka da bir örneği yok. Vekil olduğunuz zaman atıyorum 5-10 milyon harcıyorsanız bir gencin bunu harcaması mümkün değil ama üç vekilin zaten seçim çalışması var bir genci daha araya koyup her ilde birer tane olmasını düşünüyoruz. Şu an zor ama en az ülkenin %50’sine yayılmasını istiyoruz. Bunu kadın içinde istiyoruz. Zannedersem kadın il başkanı en fazla olan parti biziz. Bu konulara çok önem veriyoruz, dışarıdan görüldüğü gibi ve gösterildiği gibi değiliz. 28-29 yaşında il başkanlarımız var. Geçmişteki siyasetle değerlendirildiği zaman çok genç yaşlar. Çok iddialı mı olur bilmiyorum ama sanırım bizim kadar genç nüfusa sahip parti yok.

4. Önceki soruya ek olarak gençlere yönelik politikaların belirlenmesinde gençlerin doğrudan katılımı için neler yapacaksınız?

Biraz önceki soruda vekillik konusundaki projelerimizi belirtmiştim. Şu an mevcut gençlerin derdini bilmemiz lazım. Derdiniz, probleminiz ne? Neye özlem duyuyorsunuz? Bizim jenerasyonla sizin jenerasyonun istekleri ve ihtiyaçları aynı değil. Doğrudan katılımı sağlamak için siyasi partilerin gençlerin problemlerini bilmeleri lazım. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Tabi iktidar partisinin dediği gibi her gencin elinde tablet olsun, olmasın demiyoruz ama önce o tableti verin sonra bir şeyler bekleyin. Çok karşılaştığımız bir konu örneğin bir amcayla tartışıyorsunuz, sosyal medyada görüyorsunuz ve çıkar telefonu diyor. Ne yapacaksınız dumanla mı haberleşeceksiniz? Geçmişle kıyaslamamamız lazım biz geçmişi çok abartıyoruz. Gençlerin ne istediğini bilelim ki onlara hitap edelim. Biz gençlerin ne istediğini çok iyi biliyoruz.

5. Üniversite gençliğin desteklenmesi, genel olarak barınma, beslenme, burs, sosyal ve kültürel faaliyetlere erişim, başta psikolojik ve hayat tecrübesi kazanmada destek olmak üzere gençlerin yaşam standartlarını ve yaşam kalitesini artırmayı yönelik hedefleriniz var mı, varsa bunları nasıl gerçekleştireceksiniz?

Barınma ve beslenme en büyük problem. Geçen bir üniversiteli arkadaşla oturduk ve bir öğün yemek yeter diyor, içim acıdı. Öğrenciye siz mevcut ihtiyacın iki katını da gönderseniz yaş itibariyle yetmez ama şu an bulunan durum o değil. Sosyal devletseniz buna eğilmeniz lazım. Bir genç karnını doyuramadı diye üniversite okuyamıyorsa bunun mevcut vebali iktidarın boynunadır. Eskişehir’de konut problemi var. 3 binden aşağı konut fiyatı yok. Aldığınız kredi/burs 1.250 lira, ailenizin durumu olmayabilir. Bu parayla sadece her gün sabah kahve içebilirsiniz. Bugün size devlet 4bin lira gibi bir para verse evet yetmez ama sizi aç bırakmaz. Barınamıyoruz ve beslenemiyoruz bu çok tehlikeli bir durum. Barınamadığımız zaman ne oluyor? Bu ülkeden FETÖ gibi bir örgüt geçti. FETÖ nasıl büyüdü? Siz gençlerim barınma ve beslenme ihtiyacını karşılamazsanız bu tür yapılara her zaman gençleri mahkûm etmiş olursunuz. Buna iten sebepleri ortadan kaldırmanız lazım. Burs konusunda şunu söyleyeyim minimum asgari ücret düzeyinde ve ona yakın bir rakamda ihtiyacı olan öğrencilere burs verilecek ve bunlar işe girmedikleri takdirde tahsil edilmeyecek ve faiz alınmayacak. Bu barınma ve beslenme problemini çözer ve biz öğrencilerimizi tarikatların kucağına atmamış olabiliriz. Barınma ve beslenme problemlerini hallettiğimiz zaman herhangi bir rehabilitasyona ihtiyaç olmaz.

6. Üniversiteler her yıl milyonlarca mezun veriyor. Gençlik olarak iş istihdamı konusunda endişeliyiz. Bu konu ile ilgili bir projeniz var mı?

Gençlik bankı en başta söylemiştim. Herkes okumak zorunda değil, ben oğluma da diyorum bu ülkeye savcı da lazım çöpçü de lazım. Biz gençlerimizi yanlış yönlendiriyoruz ve herkesi üniversiteye yerleştiriyoruz ve herkes bir bölüm okuyor. Şöyle yapsak o sene emekli olacak memur sayısının istatistiğini çıkarsak ve ona göre alacağımız her üniversite öğrencisi işsiz kalmayacak bir şekilde planlama yapsak daha doğru olur. Ben üniversite sınavına da karşıyım öğrencilerin psikolojisini bozuyor. Bunların kalkması lazım.

7. Eğitim için yurt dışına giden öğrenciler eğitimleri bittiği zaman da gelmek istemiyorlar. Kendilerine yurt dışında bir hayat kurmak istiyorlar ve kuruyorlar. Kendi ülkelerinde kalmaları için ne yapılmalıdır?

Gencin Avrupa’ya gitme nedenlerini tespit edip o nedenleri kendi ülkelerinde gerçekleştirirsen bu gençler yurt dışına gitmez. Gitmelerinin sebebi iş, özgürlük, adalet ve ekonomi. Gençlerin en büyük derdi özgürlüktür. Gençler genel olarak özgürlüklerine düşkündürler. Genç özgür düşünmeli ve özgür hareket etmeli. Özgürlüğün sınırları vardır, birilerinin özgürlüğüne müdahale etmediğiniz sürece özgürsünüz. Gencin tek talebi özgür ve rahat olmak. Çünkü kendini daha yeni tanıyor ve dış dünyayla yeni kucaklıyor. Siz bunu sağlarsanız gençlik neden ülkesini terk etsin. Biz gitsinler istemiyoruz sadece biraz sabretsinler bunların hepsi düzelecek. Özellikle bu seçim için gençlerin istek ve taleplerini hesaba katıyoruz. Onun için gençlik önemlidir. Biz oradaki koşulları burada sağlarsak gençlerin gitme düşüncesini akıllarının ucunda geçeceğini zannetmiyorum. Gençler yurt dışına gitsin ama gezmeye gitsinler. Oraları görsünler ama maddi olarak da sıkıntı çekmesinler. Maddiyeti çözmenin temel yolu da ekonomiyi çözmekten geçiyor.

