Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Temmuz ayında yapılacak enflasyon farkı artışları ve diğer düzenlemelerle dar gelirlilerin alım gücünü biraz daha iyileştireceğiz. Haziran ayı itibarıyla başvuruları başlayacak Aile Destek Programı gibi yeni uygulamalarla insanımızı sahipsiz bırakmayacağız." dedi. 

Stokçuluk ve fiyatları etkileme suçuyla ilgili cezaların yeniden düzenlendiğini belirten Erdoğan, "Bu tür suçlara verilen cezaları caydırıcılık temelinde yükseltiyoruz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üretici-tüketici ilişkisini sağlıklı zemine oturtmak için hazırlanan hal, perakende ve elektronik ticaret kanunları ile ilgili çalışmalar bitmek üzeredir." diye konuştu.

"KONUT FİNANSMANI KONUSUNDA 3 AYRI PAKET MİLLETİMİZİN HİZMETİNE SUNUYORUZ"

"Vatandaşlarımızı konut sektöründeki arızi dalgalanmadan korumak amacıyla konut finansmanı konusunda 3 ayrı paketi milletimizin hizmetine sunuyoruz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"İlk defa konut sahibi olacaklara 2 milyon liraya kadar birinci el satın almalar için 10 yıla kadar vadeli, aylık yüzde 0,99 faizli konut kredisi sağlıyoruz. Mayıs başı itibarıyla yüzde 40'ı tamamlanmış ve asgari yüzde 50'si satılmamış inşaat projelerinin tamamlanabilmesi için 20 milyar liralık kaynak ayırdık. 1 yıl boyunca konut fiyatlarını duyurdukları fiyatta sabit tutma taahhüdü veren firmalar, belli rakama kadar 36 ay vade ile finansmandan yararlanabilecek. Düşük gelir grubundaki vatandaşlarımızı ev sahibi yapmaya yönelik sosyal konut projeleri için TOKİ'ye 30 milyar liralık finans sağlayacağız. Müteahhitlere, şehir içinde küçük parsellere konut yapmaları için metrekaresi belli fiyatın üzerinde satılmama şartıyla uygun maliyetli kredi kullandıracağız." 

"GERİ GÖNDERDİĞİMİZ GÖÇMEN SAYISI 2016'DAN BUGÜNE KADAR 320 BİNİ AŞTI"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çeşitli yollarla Türkiye sınırlarına giren ve ülkelerine geri gönderilen düzensiz göçmen sayısının 2016'dan bugüne kadar 320 bini aştığını belirtti. 

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:

"Hiç şüphesiz devletlerin ve insanlığın tamamını etkileyen olumsuzlukların, hayat pahalılığı ve enflasyon gibi sonuçları bize de yansıyor. Ama hamdolsun diğer ülkelerden farklı olarak biz, geçtiğimiz 20 yılda inşa ettiğimiz güçlü altyapı ile son 8-9 yılda yaşadığımız tecrübelerin ışığında 2023 hedefleri ve 2053 vizyonuyla sembolleştirdiğimiz kendi yol haritamıza bağlı kalmayı başardık.

Türkiye salgın ve savaş gibi gelişmelerin tetiklediği küresel üretim ve lojistik sistemindeki yeni arayışların merkezi durumundadır. 2. Dünya Savaşı’nın ardından kurulan küresel yönetim ve güvenlik sistemi kökünden sarsılırken, biz sahip olduğumuz tarihi birikimi, siyasi ekonomik ve askeri reformlarla canlandırdık. Artık her anlamda kendi ayaklarının üstünde durabilen, bununla da kalmayıp tüm dostlarına ve kardeşlerine destek verebilen bir Türkiye var.

Yılardır sürekli dile getirdiğimiz büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını adım adım yürütüyoruz. Hiçbir iç ve dış hadisenin, hiçbir açık ve gizli oyunun bizi bu hedeften uzaklaşmasına izin vermiyoruz. Bu mücadelede ülke ve milletçe ödediğimiz bedelleri, güvenli geleceğimizin bir karşılığı olarak görüyoruz.

