SZC TV yayınına katılan Dilek Kaya İmamoğlu, eşi Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alındığı gün yaşananları ve cezaevindeki süreci değerlendirdi. 18 Mart'ta diplomanın usulsüzce iptal edilmesinin ardından 19 Mart sabahı evlerinin yüzlerce polis tarafından kuşatıldığını belirten İmamoğlu, süreci "algı operasyonu" olarak nitelendirdi.
"Pencereye Koştum, Evin Etrafı Yüzlerce Polisle Çevriliydi"
19 Mart sabahı saat 06.00 civarında güvenliğin telefonuyla uyandıklarını anlatan Dilek İmamoğlu, o anları şöyle tarif etti:
"Pencereye koştum, gördüğüm manzara inanılmazdı. Yüzlerce polis konutun etrafını çevrelemişti. İBB Başkanı ifadeye çağrılsa giderdi. Ama o günkü muamele, işin Silivri ile sonuçlanacağını gösteriyordu. Ekrem'i 'Kendimi milletime emanet ediyorum' diyerek uğurladık."
"Oğlunu Rehin Alan, Babası İçin İtirafçı Zorlayanlar Var"
İmamoğlu, sadece eşinin değil, şoförlerden bürokratlara kadar yaklaşık 100 kişinin tutuklu olduğunu ve ailelerin mağdur edildiğini söyledi.
"Aile Dayanışma Ağı" kurduklarını ve "Millete Emanet" kitabının gelirini bu ailelere aktardıklarını belirten İmamoğlu, kan donduran bir iddiada bulundu:
"Babası içeride olduğu için itirafçı olsun diye oğlu alınan aileler var. Aile yakını kontenjanından içeride tutulanlar var. Bu zulümde en çok rehin alınan aile bireylerine canım yanıyor."
"Taksim'e Mahkeme Kurulsun"
Dilek Kaya İmamoğlu, konuşmasının sonunda devlete ve yargıya açık bir çağrıda bulundu. Şeffaflık talep eden İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"TRT'den canlı yayınlansın istiyoruz. Hatta Taksim Meydanı’na mahkeme kurulsun, canlı yayınlansın, herkes izlesin. 86 milyonun Cumhurbaşkanı adayının her şeyini öğrenmeye hakkı var. Madem iddianamenize güveniyorsanız, her şey herkesin gözü önünde olsun."