IMG_6965

                                    

 HÜSEYİN ÖZCAN (DEMOKRAT PARTİ ESKİŞEHİR İL BAŞKANI)

1. Son 20 yılda okullaşma oranı yükselmesine, üniversite eğitimi yaygınlaşmasına rağmen eğitimin sosyal çıktılarını gündelik hayatta veya işgücü piyasasında görmenin giderek zorlaştığını düşünüyoruz partinizin biz gençler için partinizin politikaları nelerdir ve bunları nasıl hayata geçireceksiniz?

Tabi 20 yıldır Türkiye’de sadece popülist politikalarla siyaset yapılıyor. Ülke idare edilmeye çalışılıyor. Öğrenciye fakülte ve üniversite açtıkları, sadece esnafa katkı sağlasın, ekonomiye katkı sağlasın diyen bir mantık var. Çok da fazla bir şey beklemek mümkün değil zaten. Öğrencilere ciddi eğitim desteği verilmeli. 1250 lirayla öğrencinin geçinmesini istemek zaten yanlış bir şeydir. Bir kere öğrencilere öğrenci gibi yaşamayı sunacak imkanları mutlaka devlet yapmalıdır. Bizim politikalarımızda kalabalık öğrencilerin olduğu her ilde öğrenci köyü yapma politikamız var. Hedeflerimiz var. Bu nedir? Öğrenci kampüsünde, kampüsünden ayrıldıktan sonra kalacağı öğrenci evinde eğitimini, tiyatrosunu, sinemasını, yemeğini, eğlencesini, kütüphanesini aynı ortamda görebileceği kampüs içinde vaktini geçirmeli, kahvesini de içebilmeli, sinemasına da gidebilmeli gibi projeler üzerinde çalışıyoruz. Ama öğrenci olduğu yerlerde ekonomiyi ayakta tutan birer meta olarak görülürse öğrenciye de şehre de bir katkısı olmaz diye düşünüyorum. Bir de şimdi işsizlik oranları hesaplanırken hepimizin dikkatini çekiyordur. Üniversiteli işsiz oranları var. Türkiye’de ne acıdır ki üniversite öğrencisi işsiz. Üniversite öğrencisi asgari ücretle bile iş bulmaya zorlanırken hala yeni fakültelerin ve yeni üniversitelerin açılması popülist politikadır. Dolayısıyla ülkelerde, memleketlerde hangi branşta uzmana ihtiyaç varsa o branşta okulların ve fakültelerin açılması gerektiğini düşünüyorum.

2. Partinizin gençlerin sosyal ve kültürel alanına yönelik vaatleri nelerdir, gençler için özgürlükleri daha da genişletmeyi planlıyor musunuz, bunlar nelerdir ve nasıl gerçekleştireceksiniz?

Sosyal medyada özgürlüğü sadece üniversite öğrencileri için değil bu ülkede yaşayan seksen beş milyon herkes için bir özgürlük olarak bakıyoruz. Özellikle bizim sansür yasası dediğimiz sosyal medya üzerine devletin kurduğu tahaakünün yanlış bir şey olduğuna inanıyoruz. Biz insanların giyimlerinden, yaşam tarzlarından, inançlarından sorgulanmaması gerektiğine inanıyoruz. Herkes istediği gibi yaşamalı. Camisine gidenle de meyhanesine gidenle de bizim bir sorunumuz olmaz. Bizim insanların konuştuğu dille, inandığı dinle asla bugüne kadar bir sıkıntımız olmadı. Öğrenciler özellikle Eskişehir için diyeyim çok zor şartlar altında yaşadığını biliyoruz. Dolayısıyla devletin 8 kişinin 10 kişinin kaldığı KYK yurtlarından çok iki öğrencinin kalabildiği rahat ders çalışma ortamının ve internetin olduğu yurtlar gündeme getirilmeli ve yapılmalıdır. Örgütlü mücadele haktır. Ama bu örgütlü mücadele asla ve asla hangi iktidar olursa olsun olmamalıdır. Sadece örgütlü mücadeleyi verdiği üyelerinin haklarını savunan bir mücadele olmalıdır. Avuçları patlarmışçasına memura ve emekliye %25 zammı alkışlayan bir sendika başkanını gördüğümüzde aslında örgütlerin asla iktidardan yana olmamaları sadece üyelerinin haklarını savunmaları anlamında çok önemli bir şey olduğunu düşünüyorum. İnce noktayı da koymak isterim bu örgütler asla devletin karşısında olmamalılar. İllegal bir yapıya sapmamalılar.

3. Seçme ve seçilme yaşının düşürülmesi siyasi katılım yönünde bir motivasyon yaratsa da günümüz koşullarında gençlerin ülkedeki siyasi temsilini ve katılımını yeterli buluyor musunuz ve bu konuda katılımı arttırmak ve yaygınlaştırmak için politikalarınız var mı?

Tabi efendim mevcut iktidar maalesef ki, özellikle kadınlara yönelik seçme ve seçilme şartları ile ilgili yine her zamanki gibi popülist politikalar sergilemekte. Seçme ve seçilme yaşı özellikle gençler için söylüyorum, 18 olması iyidir. Ancak biz yine kontenjan verdik işte 20 yaşında milletvekilimiz var demek doğru değildir. Aileler geçmişte çektikleri ızdıraplardan dolayı çocuklarını siyasetten uzak tutmak istediler. Gençlerin her aşamasında başlayarak siyasetin içinde olması gerekir. Gençlerin siyasetin içinde olmasına çok önem veriyorum ve gençleri de partimizde siyaset yapmaya davet ediyorum. Biz milliyetçi muhafazakâr bir parti olarak nitelendirilmemize rağmen, biz kendimizi hürriyetçi demokratlar olarak nitelendiriyoruz.

4. Önceki soruya ek olarak gençlere yönelik politikaların belirlenmesinde gençlerin doğrudan katılımı için neler yapacaksınız? Gençlerin hem ulusal hem de yerel meclislerde, kabinede ve bürokrasinin karar verici konumlarında yer alması için politikalarınız var mı?