Gelişmiş ülkelerin bile çaresiz kaldığı sınamaları Türkiye’nin en az kayıpla ve en fazla kazançla geride bırakması elbette birilerinde rahatsızlığa yol açıyor. Ülkemizin önü yıllarca siyasi istikrarsızlıkla, suni ekonomik krizlerle, terör örgütleriyle, darbelerle, evrensel kavramların arkasına gizlenmiş sinsi projelerle kesilmişti. Bizim dönemimizde de benzer senaryolar farklı görünümler ve yöntemlerle hep sahnelendi.

Bir yandan demokrasi ve kalkınma reformlarımızı kararlılıkla hayata geçirirken diğer yandan da milletimizle birlikte bu kirli oyunları bozarak bugünlere geldik. Eser ve hizmet siyasetimizle Türkiye’nin ayağındaki geri kalmışlık zincirlerini milletimizle birlikte parçalayıp attık.

Hak ve özgürlük alanlarımızı genişleterek ülkemizi vesayetin boyunduruğundan milletimizle birlikte kurtardık. Diklenmeden dik durarak, egemenliğimizi hiçe sayan baskıları milletimizle birlikte göğüsledik. Sokaklarımızı kana ve ateşe boğma gayretlerini dirayetli tavrımızla, milletimizle birlikte akamete uğrattık.

Ülkemizin bağrına yerleştirilmiş bir bomba olan FETÖ ihanet çetesini canımızı ortaya koyarak milletimizle birlikte tepeledik. Bölücü terör örgütünün kanlı pençelerini, askerlerimizin ve güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesiyle söküp attık. Sınırlarımıza dayanan tacizleri yaptığımız sınır ötesi operasyonlarla, milletimizle birlikte püskürttük. Her alçak hamlenin bir parçasını oluşturan ve ekonomimizi hedef alan niyetleri aldığımız tedbirlerle birlikte bozduk.

İnsanlığın yakın tarihte yaşadığı en büyük sağlık krizi olan koronavirüs salgınının üstesinden sağlık sistemimizin gücü ve dirayetli yönetimimizle birlikte, milletimizle hep beraber el ele yok ettik.

Küresel finans güvenlik, mülteci, sağlık krizleri olarak tezahhür eden çarpıklıkların yükünü ülkemizin üzerine yıkma heveslerini yine milletimizle birlikte kursaklarda bıraktık. Bundan sonraki tüm sınamaları da yine 85 milyon hep birlikte aşarak, bizden sonraki nesillere hak ettikleri Türkiye’yi bırakacağız.

Hedeflerime ulaşmamıza bir el uzatımı mesafe kaldığı bu kritik aşamada vatandaşlarımızın hayat pahalılığının yol açtığı sıkıntılar sebebiyle zor günler geçirdiğini biliyoruz. Bilhassa dar gelirli insanlarımızın alım güçlerindeki düşüşün farkındayız. Bir yandan enflasyonu dizginleyecek tedbirler alırken, diğer yandan da ücretlerde yaptığımız artışlarla alım gücündeki gerilemeyi telafi etmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede yılbaşında asgari ücretten, işçi memur ve emekli maaşlarına kadar, geniş bir alanda ciddi artışlar yaptık. Temmuz ayında yapılacak enflasyon farkı artışları ve diğer düzenlemelerle dar gelirlilerin alım gücünü biraz daha iyileştireceğiz. Haziran ayı itibariyle başvuruları başlayacak Aile Destek Programı gibi yeni uygulamalarla da insanımızı sahipsiz bırakmıyoruz.

