Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze Barış Zirvesi'ne katılmak üzere gittiği Mısır'ın Şarm el-Şeyh kentinden dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, Mısır'ın ev sahipliğinde ABD Başkanı Donald Trump'ın daveti üzerine katıldığı "Barış İçin Şarm el-Şeyh Zirvesi"nin Orta Doğu'da barışa giden yolda yeni bir dönüm noktası olmasını dilediğini belirtti. Erdoğan, "Hamas ile İsrail hükümeti arasındaki dolaylı görüşmelerin Gazze'de ateşkesle sonuçlanmasından duyduğumuz memnuniyeti daha önce dile getirmiştik. Müzakere sürecine olan katkılarımız ABD Başkanı Sayın Donald Trump dahil birçok devlet başkanı tarafından da ifade edildi. Kendisi bu süreçte Mısır, Katar ve ülkemizin oynadığı rolün kayda geçirilmesi için bir bildiri imzalamayı önerdi" ifadelerini kullandı.
"Anlaşmaya Filistin sorununu çözen bir belge gözüyle bakmak yanlış olur"
Varılan mutabakatın harfiyen uygulanmasının, bu süreçte ABD’nin İsrail hükümeti üzerindeki etkisini sürdürmesinin çok önemli olduğuna değinen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Gerçekleşen rehine ve mahkum takası son derece mühimdi. Anlaşmaya Filistin sorununu çözen bir belge gözüyle bakmak yanlış olur. Varılan bu mutabakat özü itibarıyla ateşkes düzenlemesidir. Bize göre Filistin davasının yegane çözümü 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin kurulmasıdır. Türkiye olarak bunun için çalışmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Önümüzde çetin bir süreç var. Evvela İsrail hükümetinin verdiği sözleri tutması temin edilmelidir. Çünkü İsrail tarafının bu konudaki sicili son derece kötüdür. Bu konuda Amerika başta İsrail üzerinde etki sahibi aktörlerin gerekeni yapmaya devam edeceklerine inanıyorum.
Gazze sizlerin de bildiği gibi devasa bir enkaz yığınına dönmüş durumda. Gazze halkı zorla çıkarıldıkları yerlere geri dönüyor ama ortada ev, hastane, okul yok. Neredeyse ayakta kalan bina yok. Türkiye, 102 bin tonla Gazze'ye en fazla insani yardım gönderen ülkelerden biri. Hamdolsun son birkaç gündür 350 civarında insani yardım tırımız Gazze'ye giriş yaptı. Hamas ve İsrail hükümetinin üzerinde mutabık kaldıkları belgede günlük asgari 600 yardım tırının geçişi öngörülüyor. Bir taraftan yardımlarımızı yoğun bir şekilde Gazze şeridine ulaştırırken, diğer taraftan Arap ve İslam ülkelerinin kabul ettiği yeniden imar planı temelinde çalışmalara başlanması çok mühimdir. İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi'nin geliştirdiği bazı çalışmalar var. Bunların süratle uygulanması için önemli bir finansman desteği gerekiyor. Ben bu desteğin de sağlanacağına inanıyorum.
"İki egemen devletli çözüm yönünde gayretlerin artmasında fayda var"
Gelinen aşamada iki egemen devletli çözüm yönünde gayretlerin artmasında fayda var. Birleşik Krallık ve Fransa başta olmak üzere Batılı ülkelerin Filistin devletini tanıma kararlarını basit birer tanıma kararı değil de iki devletli çözüme giden sürecin yapı taşları olarak görmek istiyoruz. Diğer türlü atılan adımlar yarım kalacak, amacına tam manasıyla ulaşmayacaktır. Bu çerçevede hem Fransa Cumhurbaşkanı Macron hem İngiltere Başbakanı Starmer ile görüşmelerim oldu. Filistin davası uzun yıllar sonra ilk defa bu derece insanlığın ortak gündemine oturmuş durumda. Sumud ve özgürlük filoları ile dünyanın en ücra bölgelerinde kefiye takan insanlar, İsrail zulmüne karşı ortak vicdanı temsil ediyor. Gazze'deki sükunet ortamı insanlık cephesini rehavete sevk etmemelidir."