Az önce bahsettim gençleri ayrıştırmayacağız. Siz gençsiniz önce bir gençlik kollarında pişin demeyeceğiz. Bizimle ülkeyi, şehri yönetmeye talip olun. Bizimle arkadaşlarınıza çevrenize, şehrinize, ülkenize sahip çıkın diyoruz. Hiç kimse annesinden siyasetçi olarak doğmaz. Siyaset öğrenilir. Yönetimimizde genç arkadaşlarımız var onlara siyasetin nüanslarını öğretmeye çalışıyoruz. Genç oldukları için bizden biraz daha fazla çalışıyor olabilirler ama teknolojinin, bilişimin çok geliştiği bir dünyada bizim gençlerle işimiz olmaz diyen bir partinin ayakta kalması mümkün değildir. Biz siyaseti siz gençler için yapıyoruz. 36 yıldır siyasetin içinde olan biri olarak gençlerle konuştuğumda inanın ki benim ufkumu açıyorlar.

5. Üniversite gençliğin desteklenmesi, genel olarak barınma, beslenme, burs, sosyal ve kültürel faaliyetlere erişim, başta psikolojik ve hayat tecrübesi kazanmada destek olmak üzere gençlerin yaşam standartlarını ve yaşam kalitesini artırmayı yönelik hedefleriniz var mı, varsa bunları nasıl gerçekleştireceksiniz?

Gençlerin, insanca ve eşit şartlarda yaşabilmeleri gerekiyor. Öğrenci ev kirasını düşünmemelidir, hırkayla kazakla üşüyerek oturmamalıdır. Bugün karnımı nasıl doyuracağım diye hesap yapmamalıdır. Bizim hedefimiz budur. İktidara geldiğimizde öğrenci kafeteryaları ve lokantaları açarak, öğrencilerin en iyi gıdaya en ucuz şekilde ulaşmasını sağlamak istiyoruz. Öğrencilerin en iyi şartlarda yaşaması için elimizden ne geliyorsa yapmak durumundayız. Ücretsiz internet, laptop, yemek çeki, doğalgazda, cep telefonunda ve suda özel indirimler özel indirimler yapacağız. KYK kredilerinin faizi alınmayacak. 5 yıl sonra uygun vaade de ve faizsiz ödemelerini sağlayacağız. Şu an haziranda bir seçim olması gündemde nasıl bir bütçeyle nasıl bir hazineyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Bütün öğrencilere imkân yaratılmalı ve bunlar kredi değil burs olarak, geri ödemesiz verilmesi konusunda mutlaka çalışma yapmayı planlıyoruz.

6. Eğitim için yurt dışına giden öğrenciler eğitimleri bittiği zaman da gelmek istemiyorlar.

Kendilerine yurt dışında bir hayat kurmak istiyorlar ve kuruyorlar. Kendi ülkelerinde kalmaları için ne yapılmalıdır?

Biz insana insan gibi değer vermeliyiz. Hak ettiği maaşı vermeliyiz. Bu iktidar bir silikon vadisi üreteceğiz dediler fakat böyle bir şeyi hiçbirimiz görmedik, duymadık. Öğrencilerin ülkeyi terk etmemesi için dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Öğrenci eline derdini anlatan bir pankart alıp çıktığında çapulcu denmemeli. Bu iktidarda bunların yapılmayacağını 20 yıldır görüyoruz. 300 sene ömrümüz yok ki kaç yıl daha bunlara müsaade edelim de bunların yapamadıkları şeyleri yapabilmesini bekleyelim diye düşünüyorum. Dolayısıyla Allah bizi bunlardan kurtarsın diyorum.

7. Üniversiteler her yıl milyonlarca mezun veriyor. Gençlik olarak iş istihdamı konusunda endişeliyiz. Bu konu ile ilgili bir projeniz var mı?

Türkiye’nin bir kere bilişime yatırım yapması lazım çünkü artık dünya bilişim dünyası. Çok hukuk fakültesi açmak marifet değildir yani önce istihdam sağlayacak sonra üniversite açacaksın. İhtiyaca göre kontenjan açacaksın. Barajın kaldırılmasının sebebi imam hatiplerdeki çocukları üniversiteye sokmak. Çünkü onlara üniversite mezunu lazım. Sadece ilahiyat mezunlarıyla bu işi yapamayacaklarını farkındalar. Bizim dindar neslimiz üniversitelere girsin sonra biz onları devlet kadrolarına alırız diye düşündüler.

IMG_6962

 MUHARREM İNCE (MEMLEKET PARTİSİ GENEL BAŞKANI)

1. Son 20 yılda okullaşma oranı yükselmesine, üniversite eğitimi yaygınlaşmasına rağmen eğitimin sosyal çıktılarını gündelik hayatta veya işgücü piyasasında görmenin giderek zorlaştığını düşünüyoruz partinizin biz gençler için partinizin politikaları nelerdir ve bunları nasıl hayata geçireceksiniz?

Gençlerin geleceği okumalarını isterim. Dağın tepesini herkes görüyor dağın arkasını görmek lazım. Bugün yenidoğan çocukların çalışacağı mesleklerin %65’i şu an da yok. Bu meslekleri tanımıyoruz bile. Onun için gençlere geleceği öngörürüm. Yani Jules Verne’i örnek alsınlar, Leonardo da Vinci’yi örnek alsınlar, beni örnek alsınlar demeyeceğim fazla megolamanlık olur. Her zaman söylüyorum yani bilim, bilim. Geliştirilmediği sürece sadece üniversite diploması bir işe yaramaz. Artık yaşam boyu öğrenme var. Sertifikalar dönemine giriyoruz. Diplomaların pek işe yaramayacağı, hangi sertifikalara sahip olduğunun konuşulacağı yeni bir dönem. Gençlerin yabancı dil bilmelerini isterim. Herkes üniversite mezunu olabilir ama herkes kendini yetiştiremez. Ve gençlerin çağı iyi anlamalarını isterim. Önümüzdeki yüzyıl belki de füzyonun yüzyılı olacak. Füzyon teknolojisini çözenler enerjiyi ucuza mal edecek, zengin olacaklar. Çözemeyenler ise yoksul olacak. Gençlerin bu konularda; enerji ve gıda konusunda kafa yormalarını isterim. Güneş pilleri konusuna, siyasete kafa yormalarını isterim. Beğendikleri bir siyasi partide görev alsınlar ki siyaset herkesin işi olmasın. Daha nitelikli olsun.

