MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) eski Başkan Yardımcısı Dr. Ramazan Başak, sosyal medya hesabından yaptığı detaylı açıklamayla, Can Holding ve Ciner Grubu'nu kapsayan soruşturma ve kayyum atamalarıyla ilgili basında yer alan yeni iddiaları hukuki ve mali açıdan yorumladı.
Valizlerle Taşınan 350 Milyon Dolar İddiası
Başak, bir gazetede yer alan "TV kanallarının kaynağı belirsiz olan 350 milyon dolarla alındığı, bu tutarın Can Holding’e ait Doğa İnşaat şirketinde toplandığı ve 3.5 ton ağırlığındaki bu paranın valizler içinde taşınarak Ciner Holding’in banka hesabına yatırıldığına" ilişkin haberi temel alarak sosyal medya hesabından görüşlerini paylaştı.
Dr. Başak, bu devasa tutardaki işlemin bütününe ilişkin özet görüşlerini dört ana başlıkta topladı:
1. Paranın Kaynağına İlişkin Ciddi Şüpheler: Başak, bu haliyle paranın kaynağı konusunda çok ciddi şüpheler bulunduğunu belirtti. Savcılık ve MASAK'ın zaten bu durumu araştıracağını ve gerektiğinde Türk Ceza Kanunu (TCK), Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve 5549 sayılı Kanun (Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Kanunu) hükümlerine göre işlem tesis edileceğini ifade etti.
2. Ciner Holding Yöneticilerinin Sorumluluğu: Başak, Ciner Holding yöneticilerinin bu paranın olası yasadışı kaynağını bilebilecek durumda olduğu ispat edilirse, sorumluların TCK'nın 282/2 maddesine göre 2 ila 5 yıl arası hapisle yargılanabileceğini ve bu paranın müsadere edileceğini öne sürdü.
3. Bankanın Şüpheli İşlem Bildirimi Yükümlülüğü: Eski MASAK Başkan Yardımcısı, 350 milyon dolar gibi devasa büyüklükteki bir paranın elden yatırılması durumunda, ilgili bankanın MASAK’a Şüpheli İşlem Bildirimi (STR) yapması gerektiğini vurguladı. Bu bildirimin yapılmaması halinde, banka yöneticilerinin de ciddi şekilde sorgulanması gerekeceğini; zira bu tür olayların bankacılık sisteminde münferit olmadığını kaydetti.
4. Yönetenlerin En Önemli Sorumluluğu: Başak, tüm bu olaylardaki en önemli sorumluluğun yönetenlere ait olduğunu vurguladı. Sabah grubunda dahi 2021-2025 yılları arasında 50 milyar dolarlık karapara trafiği yönettiği iddia edilen Can Holding’in tüm bu faaliyetlerinin sonradan öğrenilmiş olmasının mümkün olmadığını dile getirdi.