"Yeniden soykırıma dönerse bunun bedelinin ağır olacağını İsrail biliyor"
Erdoğan, İsrail'in anlaşması ihlal etmesi durumunda bunun nasıl aşılacağının sorulması üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
"Her şeyden önce bu ateşkesin kalıcı olması ve ihlallerin yaşanmaması önemli. İsrail'in ateşkes ihlalleri konusunda bildiğiniz gibi sicili kötü. Bu durum bizi daha ihtiyatlı ve daha titiz olmaya zorluyor. Türkiye, ABD ve diğer ülkeler bu ateşkesin korunması konusunda kararlı. Yeniden soykırıma dönerse bunun bedelinin ağır olacağını aslında İsrail de biliyor. Biz bunu her fırsatta açıkça ifade ediyoruz. Geçmişte yapılan birçok anlaşma kağıt üzerinde kaldı. Bunda İsrail'in ikircikli tutumunun yanı sıra, yeterli kararlılığın olmaması da maalesef etkiliydi. Şimdi daha güçlü ve müşterek bir irade söz konusu. Bu ortak tavrı Mısır’daki zirvede bir kez daha gördük. Trump'ın öncülüğünü yaptığı bu sürece sahip çıkmaya devam edeceğine inanıyorum. Bu gelişmeler artık sadece bizim değil, birlikte yol yürüdüğümüz ülkelerin ve halkların umudu ve temennisi haline gelmiştir. Hiç kimse eskiye dönülmesine rıza gösteremez. Çünkü bu ateşkesi toplumların vicdanı ve sağduyusu sağlamıştır."
"Kış gelmeden Gazzelilerin barınma ihtiyaçlarını gidermek için çalışacağız"
Türkiye'nin Gazze'ye yardımları konusunda uzun vadeli bir planı olup olmadığı ve bu yardımların nasıl olacağı sorusu üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Türkiye büyük devlet olmanın ötesinde aslında insanlığın vicdanıdır. Bizim elimiz dünyanın neresinde bir mazlum varsa oraya uzanır. İsrail saldırıları devam ederken bile yardımlarımızı biz bölgeye sevk ettik. Mısır'daki depoları doldurduk, beklemedik. Ateşkesin başladığı günden bu yana toplam 350 tırımız Gazze'ye girdi. Biz oraya sadece gıda, su, ilaç göndermiyoruz. Aynı zamanda kardeşliği, umudu gönderiyoruz. İlaç, barınma malzemeleri, hızlıca bölgeye sevk ediliyor. İnsani felaketin etkilerini hızlı bir şekilde nasıl ortadan kaldırabiliriz, bunun arayışı içindeyiz. Biz oraya bütün engellemelere rağmen AFAD'ımızla 10 bin civarında çadırı depolamış durumdayız. Gazze'nin yeniden imarı son derece önemli. Kış gelmeden Gazzelilerin barınma ihtiyaçlarını gidermek için canla başla çalışacağız. Tabii burada Türk Kızılayı'na teşekkür ediyorum. AFAD'ımıza, TİKA'mıza, Sağlık Bakanlığımıza teşekkür ediyorum. Sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte koordineli şekilde çalışmalarına devam ediyor. Orada sadece yaraları sarmayacağız. Aynı zamanda geleceği inşa edeceğiz. Bunun için başta Ankara'daki şehir hastanelerimiz olmak üzere yaralıları bu merkezlerimize getirip orada tedavilerini yapıyoruz. Ankara değil, İstanbul'a göndermek isterlerse İstanbul'daki şehir hastanelerimiz kardeşlerimizin emrindedir. Oralarda bu çalışmaları yapmaya hazırız."