2. Partinizin gençlerin sosyal ve kültürel alanına yönelik vaatleri nelerdir, gençler için özgürlükleri daha da genişletmeyi planlıyor musunuz, bunlar nelerdir ve nasıl gerçekleştireceksiniz?

Her şeyden önce özgürlük. Yani bilim ve teknoloji istiyorsanız bu nerde olur, yaratıcılık özgür ortamda olur. Özgür bir ortam yoksa yaratıcılık olmaz. Yaratıcılık olmadığında ise teknoloji olmaz. Teknoloji olmadığında da zenginlik olmaz. Biz gençlere özgürlük ortamı, iletişim vergisi almamayı ve hiçbir telefonundan tabletinden, bilgisayarından öğrenim yaşamı boyunca hiçbir öğrenciden ücret almamayı vadediyoruz. Hızlı, ücretsiz internet öğrenciler için bunu vadediyoruz. TOKİ’nin yurt sorunu çözülene kadar, yurttan başka bir iş yapmamasını vadediyoruz. Ve onlara gülümsemeyi vadediyoruz.

3. Üniversiteler her yıl milyonlarca mezun veriyor. Gençlik olarak iş istihdamı konusunda endişeliyiz. Bu konu ile ilgili bir projeniz var mı?

Bu ekonominin tümüyle ilgili bir durum yani ekonomide iktisatın kurallarını uygulamazsanız, faizle inatlaşırsanız, teolojik yaklaşımlarla ekonomiyi yönetmeye kalkarsanız bu kaçınılmaz sondur. Onun için biz bilimi, hukuku ve liyakati öneriyoruz. Bunların hepsi bir bütündür. Ekonominin önemli bir kısmı da psikolojidir aynı zamanda. Muhtarlara özel kalem müdürü vererek, her TOBB üyesine bir işçi vererek sorunu çözemezsiniz. Sorun topyekûndur. Bakış açısıyla ilgilidir. Üretim ekonomisi ile ilgilidir. Kamu ihale kanununu 300 kere değiştirirseniz olacağı budur. Onun için 3A’yı öneriyoruz. Önce akıl bilim sonra adalet ve ahlak, yani Türkiye hukuk devleti değilse ekonomiyi çözemezsiniz. Ekonomiyi çözmeniz için, işsizliği halletmeniz için önce yargıdan başlamanız lazım. Bağımsız bir yargınız yoksa düzgün bir ekonominiz olmaz.

4.Seçme ve seçilme yaşının düşürülmesi siyasi katılım yönünde bir motivasyon yaratsa da günümüz koşullarında gençlerin ülkedeki siyasi temsilini ve katılımını yeterli buluyor musunuz ve bu konuda katılımı arttırmak ve yaygınlaştırmak için politikalarınız var mı?

Kâğıt üzerinde seçme seçilme yaşının 18’e düşürülmesi hiçbir işe yaramaz, bu kâğıt üzerindedir. Hiçbir uygulaması yoktur. 18 yaşında milletvekili yoktur. Olsa da işi çok zordur. Sonra nasıl üniversiteyi bitirecek, milletvekilliği yapan birisi nasıl iş bulacak? Bunlar çok tartışmalı konulardır. Şu an kâğıt üzerinde hoş bir görüntüden ibarettir.

5. Önceki soruya ek olarak gençlere yönelik politikaların belirlenmesinde gençlerin doğrudan katılımı için neler yapacaksınız? Gençlerin hem ulusal hem de yerel meclislerde, kabinede ve bürokrasinin karar verici konumlarında yer alması için politikalarınız var mı?

Gençlerin tabi ki karar mekanizmalarının içinde olmasını isterim ama önce özgürlük ortamını sağlamamız lazım. Gençlerin gelecek kaygısından, yurtdışı hayallerinden arınması lazım. Gençlerin hemen hemen önemli bir kısmı yurtdışı hayaliyle yaşıyor. Bu hayalleri yok etmemiz lazım. Yurt dışına gitsinler staj yapsınlar, bilgisini, görgüsünü arttırsınlar ama orada kalmasınlar, memleketine geri dönsünler. Bunlara daha fazla kafa yormayı tercih ederim.

6. Üniversite gençliğin desteklenmesi, genel olarak barınma, beslenme, burs, sosyal ve kültürel faaliyetlere erişim, başta psikolojik ve hayat tecrübesi kazanmada destek olmak üzere gençlerin yaşam standartlarını ve yaşam kalitesini artırmayı yönelik hedefleriniz var mı, varsa bunları nasıl gerçekleştireceksiniz?

Üniversiteleri geziyorum, bu son yıl hariç şu ana kadar karşılaştığım problemler, işte yurt diyorlardı. Tiyatroya, sinemaya gidemiyoruz diyorlardı. İlk kez karşılaştığım bir şey var beslenemiyoruz diyorlar. Buna çok üzülüyorum. Yani beslenemiyoruz sözü ciğerimi yakıyor. Bu çok büyük bir problem eğer üniversite gençlerimiz beslenemiyorsa bütün siyasetçiler olarak kara kara düşünmemiz lazım. Dediğim gibi barınma ve beslenme sorunu, bu geleceğimiz açısından büyük tehlike oluşturmaktadır. Bu farklı sorunlara yol açabilir. Çok daha büyük derin yaralar açabilir. Onun için bu konuda kaynak ayrılması lazım. Bu konuda siyaset güruhu hepimiz, iktidarı, muhalefeti herkesin kafa yorması lazım.

CHP2-2

 EMİNE EDİZGİL (İYİ PARTİ ESKİŞEHİR İL BAŞKANI)

1. Son 20 yılda okullaşma oranı yükselmesine, üniversite eğitimi yaygınlaşmasına rağmen eğitimin sosyal çıktılarını gündelik hayatta veya işgücü piyasasında görmenin giderek zorlaştığını düşünüyoruz partinizin biz gençler için partinizin politikaları nelerdir ve bunları nasıl hayata geçireceksiniz?

