MANİSA

Eğitim Sen Manisa Şube: Hani LGS ve LGS yerleştirme sonuçlarında ortaya atılan iddialar mesnetsiz ve iftira doluydu?

Eğitim Sen Manisa Şubesi, Manisa’da okul müdürünün oğlunun doğal afet maddesini kullanarak haksız yere Anadolu lisesine yerleştirildiği olayla ilgili şeffaf bir soruşturma talep etti.

Abone Ol

Eğitim Sen Manisa Şubesi, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) yerleştirme sürecinde usulsüzlük iddialarına ilişkin basın açıklaması yaptı. Sendika, Manisa'nın Yunusemre ilçesinde Muradiye Cumhuriyet Ortaokulu Müdürü ve Eğitim Bir Sen ilçe başkanı S.B.'nin oğlunu yeterli puan alamamasına rağmen "Doğal Afet Sebebiyle Yerleştirme" maddesini kullanarak Fatih Anadolu Lisesi'ne yerleştirmesine tepki gösterdi ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in sözlerini hatırlattı.

“HANİ LGS’DE VE LGS YERLEŞTİRME SONUÇLARINDA ORTAYA ATILAN ŞAİBE İDDİALARI ‘MESNETSİZ VE İFTİRA DOLUYDU?”

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Bu yıl da bir milyona yakın öğrencinin geleceğini etkileyen LGS sonuçlarının açıklanmasının ardından kamuoyunda sınavın güvenliğine ilişkin ciddi soru işaretleri ortaya çıkmıştı. Bazı öğrencilere aynı soruların önceden ulaştığı, belli okullarda tam puanların olağandışı biçimde yoğunlaştığı, soru kitapçıklarının sosyal medyada dolaşıma girdiği yönündeki iddialar dikkat çekmişti. Buna rağmen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin kamuoyunu aydınlatmak yerine iddiaları “mesnetsiz ve iftira dolu” sözleriyle geçiştirmiş, şeffaf bir inceleme başlatmak yerine eleştirileri yargı tehdidiyle bastırmaya çalışmıştı.

Aradan altı ay geçti. Manisa’nın Yunusemre ilçesinde ortaya çıkan, kamuoyuna ve basına yansıyan skandal, eşitsizlik üreten ve şaibelerle dolu eğitimin sisteminin aynası gibi; Muradiye Cumhuriyet Ortaokulu Müdürü aynı zamanda Eğitim Bir Sen ilçe başkanı olan S.B.'nin kendi oğlunu, yeterli puan alamamasına rağmen Nakil ve Yerleştirme Komisyonu kararıyla “Doğal Afet Sebebiyle Yerleştirme” maddesini kullanarak merkezi sınavla öğrenci alan Fatih Anadolu Lisesi’ne yerleştirdiği ortaya çıktı. Oysa "Doğal Afet Sebebiyle Yerleştirme" maddesi sadece deprem, sel, yangın gibi olağanüstü durumlardan mağdur olan öğrenciler için uygulanabilir. Yapılan usulsüzlük açığa çıkınca öğrenci apar topar özel okula alındı. Olayın açığa çıkması ve şikâyet üzerine başlayan soruşturma sonrasında S.B. de Eğitim Bir Sen yöneticiliğinden istifa etti.

Burada ifşa olan şey şaibenin ötesinde yüz kızartıcı bir suçtur. Kamu görevlisi bulunduğu konumu ve yetkisini kötüye kullanmış ve bireysel yarar sağlamıştır. Burada yapılan usulsüzlükten ve haksızlıktan sınav komisyonunda bulunan ve onay merciinde yer alan diğer kamu görevlileri de sorumludur. Tüm kamuoyunun deprem bölgesinde yaşanan felaketten kaynaklı geliştirdiği hassasiyet kamu görevlileri tarafından istismar edilmiştir. Buradan yetkililere şu soruları sormak istiyoruz:

Bu konuda başlayan bir soruşturma olduğunu biliyoruz. Öyleyse yürütülen soruşturmanın şeffaf ve objektif olduğuna kamuoyunun kanaat getirebilmesi ve soruşturmanın selameti açısından bu usulsüzlükte parmağı ve imzası olan kamu görevlileri açığa alındı mı? Yoksa halen görevlerinin başında ve soruşturma sürecini etkileyecek bir konumda bulunmaya devam ediyorlar mı?

Sınav yerleştirme süreçlerinde başka öğrencilerde de haksızlık ve usulsüzlük yapıldı mı? Halk yaralarını sarmaya çalışırken birileri deprem felaketini kendi kişisel çıkarlarını gerçekleştirmek için bir fırsat gibi görmüş olabilir mi? Bugün yapılan ve yaşadığımız doğal afetin istismar edildiği bu usulsüzlük ve haksızlık en az üç yıl geriye dönük araştırılmalı.

Bu yaşananlar eğitimin bileşeni olan tüm taraflar için kötü bir örnektir. Velilerin işleyen sisteme ilişkin güvenleri zedelenmiş, öğrencilerin emek vererek bir yerlere gelme ve başarılı olma azmi örselenmiştir. Öğretmenlerin fedakârca sürdürdükleri çaba heba edilmekte, anlamsızlaştırılmaktadır. Bu kabul edilemez!

LGS sonuçları, yalnızca bireysel başarı ya da başarısızlıkların değil, topyekûn bir eğitim sisteminin adaletsizliklerini ve ideolojik yönelimlerini de gözler önüne sermektedir. Başarı öykülerinin arkasına saklanarak gerçek eşitsizlikleri görünmez kılmak, çocukların ve toplumun geleceğiyle oynamaktır.

Sadece bu olaya ilişkin yapılacak sembolik bir soruşturma yetersiz kalacaktır. 2025 LGS sonuç ve yerleştirme sürecine ilişkin şaibe iddialarını ortadan kaldıracak ve kamuoyu vicdanını rahatlatacak şeffaf bir soruşturma acil olarak başlatılmalıdır. Ayrıca LGS kaldırılmalı, yerine öğrencilerin çok yönlü gelişimini temel alan, yönlendirme ve rehberlik temelli bir yerleştirme sistemi oluşturulmalıdır.

Eğitim hakkı; sınavlara, ticari kurslara ya da özel okullara değil, kamusal sorumluluğa dayanmalıdır. Eğitim Sen olarak bu mücadeleyi yalnızca sendikal zeminde değil, aynı zamanda toplumsal ve hukuki platformlarda da sürdürmeye kararlıyız.