"Görev gücünün yapısına dair değerlendirmeler devam ediyor"
Erdoğan, "Gazze'deki görev gücünde Mehmetçik yer alacak mı" sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Görev gücünün yapısına dair değerlendirmeler şu anda devam ediyor. Gazze'de yapılması gereken çok kritik işler var. Gerek inşa gerek ihya konuları önemli. İnşa işleri ile ilgili 'Kimler bizimle beraber rol üstlenebilir' konusunu ele aldık. Körfez ülkelerinden tutun Amerika başta olmak üzere Avrupa ülkelerine varıncaya kadar hepsinin burada desteklerini istiyoruz, isteyeceğiz. İhya olayında da 'Neleri birlikte yapabiliriz' konusunu da liderlerle yaptığımız ikili görüşmelerde konuştuk. Aldığımız ilk izlenimler fena değil. Onlar da 'Biz burada rolümüzü üstleneceğiz' diyorlar. İnşallah verilen sözler yerine gelir.
Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler, MİT Başkanımız İbrahim Kalın başta olmak üzere arkadaşlarımız muhataplarıyla görüşecek. Ben de liderlerle temas halinde olacağım. 'Bu süreci nasıl işletebiliriz' bunun üzerinde duracağız. Şu anda orada çadırlar var. Herhalde bu insanların sürekli çadırlarda yaşayacak halleri yok. Arkadaşlarıma da söyledim. 'Elimizdeki mevcut konteynerleri gerekirse biz bölgeye sevk edelim' dedim. Bu kış mevsiminde bu konteynırlarla onları çok daha farklı bir imkana kavuşturmuş olalım diye düşünüyoruz. AFAD'ımız bu konuda büyük bir yükü sırtlanmış olacak. Türkiye, barışın yanında ve bu süreci de öyle işletecek. Gazze'de bir barış düzeninin kurulması için fevkalade heyecanlıyız. Bunu da inşallah süratle devam ettireceğiz. Burada Dışişleri Bakanım, İstihbarat Başkanım özellikle bölgedeki muhataplarıyla görüşmelerini devam ettiriyor. Beraber ne yaparız, nasıl yaparız bunun çalışmalarını sürdürüyorlar."
"Trump, 'Telefon diplomasimizi ihmal etmeyelim' dedi"
İsrail'in tekrar saldırması durumunda, "İsrail'i anlaşmada kalmaya zorlamak için bir mekanizma kurulabilir mi? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ya da başka bir formülle nasıl bir yol izlenebilir" soruları üzerine Erdoğan şu yanıtı verdi:
"İnşallah Gazze'de şu an itibarıyla çatışmalar sona ermiş durumda. Bunun Sayın Trump tarafından ilan edilmiş olması çok çok önemli. Bu işin birinci derecede takipçisi Sayın Trump olacak. Bunu kendisiyle yaptığımız görüşmelerde de ifade etti. En son ayrılırken ayaküstü de 'Bu süreçte bana ne düşüyorsa telefonla irtibatlarımızı kuralım ve bu telefon diplomasimizi ihmal etmeyelim' dedi. Görüşmelerimizi her seviyede sürdüreceğiz. Sayın Trump ile kurduğumuz bu diplomasi çok çok önemli. İnşallah bu hassasiyet içerisinde bunu devam ettireceğiz ve bir huzur ikliminin oluşturulması için ne gerekiyorsa inşallah yapacağız. Mısır'da bir araya gelen tüm ülkeler, bu huzur ikliminin güvencesi olacaktır."
"Yönünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacak"
SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonu sürecine ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Suriye ile her alanda ve düzeyde kapsamlı temaslarımız devam ediyor. Suriye'nin ve bölgenin kazanımlarının korunması için yakın eşgüdüm ve iş birliğini güçlendirmekte de kararlıyız. Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara'yı, arkadaşlarını yalnız bırakmak diye bir durum söz konusu değil. Sık sık SDG'yi yanlış yollara tevessül etmemesi, Suriye’nin birlik ve bütünlüğüne destek olmaları konusunda da uyarıyoruz. Umarız Suriye'nin toprak bütünlüğü bir ve beraber, müreffeh geleceğe ulaşmaları yolunda tutum takınırlar. SDG'nin Suriye ile bütünleşmesinin en kısa zamanda gerçekleşmesi, Suriye’nin kalkınma hamlelerini de hızlandıracaktır. Suriye yönetiminin, ülkenin bütün etnik ve dini unsurlarını kapsayan bir anlayışla geleceğe yürümesini takdirle karşılıyoruz. Bu, hem Suriye'nin, hem de Türkiye'nin çıkarınadır. Suriye'yi yeniden çatışmaya sürüklemeye çalışanlar ise ne Kürtlerin ne Dürzilerin ne Nusayrilerin iyiliğini istiyor. Malazgirt Meydanı’nda söylediğim gibi, yönünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacak, kendilerine başka hamiler arayanlar kaybedecek."