Eğitim şu anda en dipte olan konu. Eğitim hem gençler açısından hem aileler açısından hem de Türkiye açısından bir çıkmazda. Bunun en büyük nedeni de çok fazla sayıda üniversite açılması. Çok fazla Üniversite açılması o yerde eğitim seviyesinin çok yüksek olduğu anlamına gelmez. Önemli olan gençlerin o üniversitelerden mezun olduğu zaman, mesleklerini kaliteli bir şekilde yapabilmeleri. Siz bir öğretmeni mezun ettiğiniz zaman o öğretmenin bir daha öğretmenlik yapabilir mi bunun öğretmenlik yapabilme kapasitesi var mı diye tekrar sınavlara tabi tutmamanız lazım. Bunun en önemli şeyi de üniversite sayısını çoğaltmak değil. Kaliteli çıktığı zaman mesleğini yapabilecek bütün donanıma sahip olarak mezun olmalı gençlerimiz. Bu nedenle de iş bulmak güçleşiyor. Bunun en büyük nedeni çok sayıda üniversitenin açılması ve çok sayıda meslek sahibi gençlerimizin işsiz kalması. Bizim çok fazla gençlere yönelik politikalarımız var, en büyük şeyimiz bu üniversiteleri daha fazla sayıda yapmak değil, kaliteli sayıda ve işe girebilecek sayıda üniversite mezunu vermek. Mesela bir öğretmen için gelecek yıl kaç tane öğretmene ihtiyacımız var, bu doktor içinde mühendis için de geçerli. 100-150 bin öğretmen alınacak, o kadar sayıda mezun verecek ve o gençler çıktıklarında bilecekler ki evet ben mezun oldum benim işim hazır.  Bunu nasıl önleyeceksiniz derseniz, bir sürü genç üniversiteye girmek istiyor, aslında en önemli şeylerden biri de meslek okullarını daha çok yaygınlaştırmak. Eskiden köy enstitüleri vardı, oradan mezunlar doğum yaptırmaya kadar yeteneklilerdi. Bu tür eğitimler veriliyordu. Oradan öğretmenler mezun oluyordu. Herkes üniversite okuyacak diye bir şey. Meslek liselerinin çoğaltılması gerekiyor, ara eleman aranıyor ama bulunamıyor. Herkes ben üniversite mezunuyum, ben bu işte çalışmam diyor. Biz bunlara çok önem vereceğiz.

2. Partinizin gençlerin sosyal ve kültürel alanına yönelik vaatleri nelerdir, gençler için            özgürlükleri daha da genişletmeyi planlıyor musunuz, bunlar nelerdir ve nasıl gerçekleştireceksiniz?

İYİ parti özellikle gençlere çok önem veriyor. Bizim geleceğimiz sizlersiniz. Genel başkanımız gençlerle sık sık toplantı yapıyor, üniversitelere gidiyor. Orada bizim politikalarımızı anlatıyor. Üniversite eğitiminde çok yardımcı olunacak. Gençler üniversitelere alınırken o üniversiteden mezun oldukları zaman iş bulmasında kolaylık sağlayacak ve işi bulacağına kanaat getirici okullardan mezun olup bilecek ki ben mezun oldum benim işim hazır. Bunun haricinde genç kartı vereceğiz. Bu kartlarla lise ve üniversite öğrencilerinin kırtasiye alışverişleri o kartlardan karşılanacak. Müze kartları verilecek, sosyal faaliyetlerde o müzelere girişler bedava sağlanacak. Bilişim konusunda da laptopları, bilgisayarları bir kereye mahsus ihtiyacı olan gençlere devlet tarafından bedava dağıtılacak. Sosyal medya özgürlüğünde çok önem veriyoruz ve demokrat ve demokrasiye inanan bir partiyiz. Gençler fikirlerini her şeyden önce özgür bir şekilde söyleyecek. Bu yeter ki hareket ve kişilerin hak ve özgürlüklerini kısıtlamadığı sürece gençlerin eylem yapmaları, kendilerini anlatmaları hepsi bizim partimiz tarafından dinlenecek.

3. Seçme ve seçilme yaşının düşürülmesi siyasi katılım yönünde bir motivasyon yaratsa da günümüz koşullarında gençlerin ülkedeki siyasi temsilini ve katılımını yeterli buluyor musunuz ve bu konuda katılımı arttırmak ve yaygınlaştırmak için politikalarınız var mı?

Seçme seçilme şu an bildiğim kadarıyla on sekiz. Bu yaş seçme ve seçilme yaşı için iyi bir yaş. Diyeceksiniz ki seçiyoruz ama seçilemiyoruz. On sekiz yaşındaki bir genci hiçbir parti birinci ya da ikinci sıraya koymuyor. Seçilemeyecek sıraya koyuyor, mesela altıncı yedinci sıraya koyuyor. Aslında sizleri bizlerden çok sizin yaşınızdaki grup anlar. Biz gençlere çok önem veriyoruz. Beş altı ay içinde bir seçim yapılacak ve listeler hazırlanacak. Ben ve partimizin de hedefi gençlerimize ön sıralarda yer vereceğiz.

4) Önceki soruya ek olarak gençlere yönelik politikaların belirlenmesinde gençlerin doğrudan katılımı için neler yapacaksınız?

Gençlerin doğrudan katılımı için az önce de bahsettiğim gibi bir yerlerde gençlerin görev almaları gerekiyor. Sizler üniversite okuyorsunuz ama birçoğunuz siyasi hayatla ilgilenmiyor. Bunun için aslında ben il başkanı olarak diyorum ki gelin bizim birlikte siyaset yapın. Şu anda derslerden, okuldan vakit bulduğunuz zamanlarda sevdiğiniz ya da düşüncelerine değer verdiğiniz siyasi partinin il binasına gidip bunlar burada neler yapıyor diye bakın. Sizler aslında katılımı sağlayacaksınız. Bizler gençler gelsin diyoruz ama buna ön ayak olacak olanda, isteyecek olanda sizlersiniz. İl binasına gidelim bir takılalım il binasında gençlere yönelik ve halka yönelik neler yapılıyor ne projeler geliştiriliyor. Bunlar için bizim bir gençlik kollarımız var. Odunpazarı, Tepebaşı ve il de bir gençlik kolları başkanımız var. Bunlar çok güzel etkinlikler yapıyorlar. Bunlara da izin verilmiyor. Biz ilk etapta üniversitenin önüne sabah gençlerimize birer çorba dağıtalım istemiştik ama buna belediye tarafından izin alamadık. Bunun yanında kütüphanelerde bilmiyorum ne kadar vakit geçiriyorsunuz. Eskişehir bu konuda şanslı bir şehir. Atatürk caddesinde kütüphanemiz var. Buralara yönlendirme girişiminde bulunuyoruz ama sizin de daha çok kitap okumanız gerekiyor diye düşünüyorum. Üniversiteyi bitirmek yetmiyor, her şeyden önce siz kendiniz çok okuyacaksınız. Biz gençlerimizin eğitiminin yanında spora da çok önem veriyoruz. Bizim partimiz spora da çok önem veriyor. Spor da başarılı olan gençlere bedava burs verilecek, üniversitelerde bedava okutulacak. Biz parti olarak sizi anlamaya çalışıyoruz.

