Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, Edirne F Tipi Cezaevi'nde eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, "Demirtaş'ın herkese çok selamları var. Türkiye'de işçilere, emekçilere, sol, sosyalistlere... Selahattin Başkanın morali gayet iyi, sağlığı yerinde. Bunu özellikle belirtmemi istedi. Yaptığımız görüşmede hem Türkiye'deki ekonomik siyasal gelişmeler, süreç dahil birçok mesele konusunda sohbet etme, düşüncelerini, görüşlerini, önerilerini dinleme, bizim de kendi partimizin görüşlerini, düşüncelerini söyleme fırsatı oldu. Türkiye'nin demokratikleşmesi, Türkiye'de hak ve özgürlüklerin kazanılması, Türkiye'de ifade özgürlüğünün sağlanması, basın özgürlüğünün sağlanması, örgütlenme hakkının sağlanması, grev hakkının sağlanması da dahil olmak üzere bunların toplamı Türkiye'nin demokratikleşme sürecine girmesiyle mümkün olabilir. Bunun mücadelesini vermek, bunun çalışmasını sürdürmek hepimizin ortak görevleri arasında" ifadesini kullandı.

Aslan, şunları kaydetti:

"Gelinen noktada Türkiye'nin demokratikleşmesinin sağlanabilmesi, Türkiye'de demokratikleşmeyi tartışmamız, bunun önündeki engellerin kaldırılması açısından iktidarın atması gereken adımlar var. 9 yıldır cezaevinde bulunan Demirtaş, Kobani davası tutsakları, Anayasa Mahkemesi'nin kararları, AİHM'in kararları olmasına rağmen adeta içeride rehin tutuluyorlar. Bu açıdan biz toplamında Türkiye'nin demokratikleşme, hak ve özgürlüklerin genişletilmesini her zaman savunduk, savunmaya devam edeceğiz. Ama iktidarın şunu anlaması gerekir. Bu Anayasa Mahkemesi kararları, AİHM kararları, bağımsız bir yargı süreci olmadan bu süreçlerin işlemesinin önünde ciddi engeller ortaya çıkmaktadır. Demirtaş ve Kobani tutsakları Figen Yüksekdağ, onların cezaevlerinde kalmalarında bir gerekçe yok artık. Herhangi bir suç işlemediler, herhangi bir eylem yapmadılar. Bütün söyledikleri düşünce, siyasal ifadelerini açık biçimde söylemeleridir. İktidar tarafından bu düşüncelerinden dolayı cezaevinden tutuluyor. AİHM'in ifade ettiği şey şudur: Türkiye'de bir demokratik süreç olacaksa, cezaevlerinde rehin tutulan siyasilerin serbest bırakılması gerek. Bunun yolunun, yöntemlerinin, koşullarının oluşturulması gerekir. Evet, barış da istiyoruz, demokrasi de istiyoruz. İki halkın eşit koşullarda bir arada eşit yaşamasını da talep ediyoruz. Bugün cezaevlerinde bulunan binlerce siyasi tutuklunun salıverilmesi, onların demokratik siyasete katılmasını talep ediyoruz. Bunlar ön koşul değil, zaten yapılması gerekenler. Kürt hareketinin silah bırakma süreci, ortaya konan tartışmalar, tüm bunların önümüzdeki dönemde bütün toplum kesimlerinin, bütün siyasi yapıların, demokrasi güçlerinin, sendikalarının, meslek örgütlerinin, emek örgütlerinin bu çözüm sürecinde, bu barış sürecinde, bu süreçte mutlaka katacağı şeyler var. Ama bunun koşullarının oluşturulması, tek taraflı bir dayatmayla değil ortak bir zeminde, ortak bir mücadele etrafında, herkesin düşüncesini açıkça ifade edebileceği ve çözüme katkı sunabileceği koşulların yaratılması ve onun içinde başta Selahattin Demirtaş olmak üzere bütün siyasi tutsakların serbest bırakılarak bu sürece katılmasını sağlayacak bir adımın atılması gerekiyor."