GÜNDEM

Erdoğan, LGS'deki şaibe iddiaları üzerine: Tartışma hemen İmam Hatip düşmanlığına evrildi. İmam hatipliyim ya

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.

Abone Ol

Erdoğan'ın açıklamalarından ana başlıklar ise şöyle:

"Terörsüz Türkiye"

Türkiye'nin itibarını artırmak, Türkiye'yi kardeşlikle büyütmek, Türkiye Yüzyılı'nı menziline suhuletle ulaştırmak, bölücü terör gibi ülkemizi yarım asırlık prangalarından kurtarmak için çok boyutlu bir çaba içerisindeyiz." ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunun için riske girilmesi gerekiyorsa giriyoruz. Mücadele edilmesi gerekiyorsa ediyoruz. Kuvvet kullanılması gerekiyorsa kullanıyoruz. Konuşulması, görüşülmesi gerekiyorsa bunu da çekinmeden yapıyoruz. Şunu milletim bilsin ki biz asla siyasi ikbal peşinde değiliz. Biz milletin ve memleketin istikbalini garantiye almanın peşindeyiz. Terörsüz Türkiye sürecimizde evlatlarımıza üzerinde mutlu, müreffeh ve huzurla yaşayacakları bir ülke bırakmanın peşindeyiz. Derdimiz millet, sevdamız Türkiye'dir. Ne yapıyorsak 86 milyonun birliği, dirliği, huzuru için yapıyoruz. Ne yapıyorsak Türkiye'yi muzaffer ve muvaffak kılmak için yapıyoruz."

Bilhassa Türk, Kürt, Arap ittifakına yönelik mesajlarımız, dışarıda kandan ve çatışmalardan beslenenleri, içeride ise tek parti faşizminin günümüz temsilcilerini ciddi manada tedirgin etti. Çıktılar, sanki suçmuş, kabahatmiş gibi bizi ümmetçilikle itham ettiler. 'Cumhuriyet tehdit altında' diyerek korku yaymaya çalıştılar. Son beş gündür öyle saçma argümanlar, öyle absürt iddialar duyduk ki bütün bu saçmalıkları anlatmaya cehalet ifadesi bile yetersiz kalıyor. Ne millet kavramından ne ümmet mefhumundan haberdarlar. İkisini birbirinin zıddı görecek kadar da bilgisizler. Türk milletinin birliğini, beraberliğini savunurken Müslümanların evrensel kardeşliğini de savunmanın mümkün olduğunu, hatta bunun bizim için bir görev olduğunu anlamayacak kadar izansızlar, milletten ve milletin inanç dünyasından kopuk durumdalar."

Erdoğan, "Sınavda başarı gösteren öğrenci sayısı üzerinden günlerdir söylemedik yalan bırakmadılar. Burada da tartışma hemen İmam Hatip düşmanlığına evrildi. İmam hatipliyim ya, buralara kadar işi savurdular. Öyle ki Bursa'daki bir imam hatip ortaokulunun astığı tebrik pankartını çarpıtarak pırıl pırıl evlatlarımız maalesef hedef gösterildi." diye konuştu.

"Kimsenin evlatlarımızın duygularıyla oynamaya hakkı yoktur"

Erdoğan, Bakanlığın gerekli bilgileri şeffaf bir şekilde paylaşmasına rağmen 13-14 yaşındaki çocukların temiz, saf, masum duygularının istismar edildiğini belirtti.

"Bütün sınavlarda güvenliğin en üst düzeyde sağlanması bizim olmazsa olmazımızdır. Hiçbir evladımızın emeğinin, umutlarının heba edilmesine izin vermeyiz. Bu hususta her zaman dikkatli olduk, çok titiz davrandık, tavizsiz bir duruş sergiledik. Türkiye, sınav güvenliği konusunda parmakla gösterilen bir ülkedir. Her yıl milyonlarca evladımızın, gencimizin, insanımızın girdiği sınavları hamdolsun hiçbir sorunla karşılaşmadan yapıyoruz.

Hal böyleyken ortaokul öğrencisinin duygularını manipüle ederek siyaset yapan zihniyet, aciz, özellikle de kötücül, siyaseten müflis ve müfsit bir zihniyettir. Siyasetin limanı ahlaktır, vicdandır. Siyasetin de itibarı, ilkeleri, gözetmesi gereken hudutları vardır. Bunlara riayet etmek, muhalif, iktidar fark etmeksizin hepimizin görevidir. Kimsenin evlatlarımızın duygularıyla oynamaya hakkı yoktur. Kimsenin çocuklarının eğitimi için her türlü fedakarlığa katlanan anne babaların hissiyatıyla oynamaya hakkı yoktur ve olamaz."

"İsrail gözü dönmüş bir terör devletidir"

İsrail'in bölgeyi kana, kaosa, kargaşaya boğmak için elinden geleni yaptığını hatırlatan Erdoğan, "7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de 58 bin Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Yaralı kardeşlerimizin sayısı 138 bini aştı. İsrail, Filistin ile birlikte Lübnan'a, Yemen'e, İran'a da saldırdı. Oralarda da masumları katletti, sivil yerleşim yerlerini bombaladı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi İsrail, Dürzileri bahane ederek haydutluk sahasını son 2 gündür komşumuz Suriye'ye taşıdı. Şunu bir kez daha açık ve net söylemek isterim, İsrail hukuk tanımaz, kural tanımaz, ilkesiz, şımarık, şımartılmış ve gözü dönmüş bir terör devletidir." ifadelerini kullandı.