5) Üniversite gençliğin desteklenmesi, genel olarak barınma, beslenme, burs, sosyal ve kültürel faaliyetlere erişim, başta psikolojik ve hayat tecrübesi kazanmada destek olmak üzere gençlerin yaşam standartlarını ve yaşam kalitesini artırmayı yönelik hedefleriniz var mı, varsa bunları nasıl gerçekleştireceksiniz?

Tabi ki var. Ben bunu hep söylüyorum, özellikle barınma konusunda sizler okul kazandığınız zaman ailenizin kara kara düşünmesine gerek kalmamalı. Bilecek ki Türkiye’nin neresine giderse gitsin benim kızım, oğlum rahatça yer bulacak ama ucuza yer bulacak. Fahiş fiyatlarla değil çok ucuz fiyatlarla ve orada üç öğün yemek verilecek. Bu bizim partimizin politikasında da var. Özel yurtlarda bunların hepsi belirli bir ücret karşılığında veriliyor. Bizler eğer belediyeye de geldiğimiz zaman gençlerin barınma yerleri belediye ve devlet tarafından karşılanacak yani daha çok yurt yapılacak ve bunlar kontrol altına alınacak. Böyle olduğu zaman gençlerimiz bazı cemaatlerin etkisi altına da girmeyecek. Ben gençler bir şehre geldiği zaman onların ağına düşmesine izin vermeyeceğim. Genel başkanımız bu konuda çok duyarlı özellikle gençler geldiği zaman ne oluyor yer bulamıyor. Oradan bir abla abi geliyor, gel ben seni götüreyim. Böylelikle cemaat yurtlarına da yönelme oluyor. Bunlar engellendiği zaman, devlet bunu kendi sorumluluğuna alacak. Bizim parti politikamızda da var. Sizde barınmayı düşünmeyeceksiniz. Bu çok zor değil, gerçekten birçok yere verilen kaynaklarla şehrin bazı yerlerine bolca yurtlar yapılıp, barınmalar sağlanabilir. Tekrar diyorum yeme konusunda da beslenme konusunda da yine bir beslenme diyetisyen eşliğinde yurtlar da sabah ve akşam yemeği okulda da mutlaka öğlen yemeği verilmeli.

6) Eğitim için yurt dışına giden öğrenciler eğitimleri bittiği zaman da gelmek istemiyorlar. Kendilerine yurt dışında bir hayat kurmak istiyorlar ve kuruyorlar. Kendi ülkelerinde kalmaları için ne yapılmalıdır?

Niye yurtdışına gidiyor bizim gençlerimiz çünkü okullarını bitiriyorlar ve belirli bir iş bulsalar bile bitirdikleri işin karşılığındaki ücreti alamıyorlar. Bu o kadar acı ki. Herkesin gitme nedeni de kendi branşında iş yapmak ve onun karşılığında ücret almak. Bunların hepsi fazla mezun verdiğimiz için. Başta dediğim gibi az sayıda üniversitede, yeterli ve kaliteli öğrenci yetiştirmek. Böyle olduğu zamanda siz çıkınca işiniz hazır olduğunda inanın hiçbiriniz yurtdışına gitmek istemeyeceksiniz çünkü hepiniz ülkenizi seviyorsunuz. Burada kalmak için siz gayret edeceksiniz. Bunun içinde tekrar diyorum üniversite sayısını azaltıp, kaliteli eğitim verip gençlerimizin gitmesine engel olacağız. Sizlerin istediği hayatı Türkiye’de sağladığımız sürece sizler gitmeyeceksiniz. Ben bunu biliyorum.

IMG_6925

 İSMAİL CANDEMİR (MHP ESKİŞEHİR İL BAŞKANI)

1. Son 20 yılda okullaşma oranı yükselmesine, üniversite eğitimi yaygınlaşmasına rağmen eğitimin sosyal çıktılarını gündelik hayatta veya işgücü piyasasında görmenin giderek zorlaştığını düşünüyoruz partinizin biz gençler için partinizin politikaları nelerdir ve bunları nasıl hayata geçireceksiniz?

Şimdi her şeyden önce son yirmi yılda Türkiye’de üniversite sayısının artması, eğitim planlamasının yeteri kadar yapılmaması, sanki herkesin illa üniversite mezunu olması gerekiyormuş gibi bir hava oluşturulmasının sonucunda beyaz yakalı ihtiyaç azaldı, mavi yakalı ihtiyaç da çoğaldı. Özellikle son yıllarda ara eleman sıkıntısı aşırı derecede yaşanmakta. E bu tabi 28 şubatta sırf imam hatiplerin önünü kesebilmek için yapılan uygulamalarla meslek liselerinin önü tıkandı. Ben kendim de meslek lisesi mezunuyum. Bugün geldiğimiz şartlarda meslek liseleri tercih edilmeyen okullar haline geldi. Sanayiye de baktığımızda o açığı çok net olarak görebiliyoruz. Siyasi parti olarak da biliyorsunuz Türkiye’de sistem bu şekilde işliyor. İş arayan arkadaşlar iş-kur’dan ziyade siyasi partilere de geliyorlar. Bizim de yaşadığımız en büyük problem lisans mezunu arkadaşlara herhangi bir imkân bulamamak. Ama bunun yanı sıra iki yıllık meslek yüksek okulu ya da düz lise, ortaokul mezunu iş imkânı özel sektörde de oldukça fazla. Bunlarda işçi bulamamakta sıkıntı yaşıyorlar. Bunun için yeniden eğitim sisteminin gözden geçirilmesi, eğitim planlamasının yeniden yapılması gerekiyor. Bu konuda da bizim sayın genel başkanımızda söyledi. Üniversitelere girişte sınavı kaldırıp insanların eğilimlerine göre ama tabi bu bir sistem. Bizim asıl tercihimiz ilkokuldan başlayarak çocuğun hangi yönde gelişimi varsa o yönde yönlendirilerek meslek edinmesini sağlayabilmektir .

