Kahramanmaraş'taki 2 büyük depremin ardından en çok tartışılan konuların başında hükümetin eğitim politikası ve refakatsiz çocuklar geldi. Milli Eğitim Bakanlığı deprem bölgesinde eğitime ara verildiğini açıkladı ardından öğrenci ve öğretmenlerin başka yerlere taşınması gerektiğini öne sürdü. Daha sonra ise eğitime verilen ara bir daha uzatıldı ve Türkiye geneli de eğitime ara verildi. Tepkiler üzerine Türkiye geneli eğitime verilen ara tekrar değerlendirildi. Bunlar yaşanırken Diyanet İşleri Başkanlığı deprem bölgesinde hızla çocuklar için Kuran kursları açmaya başladı. Tarikat ve cemaatler deprem bölgesindeki çocuklar için harekete geçti. Refakatsiz bazı çocukların tarikat ve cemaat evleri ile yurtlarına yerleştirildiğine dair iddialar ise kamuoyunda tepki ile karşılandı. 

Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, yaptıkları basın açıklaması ile deprem bölgesi için önerilerde bulundu. Kurul ayrıca dokuz8HABER'den Bekir Güneş'e yaşanan tartışmaları değerlendirdi. 

Kurul, Eğitim Sen olarak 'Deprem travması yaşayan çocuklara nasıl yaklaşılmalı' şeklinde bir kitapçık da hazırladıklarını söyledi. Kurul, "Deprem bölgesinde toplam 12 bin 550 okulda; 3 milyon 646 bin 59 öğrenci eğitim görmektedir. Bölgede görev yapan öğretmen sayısı ise 209 bin 719'dur. Milli Eğitim Bakanlığı'nın dün (19 Şubat 2023) yaptığı açıklamaya göre, 54 bin 882 öğrenci naklini diğer kentlere aldırmıştır. Toplam öğrenci sayısına göre nakil olan öğrenci sayısı düşüktür, öğrenciler ve aileleri depremin 14. gününde bulundukları kentten ayrılamamışlardır. Deprem felaketinin ardından yarıyılın başında zilin çalmasıyla okulun ilk gününde anlatılacak konu, ‘Deprem öldürmez bina öldürür' sözünün içerdiği anlam olmalıdır. Depremler doğa olaylarıdır. Depremin olduğu 10 ilde okul binalarının durumu hakkında MEB'in açıklamasına göre 20 bin 688 eğitim kurumu binasının 23'ü yıkılmıştır, 83 bina ise ağır hasarlıdır. MEB'in açıklamasında hasar almamış bina sayısına yer verilmemiştir. Rakamlar okul binalarında hasar düzeyinin orta-hafif hasarlı olduğunu gösterse bile öğrenciler ve eğitim emekçileri orta hasarlı ve az hasarlı binalara giremeyecekleri için 1 Mart'a dek hasar almamış okulların ve konteyner okulların hazırlanması gerekmektedir.” dedi.

YAŞANANLAR 'KADER' OLARAK AÇIKLANAMAZ

Kurul, sendikanın hazırlamış olduğu kent planlaması, eğitim yönetiminin nasıl yürütülmesi önerilerini ise şu şekilde paylaştı:

Depremin olduğu kentlerde 40 binden fazla insan yaşamını yitirmiş, yüz bini aşkın insanımız yaralanmıştır. Yüzlerce milyar liralık ekonomik kayıp, yüz binlerce insanın evsiz kalması ve başka illere göç etmesi karşısında siyasal iktidarın depremi ‘kader' olarak açıklaması kabul edilemez. Depremin sonuçlarının böyle açıklanması, suç ve ağır ihmalin üstünün örtülmeye çalışılmasından ibarettir. Depremin acı sonuçları karşısında, bilimsel ve laik eğitimin bir gereği olarak depremin bir doğa olayı olduğu ve ondan korunabileceğimiz, halka ve çocuklara iyi anlatılmalıdır. Afetler, depremler kader değildir, doğa olaylarıdır.


