Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi’nde (MSÜ) ve bağlı birimlerinde yapımı tamamlanan camilerin açılış töreni ile MSÜ Kurmay Subaylar Mezuniyet Töreni'ne katıldı.
Erdoğan, mezuniyet töreninde şöyle konuştu:
“Peygamber ocağı olarak gördüğümüz Silahlı Kuvvetlerimizin istisnasız her bir ferdi, milletimizin göz bebeği, umudu, kıvanç kaynağı ve iftihar beratıdır. Rabbim sizleri her türlü tehlikeden, beladan, musibetten korusun. Yolunuzu da bahtınızı da açık eylesin diyorum. Azerbaycan, Bosna-Hersek, Endonezya, Gambiya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs, Kuzey Makedonya, Mali, Moğolistan, Pakistan, Somali, Suudi Arabistan ve Ürdün’den gelerek burada eğitim alan misafir subaylarımızı da yürekten tebrik ediyorum. Sahip oldukları mesleki donanımı yüksek bir vazife şuuruyla perçinleyen subaylarımızı eğiten komutanlarımıza, hocalarımıza da milletimin adına teşekkür ediyor, emekleri, gayretleri için takdirlerimi iletiyorum. 2016’da kurduğumuz MSÜ, kendi alanında dünyanın önde gelen eğitim kurumlarından biri olma özelliğini sürdürüyor. Silahlı Kuvvetlerimizin geleceğini şekillendirecek, savunma stratejimize yön verecek, kahraman ordumuzu daha ileri noktalara taşıyacak kurmay kadrolarımız bu ocakta yetişiyor. Üniversitemiz bilhassa güvenlik, strateji ve savunma gibi disiplinlerde yüksek düzeyli eğitim, yayın ve araştırma faaliyetleriyle askeri çalışmalar noktasında dünya çapında ses getiren işlere imza atıyor.
Kuruluşundan itibaren MSÜ’ye daima destek verdik. Her ihtiyacında üniversitemizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da tüm imkanlarımızla bu güzide kurumun yanında olmaya devam edeceğiz.
“Ülkemizin yeni sistemde kutup başı olarak yerini alması için her türlü çabayı gösteriyoruz”
Hem bölgemizde hem dünyada yeni denklemler kurulurken jeopolitik dinamikler de büyük oranda değişim ve dönüşüme uğruyor. Post-liberal dönem olarak da adlandırılan bu yeni gerçeklikte, ülkemizin güçlü bir şekilde var olması yeni sistemde kutup başı olarak yerini alması için elimizden gelen her türlü çabayı gösteriyoruz. Bilhassa, yerli ve milli yüksek teknoloji yatırımlarımızla savunma sanayindeki hamlelerimizle küresel planda adından söz ettiren ülkeler arasındayız. MSÜ burada da hayati sorumluluk üstlenmektedir. Bir yandan ülkemizin caydırıcı gücünü oluşturan kahraman askerlerimizi yetiştirirken diğer yandan stratejik imkan ve kabiliyetlerimizin tekamülü noktasında önemli adımlar atıyoruz. Buradan yetişen vatan evlatları bölgemizde ve dünyanın farklı ülkelerinde üstlendiği misyonlarla küresel barış ve güvenliğin tesisine çok mühim katkılar yapıyor. Bu vesileyle tüm komutanlarımıza, tüm hocalarımıza milletimizin istiklal ve istikbali, devletimizin bekası için fedakarca görev yapan tüm askerlerimize ve elbette Türk Silahlı Kuvvetlerimizin komuta kademesine bir kez daha tebriklerimi iletiyorum.
Akıncılarımızın ‘Allah Allah’ nidaları cenk meydanlarından hiç eksik olmadı. Sayıca bizden katbekat nice orduyla karşı karşıya geldik. Ancak tarihimizin hiçbir döneminde en kanlı muharebe koşullarında dahi kadınlara, çocuklara, yaşlılara, masum ve sivillere dokunmadık. Farklı kıtalara nizam veren idari ve siyasi teşkilatlanma kabiliyetimizi askeri taktik ve stratejilerimizle besledik, zenginleştirdik. İlk düzenli ve disiplinli ordumuzu bundan tam 2234 yıl evvel milattan önce 209’da kurduk.