2. Partinizin gençlerin sosyal ve kültürel alanına yönelik vaatleri nelerdir, gençler için özgürlükleri daha da genişletmeyi planlıyor musunuz, bunlar nelerdir ve nasıl gerçekleştireceksiniz?

Milliyetçi hareket partisinin en büyük özelliği bir gençlik olarak siyasi hayatta da yapılmış bir harekettir. Bizim gençlik kuruluşlarımız ülkü ocaklarıdır. Ben kendim de ülkü ocaklarında yetişmiş biriyim. Ülkü ocaklarında vatan millet sevgisinin yanı sıra iyi bir birey olmanın, bir insan olmanın, ufkunun açılması, yönlendirilmesi gibi konularda gerekli eğitimler verilir. Bu ortam yaratılır. Gençlik tabiki Atatürk’ünde ifade ettiği gibi geleceği emanet edeceğimiz insanlar. Gençlerin eğitimi, kişisel gelişimi, eğitimiyle ilgilenmek zorundayız. Bununla alakalı milliyetçi hareket partisi bu seçim döneminde de gençlerle alakalı çalışmalar yapıyoruz. Onlara yönelik eğitim programları, sosyal faaliyetler düzenliyoruz. Bunları ülkü ocakları üzerinden yapıyoruz. Bununla alakalı olarak da özellikle üniversite öğrencilerine yönelik Türkiye’de bir ilk olan Eskişehir Anadolu Üniversitesi yakınında Kutadgu Bilig kitap kahve evini açtık. Buradaki üniversiteli arkadaşlarımız rahat çalışma ortamında gelsinler istiyorlarsa ders çalışsınlar. Kutadgu Bilig Kitap Kahve Evinde haftalık sohbet toplantıları yapılıyor. İş hayatında, özel hayatında başarılı olmuş tanınan, bilinen isimler davet edilerek başarı hikayeleri, girişimcilik gibi konularda genç arkadaşlarımızla sohbetler gerçekleştiriyoruz. İmza günleri gerçekleştiriyoruz. Bunlar tabi artarak devam edecek. O gençlik, tüm milletler içinde geçerlidir. Geleceği emanet edeceğimiz, onların eğitimi, öğretimi, özgünlükleri de dahi olmak üzere, sosyal hayatları kişisel gelişimleri önem vermemiz gerekiyor.

3. Seçme ve seçilme yaşının düşürülmesi siyasi katılım yönünde bir motivasyon yaratsa da    günümüz koşullarında gençlerin ülkedeki siyasi temsilini ve katılımını yeterli buluyor musunuz ve bu konuda katılımı arttırmak ve yaygınlaştırmak için politikalarınız var mı?

Tabi dediğim gibi bizde ülkü ocakları önemli bir yer teşkil ediyor. Seçme seçilme yaşının düşürülmesi bizce olumlu bir şey eğer düşünen arkadaşlarımız varsa gençlerin daha erken yaşlarda siyasete, siyasete atılmaları gerekiyor. Yeni bir seçim dönemindeyiz. Biz özellikle genç arkadaşlarımıza zaten daha önce de çağrı yaptık. Özellikle çağrıda bulunuyoruz. Milliyetçi hareket partisinin kapıları kendilerine açıktır. Kendilerinin milletvekili aday adayı olarak da görmek istiyoruz. Çünkü gençlik toplumun her kesiminde olduğu gibi parlamentoda yeteri kadar temsil edilmesi lazım ki sorunları dile getirilip, tartışılabilsin. Çözüm yolları orada kanunlaşabilsin. Kanun teklifi olarak, soru önergesi olarak sorulabilsin. Yeterli buluyor musunuz? Şu anda hala yeterli değil. Yani nasıl meclis aritmetiğinde bayan arkadaşlarımızın sayısı yeterli değilse, genç arkadaşlarımızın sayısı yeterli değil. Aslında bunun çoğalması gerekiyor çünkü kuşaklar arasındaki farklar ister istemez oluşuyor. Yeni kuşağın yeteri kadar mecliste temsil edilip sesinin duyurulması gerekiyor.

4. Önceki soruya ek olarak gençlere yönelik politikaların belirlenmesinde gençlerin doğrudan katılımı için neler yapacaksınız? Gençlerin hem ulusal hem de yerel meclislerde, kabinede ve bürokrasinin karar verici konumlarında yer alması için politikalarınız var mı?

Tabi bizim bunla alakalı çok yakın tarihlerde de geçmişte de çok örneğimiz vardır. Bizim Eskişehir’deki messusiyelerimizin büyük bir çoğunluğu 20-30 yaş aralığı arasındadır. Özellikle özen gösteriyoruz. Söylediğimiz gibi milliyetçi hareket partisi ve ülkü ocakları olarak birlikte çalışma yürüttüğümüz için gençlerle devamlı sohbet ediyoruz onlar bize sıkıntılarını aktarıyorlar. Biz elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyoruz. Milliyetçi ülkücü hareketin kuruluşu ülkü ocakları olduğu için zaten bu bağ hiçbir zaman kopmuyor. Devamlı istişare halindeyiz. Gençlik bizim için çok farklı bir alan. Oradan gelen her türlü teklifi birlikte değerlendirip gerekli adımları atıyoruz.

5. Üniversite gençliğin desteklenmesi, genel olarak barınma, beslenme, burs, sosyal ve kültürel faaliyetlere erişim, başta psikolojik ve hayat tecrübesi kazanmada destek olmak üzere gençlerin yaşam standartlarını ve yaşam kalitesini artırmayı yönelik hedefleriniz var mı, varsa bunları nasıl gerçekleştireceksiniz?

