İlerihaber’e göre, Engelliler Konfederasyonu, yeni eğitim öğretim yılının başlamasının ardından engelli öğrencilerin eğitim hayatlarında yaşadıkları sorunların devam etmesine karşı Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, “Temel bir insan hakkının ihlali, insanlığa karşı suç işlemektir” sözleri vurgulandı.

Yeni eğitim öğretim yılı başlamasıyla engellilerin eğitimde yaşadıkları sorunların devam ettiğini belirten Engelliler Konfederasyonu, MEB önünde basın açıklaması yaptı. Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ülkeleri içinde, ilkokuldan sonra engellilerin okulu bırakma oranının en yüksek olduğu ülke olduğu belirtilen açıklamada, engellilerin eğitim haklarından eşit şekilde yararlanabilmesi için yapılması gerekenler dile getirildi.

MEB önünde yapılan basın açıklamasında öne çıkanlar şöyle:

‘ENGELLİLERİN EN ÇOK OKULU BIRAKTIĞI ÜLKE’

“Engellilerin eğitim hakkına ulaşamadığı bir eğitim öğretim dönemi daha başladı! Engellilerin eğitim haklarından faydalanmaları konusunda bırakalım ilerleme sağlanmasını, sorunların daha da arttığı bir tabloyla karşı karşıyayız. Türkiye, yüzde 60 ile AB ülkeleri içinde ilkokuldan sonra engellilerin okulu bırakma oranının en yüksek olduğu ülkedir. Bu durumun sebebi bugünde yaşamaya devam ettiğimiz sorunlardır.

‘KIRTASİYE ENFLASYONU YÜZDE 135’

Sürekli yaşanan sorunlar bir yana TÜİK rakamlarına göre bile kırtasiye ve okul gereçlerinin yıllık enflasyon oranı yüzde 135’tir. Dünya Sağlık Örgütüne göre yüzde 78’i yoksulluk ve sosyal dışlanmayla kaşı karşıya olan Türkiye’deki engellilerin okullu bırakmaları için bu enflasyon oranı bile başlı başına yeterlidir.

‘İNSANLIĞA KARŞI SUÇ’

Zihinsel, İşitme, görme, ortopedik ve öğrenme güçlüğü çeken diğer nöro-tipik engellilerin eğitim hakları sistematik bir şekilde ihlal edilmektedir. Temel bir insan hakkının sistematik şekilde ihlal edilmesi insanlığa karşı suç işlemektir.

‘KURUMLAR SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMİYOR’

İlgili kurumlar engellilerin eğitim hakkını tanıma ve evrensel kurallar çerçevesinde yaşama geçirme konusunda sorumluluklarını yerine getirmemektedir. Türkiye nüfusunun yüzde 10’unu oluşturan engelli yurttaşlara sunulan kamu hizmetleri için bütçeden ayrılan pay sadece yüzde 1,6’dır. Bu durum iktidarın engellilerin ihtiyaçlarını karşılama konusundaki sorumsuzluğunu ve engellilere yönelik politikalarını net olarak göstermektedir.

‘ENGELLİ ÖĞRENCİLER AYRIMCILIĞA MARUZ KALIYOR’

Tüm zorluklara rağmen eğitim ortamlarına erişebilen engelli öğrencilerin büyük çoğunluğu ‘kapsayıcı eğitim’ kapsamında eğitim almaktadırlar. Kapsayıcı eğitim içinde bile engelli öğrenciler sistematik bir ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Millî Eğitim Bakanlığının bir milyonu aşkın öğretmeni içerisinde özel eğitim öğretmenleri toplam öğretmenlerin sadece yüzde 1,4’ünü oluşturmaktadır. Ayrıca özel eğitim öğretmenleri çoğunlukla yeterli ‘engelli hakları farkındalığı’ ve ‘hak temelli bir yaklaşım’ algısından uzaktırlar.

‘OKULLAR ENGELLİLER İÇİN ERİŞİLEBİLİR DEĞİL’

Okulların sadece yüzde 2,4’ü ‘özel eğitim kurumu’ olup, dersliklerde ise bu oran yüzde 1,4 düzeyindedir. Okulların büyük çoğunluğunun servisleri, sıraları, merdivenleri, lavaboları, sınıfları, tahtaları, asansörleri, kantinleri, bahçeleri, spor alanları ve tüm fiziki yapıları engelliler için erişilebilir olmaktan uzaktır.

Olması gerekenleri, her dönem olduğu gibi bu eğitim öğrenim yılının başında da bir kez daha yetkililerden acilen talep ediyoruz:

  1. Başta engelli öğrenciler olmak üzere tüm öğrencilere tüm eğitim hizmetleri devlet tarafından parasız verilmelidir.
  2. Pandemi sürecinin neden olduğu engelli öğrencilerin akranlarına göre daha fazla geride kaldığı gerçeği göz önünde bulundurularak sorunu çözecek önlemler alınmalıdır.
  3. Tüm engellilerin eğitimi için nitelikli, anadilinde, erişilebilir, yaşadıkları çevre ile bütünleştirici eğitim imkanları sağlanmalıdır. 
  4. Engellilerin eğitim hizmetine erişimi için bütçe, kadro ve müfredat gelişimi sağlanmalıdır. Merkezi bütçeden engelliler en az nüfusa oranları seviyesinde bütçe ayrılmalıdır.
  5. Eğitim alanlarının “Evrensel Tasarım İlkesi” esas alınarak “makul bir düzenlemeden” geçirilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
  6. Eğitim materyalleri her engel grubunun gereksinimleri gözetilerek erişilebilir özelliklerde hazırlanmalıdır.
  7. Braille alfabesi, işaret dili, beden dili ve alternatif iletişim biçimleri geliştirilerek engellilerin eğitimleri kolaylaştırılmalıdır.
  8. Alt yapısı tamamlanmış, tüm eğitim kesimlerince kabul görmüş bir Kapsayıcı eğitimi sistemi yaşama geçirilmelidir.
  9. Ailelerinden uzak, adeta tecrit durumundaki körler ve sağırlar okulları kapsayıcı eğitim sisteminin içine alınmalıdırlar.
  10. Engellilerin eğitiminin önündeki toplumsal önyargıların ortadan kaldırılması için ilgili her kesime yönelik bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır.
  11. Bireysel Eğitim programları yaygınlaştırılmalıdır.
  12. Kapsayıcı Eğitim uygulanan okul ve sınıf sayıları artırılmalı, bütün yerelliklerde yaygınlaştırılmalıdır.
  13. Otizm Spektrum durumu olan bireyler için devlet tarafından karşılanan ders saati ayda 40 saate çıkarılmalıdır.
  14. Engelli öğretmenlerin erişilebilir okul, sınıf, laboratuvar vb. ortamlarda ve branşlarında çalışmaları sağlanmalıdır. Engelli eğitimcilere yönelik mobbing uygulamalarına son verilmediler.
  15. Bu çalışmalara başta engelli dernekleri olmak üzere, üniversiteler, ilgili meslek odaları ve eğitimci sendikaları dahil edilmelidir.