"Türkiye Cumhurbaşkanı'nı yuhalatarak çok daha büyük bir skandala imza attı"
Erdoğan, "CHP'nin yolsuzluk soruşturmalarını gerekçe göstererek AP ülkelerine çağrıda bulunması ve Brüksel'de miting düzenlemesi Türkiye'nin uluslararası itibarını zedeleme çabası olarak değerlendirilebilir mi? En önemlisi CHP, Türk milleti nezdinde kazanamadığı meşruiyeti Avrupa'da mı arıyor? Ayrıca ilişkili bir soru daha var. Özel, Brüksel'de kendilerine destek vermeyen Avrupalı bazı siyasetçileri işaret ederek ‘onları da not ediyoruz’ şeklinde bir tehditte bulundu. Bunu nasıl değerlendirirsiniz" sorularını şöyle yanıtladı:
"Arkadaşlar CHP bizi şaşırtmıyor. Bunlar CHP için alıştığımız şeyler. Geçmişte de kendi halkından bulamadığı karşılığı hep yaban ellerde arardı. CHP'nin ne yaptığını ve neyi planladığını, CHP'yi yöneten kadrolar dahi anlamakta zorlanıyor. Belediyeleri düşürdükleri durum ortada. Belediyeleri çapsızlıklarıyla ne hale getirdikleri ortada. Trabzon'da söyledim, yurt dışına şikayet turları düzenliyorlar. Böyle rezillik olur mu? Biz aslında Sayın Özel'den, Avrupalı Türklerden özür dilemesini beklerdik. Biliyorsunuz 2 ay önce milletvekilleri çıktı gurbetçilerimize, affedersiniz ‘zırzop’ dedi. CHP yönetiminden bu konuda bir açıklama, bir düzeltme gelmedi. Madem Brüksel'e gittin, en azından bunun için bir özür dile. Sayın Özel bu erdemi göstermediği gibi; yoldaşlarına Türkiye Cumhurbaşkanı’nı yuhalatarak çok daha büyük bir skandala imza attı. Gerçekten çok yazık. Onlar Brüksel'de laf üretirken biz Anadolu'da eser üretiyoruz. İşte o sıra ben Rize'deydim, öbür tarafta Trabzon'da açılışlar gerçekleştiriyordum. Bu hafta sonu 4 gün oraları dolaştık. Rize’mizin derelerini dolaştım, bütün o mekanları gözden geçirdik ve bakan arkadaşlarımla, oraların tadını aldık. Ülkemizi sürekli dolaşarak inşallah halkımızla bütünleşmeye devam edeceğiz."
"Kanunların emri her an yerine gelir ve biz bunların üzerine gideriz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı belediyelere yönelik operasyonlara ilişkin soru üzerine şöyle konuştu:
"Zaten bizim yasalarımızda bu tür yolsuzluklar, çalma, çırpma durumlarıyla ilgili gerekli düzenlemeler var. Bu noktada yargı tarafından verilmiş herhangi bir yakalama kararı vesaire olduğu anda, zaten yargımız gereğini yapar. Bu yerel yönetimler kanununda da var. Bütün bunlar zaten gayrimeşrudur. Bunlarla ilgili olarak da kanunların emri her an yerine gelir ve biz de bunların üzerine kesinlikle gideriz. Çünkü Belediyeler doğrudan millete hizmet etmenin ilk adımıdır. Bu makamlar millete hizmet için vardır; rant, yolsuzluk, israf için değil."