Burada son yıllarda kyk sayılarının artırılması iyiye işarettir. Ama son dönemde pandemi dolayısıyla yaşanan sıkıntılardan dolayı ne yazık ki odalarda kalan öğrenci sayısı arttı. Bunların bir an önce çözülmesi gerekiyor. Ülkenin ekonomik şartlarına baktığımız zaman üniversitede okuyan bir çocuk ailesine de yük olabiliyor. Bunu azaltmamız gerekiyor. Bununla alakalı olarak barınma ihtiyacının daha iyi ortamlarda, yemek ihtiyacının da karşılanarak, daha iyi şartların karşılanması gerekiyor. Bununla alakalı da zaten şu an yapılan çalışmalar da var. GSB bu konuda yoğun bir çalışma yürütüyor. Bu sene Eskişehir’de barınma sorununu pek yaşamadık. Ama dediğimiz gibi şartların iyileştirilmesi lazım. Öğrencilere verilen karşılıksız bursların arttırılması lazım. Üniversitenin imkanlarının mümkün olduğu kadar öğrencilere yönelik yeniden düzenlenmesi lazım. Öğrenci kulüpleri aracılığıyla da öğrencilerin kişisel gelişimine katkıda bulunmak lazım. Bunların ilerleyen süreçte hayatta karşılaşacakları problemlerle alakalı uzman kişilerle söyleşiler yaparak kendilerine yol gösterici insanlarla bir araya gelmelerini sağlamaları lazım. Bununla alakalı da üniversitelerimizin imkanları zaten var. O bu yönde kanalize etmeleri gerekiyor. Bu da tabi YÖK’ten başlayarak çözülmesi gereken bir problem. Yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı ailelerde çok zor durumda kaldığı için en kestirme çözüm olarak yatak sayılarının arttırılması gündeme geldi. Bu geçici bir çözüm bunu da atlatmak lazım. İnşallah yapılan ilave kyk’larla daha rahat şartlarda, çalışma ve yaşama ortamı sağlanır. Bunu farkındayız ama dediğim gibi bunu geçici bir çözüm olarak görmek lazım.

6. Üniversiteler her yıl milyonlarca mezun veriyor. Gençlik olarak iş istihdamı konusunda endişeliyiz. Bu konu ile ilgili bir projeniz var mı?

Onu başından da söylediğim gibi ülkedeki her alanda olduğu gibi eğitimde de bir planlama yapılması gerekli, herkes üniversite mezunu olmak zorunda değil. Yani kabiliyeti olan arkadaşlar gerekli. Çok fazla üniversiteden ziyade nitelikli üniversiteler oluşturmamız gerekiyor. Herkesi üniversite mezunu yapmaktan ziyade nitelikli üniversite mezunu arkadaşlarımızı oluşturmamız gerekiyor. Yeniden eğitim sisteminin ele alınması gerekiyor. Anaokulunda başlayarak çocuğun kendi yapısına, ihtiyaçlarına ve kabiliyetine göre yönlendirilmesi gerekiyor. Burada ara elemandan sanat yönüne zanaat yönüne her şeyi göze alarak toplumu yeniden geleceğe göre hazırlamak gerekiyor. Mevcut sistem içerisinde yaşadığımız en büyük problemlerden birisi atanamayan öğretmenler. Çocuklarımız mezun olmuş, atanamıyorlar. Gerekli kadrolar açılmıyor o zaman bu kadar fazla eğitim fakültesine ihtiyaç var mı? Bunların hepsini gözden geçirmek gerekiyor. Aynı şeyi hukuk alanında da yaşamaya başladık, bunları yeniden planlamak lazım ve çocukların geleceğini karartmamak gerekiyor. İş bulamıyorlar ve boşlukta kalıyorlar. Bunun psikolojik yönü çok ağır oluyor. Belirli bir yaşa geliyor, geleceğini göremiyor, aile kuracak kuramıyor. Bunun birçok nedeni var. Arkadaşlar arada bizi ziyarete geliyor bu konuları da tartışıyoruz. İnşallah ilerleyen dönemlerde çok uzatmamak gerekiyor, bunu bir an önce çözmemiz lazım. Gerçekten bir umutsuzluk söz konusu, bunu da önlememiz gerekiyor.

7. Eğitim için yurt dışına giden öğrenciler eğitimleri bittiği zaman da gelmek istemiyorlar. Kendilerine yurt dışında bir hayat kurmak istiyorlar ve kuruyorlar. Kendi ülkelerinde kalmaları için ne yapılmalıdır?

Bu söylediğiniz soru pandemi öncesi için geçerli olabilir ama pandemi sonrasında Avrupa’da da yaşam şartları ağırlaştı. Pandemi aslında çok şeyi değiştirdi. Türkiye’de özellikle savunma sanayisinde yapılan yatırımlarla tersine göçler başladı. Bu soru belki 3 sene öncesi için doğruydu ama bugün için pek geçerliliğinin kaldığını zannetmiyorum. Hatta bizim de bir teklifimiz var üniversitedeki arkadaşlarımızı aslında yurtdışına göndermemiz lazım. Davulun sesi dışarıdan hoş geliyor. Pandemi sürecinde Türkiye Cumhuriyeti devleti sağlık hizmetlerinde hiç kimseyi ayırmadan her türlü desteği ve imkân sundu. Her türlü ilacı ve aşıyı karşıladı ama Avrupa’da bunların olmadığını görüyoruz. İnsanlar ölünme terk edildi, hastanelere kabul edilmedi. Sosyal güvenlik sistemi olarak baktığımızda ve sağlık sisteminde ufak tefek eksikliklerde olsa dünyadaki en iyi sistemlerden birine sahibiz. Pandemi Avrupalılar birçok şeye muhtaç kaldılar, bir maske için çok büyük sıkıntılar yaşandı. Onlarda kendilerini gözden geçiriyorlar şu anda Avrupa’nın da gençlerimiz için çok fazla cazip olduğuna inanmıyorum. Türkiye’de kalmaları için ufuklarının açılması gerekiyor, şartların iyileştirilmesi gerekiyor ama her şeyden önce eğitimin tamamlanması gerekiyor ki ihtiyaç olan sayılarda, niteliklerde gençlerimizi o işlere yönlendirelim. Şu anda giden doktorlarda geri döndü, dediğim gibi bütün dünyada sıkıntı var. Avrupa’da sağlık hizmetleri paralı ve çok büyük rakamlar, Türkiye’ye artık dışarıdan insanlar tedavi amacıyla da geliyor. Özellikle diş ve saç ekimi konusunda Türkiye ciddi bir noktaya geliyor. Bunları iyi düşünmek ve planlamak gerekiyor. Yaşanan sıkıntılar yok mu, çok fazla var. Biz nüfusu genç bir toplumuz. Gençliği iyi kullanabilirseniz dünyada çok iyi bir silahtır. Silah derken bu kötü bir anlamda değildir, eğer eğitimli bir nesil yetiştirebilirseniz sizin için çok büyük bir güçtür. Süper ülke olma yolunda mesafe kat edersiniz. Gereken eğitimleri gereken şartları sağlayamazsanız çok büyük hayal kırıklıklarına yol açar. 2023 yılından çok umutluyuz. Şartların daha da gelişeceğini, insanların refah seviyesinin daha da artacağına inancımız sonsuz.