“Birliğimizi güçlendirmek için tarihi nitelikte adımlar atıyoruz”
Şehit ve gazilerimizden emanet aldığımız bu toprakları çok daha güçlü bir şekilde geleceğe taşımak, büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etmek bizim en temel vazifemizdir. Çalışmalarımızı şanlı mazimizden aldığımız güç ve cesaretle milletimize duyduğumuz sarsılmaz güvenle işte bu istikamette sürdürüyoruz. İHA’larımızla, SİHA’larımızla, son teknoloji ürünü kara, hava, deniz ve haberleşme araçlarımızla bugünün savaş konseptini de yine biz belirliyoruz. Diğer taraftan iç cephemizi tahkim ediyor, birliğimizi, dirliğimizi, kavlimizi güçlendirmek için tarihi nitelikte adımlar atıyoruz. Bu adımlarla ‘Terörsüz Türkiye’ ve terörsüz bölge hedeflerimize doğru kararlı, ümiti ve dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Bu menzile vardığımızda inşallah çok daha güçlü, çok daha müessir, çok daha muteber bir Türkiye’yi hep birlikte hayata geçirmiş olacağız.
“Ağır imtihanlar kimseyi endişeye sevk etmesin”
Gazze ve Suriye başta olmak üzere bölgemizdeki kardeşlerimizin yaşadığı ağır imtihanlar kimseyi endişeye sevk etmesin. Coğrafyamızı kana, katliama, vahşete ve gözyaşına boğmak isteyenlerin pervasızlıkları kimseyi kararsızlığa sürüklemesin. Bin yıldır yaşadığımız bu topraklarda biz nice imtihanlarla karşılaştık, nice badireler atlattık, nice musibetlere göğüs gerdik. İçeriden ve dışarıdan nice ihanete muhatap olduk. Ama hepsinin de üstesinden gelmeyi hamdolsun başardık. Zümrüdüanka gibi her seferinde küllerinden yeniden doğduk. Zalimler karşısında diz çökmedik. Müstevliler karşısında boyun eğmedik. Zorbalar karşısında teslim olmadık. Can verdik, canımızdan aziz bildiklerimizi kara toprağa verdik fakat istiklal ve istikbal sevdamızdan asla taviz vermedik. Bize ömür biçenler oldu. Bize kefen biçenler oldu. ‘Hasta adam’ dediler. ‘Bu sefer tamam’ dediler. ‘Türkler yok olacak, esir olacak’ dediler. Her defasında Türk’ün sarsılmaz imanına ve çelikten iradesine çarptılar. Her defasında Türk milletinin mücadele azmi, sabrı, cesareti karşısında kaybettiler. Bize ömür biçenlerin çoğu tarih oldu. Çoğu unutulup gitti. Şimdi onları kimse hatırlamıyor. Ama Türk milleti olarak biz hamdolsun dimdik ayaktayız, tarih yazmaya devam ediyoruz.
“Karanlığın en koyu olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu andır”
Dün vardık, bugün varız, inşallah kıyamete kadar da var olacağız. Her karışı şehit kanlarıyla mühürlenmiş kutsal vatan topraklarında özgürce yaşamaya, zalime kabus, mazlum gönüllere umut ışığı olmaya inşallah ebediyen devam edeceğiz. Unutulmasın ki, karanlığın en koyu olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu andır. Etrafımızdaki karanlık kimseyi ürkütmesin, kimsenin umutlarını kırmasın. Allah’ın izniyle bölgemiz üzerine barış güneşinin doğmasına kimse engel olamayacak. Coğrafyamızın her köşesinde huzurun hakim olmasına kimse set çekemeyecek. Bugün bir kez daha söylüyorum. Karanlıktan beslenenler, kandan ve kaostan beslenenler eninde sonunda kaybedecek, kazanan kardeşlik olacak, insanlık olacak. Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla geniş coğrafyamızda merkezinde zulmün ve çatışmanın değil inşallah istikrarın, adaletin, özgürlüğün ve iş birliğinin olduğu yepyeni bir sayfa açacağız. Bu coğrafyanın ebedi sakinleri olarak sırt sırta verecek, kenetlenecek, fitne tüccarlarına aldanmayacak, kurulan tuzaklara düşmeyecek, hep beraber bölgemize yönelik kirli senaryoları inşallah yırtıp atacağız.”