"Gelinen aşamada bölgemizin en büyük sorunu, İsrail'in saldırganlığıdır." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bütün bölgeye yaşatılan bu acı, bu vahşet, bu soykırım, bu saldırganlık hiçbir zaman unutulmayacak, vicdanlarda derin izler kalacak. Eğer canavar bir an evvel durdurulmazsa önce bölgemizi sonra dünyayı ateşe atmaktan çekinmeyecektir. Biz bunu görüyoruz. İki yıldır en yüksek perdeden bu gerçeği cesaretle dillendiriyoruz. Bununla kalmıyor her türlü senaryoya karşı gerekli önlemleri alıyoruz. Şunu bir kere daha altını çizerek ifade etmek istiyorum, komşumuz Suriye'nin toprak bütünlüğünün, milli birliğinin, üniter yapısının ve çok kültürlü kimliğinin korunması bizim temel politikamızdır. Suriye'nin parçalanmasına dün rıza göstermedik, bugün de yarın da kesinlikle rıza göstermeyiz. Suriye'nin toprak bütünlüğü, özellikle güneyiyle kuzeyi arasında koridor açma hayali kuranlar emellerine Allah'ın izniyle ulaşamayacaklardır. Suriyeli kardeşlerimizle birlikte biz buna izin vermeyeceğiz.

İsrail'in ipiyle kuyuya inenler çok büyük bir hesap hatası yaptıklarını er ya da geç anlayacaklardır. Şunun da bilinmesini isterim. Tıpkı sınırlarımız içindeki Kürt vatandaşlarımız gibi Suriye'deki Kürtler de bizim özbeöz kardeşimizdir, canımızdan bir parçadır. Evelallah onların da Siyonizmin sofrasında meze olmalarına müsaade etmeyeceğiz. Arap, Türkmen, Kürt, Hristiyan, Sünni, Nusayri, Dürzi demeden tüm kesimleriyle Suriye halkının sulh içinde yaşaması bizim en büyük arzumuzdur. Suriye'nin esenliğine giden yol da bundan geçmektedir. İstikrarlı bir Suriye, çevresindeki tüm ülkeler için de istikrar üretecektir. Tersi bir durumda, Allah korusun, bunun yükünü herkes taşıyacaktır."

"İlgili bakanlıklarımız ve güvenlik birimlerimiz Suriyeli muhataplarıyla temas halindeler"

Suriye Hükümetine ve halkına en içten dayanışma mesajlarını ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın basiretli, dirayetli, kuşatıcı ve güçlü liderliğiyle bütün bu sıkıntıların üstesinden geleceğine yürekten inandığını söyledi.

Şara ile bugün telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

"Sahadaki durumu ve özellikle akan kanın durması için neler yapılabileceğimizi ele aldık. İlgili bakanlıklarımız ve güvenlik birimlerimiz Suriyeli muhataplarıyla temas halindeler. Süveyda başta olmak üzere Suriye'deki tüm gelişmeleri anbean takip ediyoruz ve edeceğiz. Dün ülkemizin de katkılarıyla sağlanan ateşkesin, İsrail'in kışkırttığı silahlı militanların katliamlarıyla sabote edilmek istendiğini görüyoruz. İsrail, ne Gazze'de ne Suriye'de barış huzur istikrar istemediğini bir kez daha gösteriyor. İsrail'in saldırıları ile ayrılıkçı milislerin katliamlarında alçakça şehit edilen Suriyeli kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Türkiye olarak geçmişte olduğu gibi gelecekte de Suriye'nin yanında olmaya, Suriyeli kardeşlerimizi desteklemeye devam edeceğiz. Zulüm ve katliamla kendilerine güvenli bir gelecek arayanlar, şunu hiçbir zaman unutmasın, onlar yolcu biz hancıyız. Biz bu topraklarda ev sahibiyiz.

Bin yıldır bu coğrafyada yaşıyoruz. Her karış toprağında ayak izimiz var, şehitlerimizin mübarek kanı var. Bin yıl boyunca buralara nice zalimler geldi. Kendilerini dokunulmaz zannediyorlardı. Şimdi onların yerlerinde sadece yeller esiyor. Harim-i hizmetimize kim göz diktiyse hepsinin hevesi kursaklarında kaldı. Bugünün zalimleri, zulümlerinde küstahlaşmak yerine dünün zalimlerinin akıbetlerine baksınlar ve ibret alsınlar. Tekrar ediyorum, onurlu dış politikamızla, barış çabalarımızla, diplomatik temaslarımızla biz sulh-u sükunun safındayız. Kimseye husumet beslemiyoruz, kimseye kem gözle bakmıyoruz, düşmanca yaklaşmıyoruz. Kimsenin hakkına, hukukuna, egemenliğine el uzatmıyoruz. Biz sadece barış istiyoruz. Bölgemizde huzur ve istikrar istiyoruz. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa yaptık, yapmayı da sürdüreceğiz. Dış politikada menfaatlerimizi gözettiğimiz kadar insanlığı, vicdanı, hakkı, komşuluk ve kardeşlik hukukunu da gözetmeye devam edeceğiz."