Usta sanatçı Edip Akbayram, bir süredir tedavi gördüğü hastanede 75 yaşında hayatını kaybetti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, “Bir büyük ustayı daha kaybettik” dedi.
Geçirdiği zatürre hastalığı sonrasında götürüldüğü Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde iç kanama sonucu yoğun bakıma alınan ve uzun zamandır tedavi gören usta anatçı Edip Akbayram, çoklu organ yetmezliği nedeniyle 75 yaşında hayatını kaybetti.
EDİP AKBAYRAM KİMDİR?
Usta sanatçı Edip Akbayram 29 Aralık 1950'de Gaziantep'te doğdu. Henüz dokuz aylıkken çocuk felcine yakalandı. Çocukluğunu bu hastalığın pençesinde geçiren Edip Akbayram'ın müziğe tutkusu da çocukluk yıllarında başladı. Akbayram o yıllardaki tutkusunu "Haftalığımdan biriktirdiğim paralarla ünlü pop şarkıcılarının konserlerine gider, eve döndüğümde aynanın karşısında onların taklitlerini yapardım." sözleriyle anlatmıştır. Bununla da yetinmeyen Akbayram çocukluk yıllarında bir orkestra kurarak evlerinin yakınındaki bir düğün salonunda amatör olarak çalıştı.
MÜZİK TUTKUSU ÇOCUKLUK YILLARINDAN İTİBAREN AĞIR BASTI
Lisede arkadaşlarıyla bir orkestra kuran Akbayram bu grupta Pir Sultan'ın, Karacaoğlan'ın deyişleri üzerine yaptıkları besteleri çalıp söylediler. İlk plağı "Kendim Ettim Kendim Buldum" da lise yıllarında çıkarıldı. Bu plağını çıkardığı grubun adı Siyah Örümcekler'di. Plak "Siyah Örümcekler-Gaziantep Orkestrası" ve "Edip Akbayram ve Siyah Örümcekler" başlıkları altında iki farklı baskıyla çıktı.
AKBAYRAM'IN HAYATINDA ADANA'NIN YERİ
Edip Akbayram4ın Gaziantep'ten sonra ikinci adresi Adana oldu. Adana Akbayram'ın kurduğu orkestrayla ilk kez sahneye çıktığı kent olarak Akbayram'ın müzik kariyerinde özel bir önem taşır. Akbayram, Adana'da burada "Beyaz Saray" adlı bir gazinoda çalışmaya başladı.
1968 yılında liseyi bitirip İstanbul'a gitti. Liseyi bitirdiği zaman hep öğrenmeyi istediği mesleğin, doktorluğun eğitimini almak için üniversite sınavlarına girdi ve diş hekimliğini kazandı. Fakat müzik ağır bastı ve bu meslekten vazgeçerek kendini müziğe verdi.
İSTANBUL YILLARI
İstanbul'a yolu düşen Akbayram 1971'de Altın Mikrofon Yarışması'na katıldı. Âşık Veysel'in bir şiirinden yola çıkarak gerçekleştirdiği ilk bestesi olan "Kükredi Çimenler" ile yarışmada birinci oldu. Akbayram, 1974'te Dostlar Orkestrası'nı kurdu ve giderek Anadolu pop müziğinin önde gelen isimlerinden biri oldu. Daha sonra "Kara Kuzu", "Deniz Üstü Köpürür" ve "Garip" adlı 45'liklerle ödüller aldı ve ünü yurt çapında duyulan bir sanatçı oldu. "Aldırma Gönül" ve "Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz" adlı parçalarıyla satış rekorları kıran ve Altın Plak kazanan sanatçının çeşitli kuruluşlar tarafından verilen 250 kadar ödülü mevcuttur.
Askeri darbe sonrası 80'ler Edip Akbayram ve benzeri müzik yapanlar için zor yıllardı. TRT yasağı Edip Akbayram'ı da vurdu ve 1981-88 arasında bestelerinin devlet kanalında çalınması yasaklandı. Ama bu yılların ardından toplumsal ve siyasal muhalefetin yükselişine paralel toplumcu sanatçılar da yeniden milyonlara ulaşmaya başladı. 90'ların ortasından itibaren, özellikle Türküler Yanmaz albümüyle yeni bir çıkış yaptı ve politik çizgisinden sapmadan yürümeye devam ettiğini gösterdi. Akbayram bu albümü Sivas Katliamı'nda yaşamını yitirenlere ithaf etmiştir. Bu albümde Can Yücel'in, Oktay Rifat'ın, Ahmed Arif'in, Vedat Türkali'nin yapıtlarından bestelediği şarkılar vardı.
"KALICI BİR ŞEYLER YAPMAK İSTİYORDUM"
Edip Akbayram başlangıçtan itibaren ne yapmak istediğini şöyle açıklıyordu:
"Kalıcı bir şeyler yapmak istiyordum. Fikret Kızılok ve Cem Karaca'nın Anadolu ezgilerini pop çizgisinde söylemelerini örnek olarak aldım. Renk ve çizgide tamamen bir Edip Akbayram olarak geliştirdim. Toplumcu müzik yapmak istedim. Müziğimde geniş halk kitlelerinin yaşamı, sorunları olmalıydı. Ancak sivri, ucuz kahramanlıklardan da uzak durmaya çalıştım. İnançlarımdan, düşüncelerimden, politikamdan taviz vermeden, müzik tekniğinden yararlanarak, sorunlu, yoksul, geniş halk kitlelerine ulaşmak, daha çağdaş bir şeyler yapmak istiyordum."
1979 yılında Ayten Hanım ile evlenen sanatçının, bu evliliğinden Türkü ve Ozan adlarında bir kızı ve bir oğlu vardır.