Deprem sonrası ağır yıkımın nedenleri, öncelikle kapitalizmin kâr hırsına dayalı konut üretimi anlayışında ve iktidardaki siyasal partilerin müteahhitlerle kurduğu çıkar ilişkisinde aranmalıdır. Bunların sonucunda depreme dayanıklı olmayan, standartlara uymayan binaların yapılması, yapanlara izin verilmesi, yapıların denetlenmemesi, geçtiğimiz yirmi yıl içinde çıkarılan 8 imar affı ile bu yapıların affedilmesi yaşanan felaketin büyüklüğünü arttırmıştır. Bu süreçlerde yerel yönetimlerin ve merkezi bürokrasi ve siyasetin de dâhil olduğu yolsuzluklar, liyakatsizlik, felaketi yönetememe hali ortaya çıkmıştır. Okullarda bu konuların anlatıldığı etkin ve eyleyen bir yurttaşlık eğitimi olmalıdır.

REFAKATSİZ ÇOCUKLAR KONUSUNDA CİDDİ KAYGILAR VAR

Deprem kentlerinde birinci derecede yakınlarını yitirmiş çocukların yerleştirilmeleri konusunda kamuoyunda ciddi kaygılar bulunmaktadır. Kimi tarikat ve cemaatlerin deprem bölgesindeki çocukları aldıklarına ilişkin iddialar bulunmaktadır. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ilde yıkıma neden olan depremlerden etkilenen refakatçisi olmayan bin 464, tedavisi devam eden 759 çocuğun olduğunu bildirmiştir. Bu çocukların sayısı az değildir. Demokratik kitle örgütlerinin katılımını ve denetimini içeren katılımcı mekanizmalar oluşturularak çocukların durumu izlenmeli ve bu konu hakkında kamuoyu sıklıkla bilgilendirilmelidir. Deprem bölgesinden diğer kentlere doğru yurttaşların, öğrencilerin, eğitim emekçilerinin göçü başlamıştır ve devam edecektir. Göç hareketi konusunda kamuoyu düzenli ve sürekli biçimde bilgilendirilmelidir. Öğrenci nakillerinde, depremzede öğrencilerin üstün yararı dikkate alınarak yerleştirmeler yapılmalıdır. Depremin yaşandığı kentlerden diğer kentlere nakil aldıran öğrencilerin mutlaka okula erişimi sağlanmalıdır. Bu çocukların psikososyal destek almaları için çalışmalar yürütülmeli, okul ortamları çocukları destekleyici, yaralarını onarıcı ve iyileştirici uğraşıları zenginleştiren demokratik bir iklime kavuşturulmalıdır.

TAYİN İSTEYEN ÖĞRETMENLER ADİL ŞEKİLDE GÖNDERİLMELİDİR

Deprem bölgesinde yıkımı ağır biçimde yaşamış eğitim emekçilerinin istekleri halinde diğer kentlere tayini için çalışmalar eşit, adil ve hakkaniyetli biçimde sürdürülmelidir. Deprem bölgesi dışındaki eğitim emekçilerinin deprem bölgesine tayini gönüllülük temelinde olmalı, süresi belli, geçici görevlendirmeler yapılmalıdır. Deprem bölgesinde oluşacak öğretmen açığı büyük ölçüde yeni öğretmen atamalarıyla karşılanmalıdır.”

iSTANBUL VALİLİĞİNİN AÇIKLAMASI ÇOK VAHİM

İstanbul Valiliğinin İstanbul'da hasarlı okullar olduğu yönündeki açıklamasını da "vahim" olarak değerlendiren Kurul, "Riskli okul varmış ve burada binlerce öğrenci eğitimini sürdürüyormuş. İnsan hayatı bu kadar ucuzmuş. Bunu değerlendirmeden edemeyeceğim. Çok büyük bir eksiklik var" diye konuştu.