Çeşitli başlıklar altında sadece geçtiğimiz ay milletimizin farklı kesimlerine sağladığımız sosyal desteklerin toplam tutarı 5,3 milyar liradır. Elektrik tüketim desteği için geçtiğimiz yıl yaklaşık 2,5 milyon haneye 2,5 milyar lirayı aşkın kaynak tahsis ettik. Doğal gaz tüketim desteği olarak da son 2 ayda 114 milyon lirayı aşkın bir kaynağı vatandaşlarımıza aktardık. Her iki desteğin de kapsamını geliştirecek çalışmaları sürdürüyoruz. Bu vesileyle şu hususu da kamuoyu ile paylaşmak isterim. Ekonomi programımızın merkezinde istihdamı korumak ve geliştirmek vardır. Çalışmak isteyen hiçbir insanımızın işsizlik sebebiyle ailesi ve çevresinin karşısında boynunun bükük dolaşmasına yol açmayacak bir anlayışla ekonomiyi yönetiyoruz.

Hamdolsun bu sayede, üretim tarafında oldukça iyi bir yerdeyiz. Ülkemizde eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, tarımdan spora tüm alanlarda cumhuriyet tarihinin en iyi seviyesine çıkarmak için yaptığımız yatırımların meyvelerini toplama vaktidir. Bugün Türkiye enerji hariç dış ticaret fazlası veren, yani ihracatı ithalatı geçen bir ülke durumunda gelmiştir. Ancak enerji fiyatlarında 10 kata varan artışlar, sadece dış ticaret görünümümüzü bozmakla kalmıyor, ürün maliyetlerinde de ciddi artışlara yol açıyor. Bununla birlikte bazı ürünlerdeki fiyat artışları, ne enerji fiyatlarındaki yükselişle ne döviz kuruyla ne enflasyonla izah edilemeyecek seviyelerdedir.

Hep söylediğim gibi sahir faktörlerle izahı mümkün olmayan, sırf açgözlülükten, fırsatçılıktan kaynaklanan fiyat artışları hukuk değil ahlak meselesidir. Bilhassa da üretim ve satış tekelinin söz konusu olduğu ürün ve hizmetlerdeki dengesiz fiyatlamalara karşı mücadele ediyoruz. Denetimleri sıkılaştırdık. Üretici ve tüketici arasındaki ilişkiyi en sağlık zemine oturtma amacıyla hazırladığımız; hal, perakende ve elektronik ticaret kanunlarıyla ilgili çalışmalar bitmek üzeredir.

Stokçuluk ve fiyatları etkileme suçuyla ilgili cezaları da yeniden düzenliyoruz. Bu tür suçlara verilen cezaları, caydırıcılık temelinde yükseltiyoruz. Ayrıca üretim maliyetlerini dengeleyerek arzı arttırmaya ve böylece fiyatları istikrara kavuşturmaya yönelik de hazırlıklar yürütüyoruz. Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla büyütme politikamızın başarıya ulaşacağından asla şüphe etmiyoruz. Sabırla, azimle, inançla yürüdüğümü bu yolun sonu ülkemizin selametine, milletimizin refahına, insanımızın huzuruna çıkmaktadır. Yeter ki bu zor günleri birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkarak geride bırakalım. Yeter ki kendimize güvenerek, umudumuzu canlı tutarak, vizyonumuzu genişleterek, hedeflerimizi büyüterek daha çok çalışalım, daha çok üretelim, daha çok mücadele edelim. İşte o zaman aydınlık bir geleceğin bizi beklediğini hep birlikte göreceğiz.

Bu ülkenin her hak ve özgürlük talebini nasıl biz karşıladıysak, her eksikliğini nasıl biz tamamladıysak, her hayalini nasıl biz gerçeğe dönüştürdüysek, asırlık meselelerini nasıl biz hal yoluna koyduysak, hali hazırdaki sıkıntıları da yine biz çözeriz. Bunun için gereken her türlü donanıma ve kararlılığa sahibiz. Siyasetteki 40 yılı aşkın tecrübemize, belediye başkanı, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak ülke yönetimindeki 30 yıla yaklaşan birikimimize güveniyoruz."