Mardin’in Derik ilçesinde 20 Ağustos’ta Cengiz Holding’e ait Eti Bakır Tesisleri’nden yük alarak çıkan iki TIR’ın karıştığı kazada 20 kişi hayatını kaybetti. Qoserî Caddesi üzerinde meydana gelen kazalarda ayrıca 40 kişi de yaralandı. Olaya dair başlatılan soruşturma kapsamında TIR şoförleri Umut G. ile Yunus Ş. tutuklanarak cezaevine konuldu. Derik Sulh Ceza Hakimliği tarafından kazaya dair yayın yasağı getirilirken, Mardin Barosu’nun yaptığı itiraza rağmen yayın yasağı kaldırılmadı. Olaydan sonra kayyım yönetimindeki Mardin Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME) kazanın yaşandığı yolun TIR ve ağır yük taşıyan araçların geçişine kısıtlanması talebine Derik Emniyeti ve Derik Kaymakamlığının cevap vermediği ortaya çıktı.
 
Derik İlçe Emniyet Amiri Hasan Ali Korkmaz merkeze çekilirken, savcılık olayda “ihmali” olan polisler hakkında da soruşturma izni istedi. Devam eden soruşturmada, TIR şoförleri Umut G. ve Yunus Ş. şüpheli, ilk kazanın ardından olay yerine giderek, aracını durdurduğu esnada, bir yayaya çarpan Jandarma personeli Bayram T. ise, şüpheli-müşteki sıfatıyla yer aldı. “Görevi ihmal” suçlamasıyla polisler hakkında yürütülecek olan soruşturmaya izin verilip verilmediği ise bilinmiyor. Soruşturma kapsamında bilirkişi raporu da hazırlandı.

Bilirkişi raporunda, Cengiz Holding’e ait Eti Bakır’ın olaydaki sorumluluğuna dair inceleme yapılmazken, raporda olay yeri ve yaşananlar ile TIR şoförleri ve Bayram T. hakkında tespitlere yer verildi. İlk kazanın şoför Umut G.’nin virajı alamaması sonucu meydana geldiği ve 4 kişinin hayatını kaybettiği belirtilen raporda, ilk kaza ile ikinci TIR’ın olay yerine gelmesi arasındaki süre farkının 33 dakika olduğu belirtildi.
 
‘FREN DEVRE DIŞI BIRAKILDI’
 
İlk kazaya dair tespitte, TIR’ın fren sisteminin kampanalı fren sistemi olduğu, kaza anındaki hızının 126 kilometre olduğu belirtilen raporda, “Somut olayda üzerinde 27 bin 60 kg yük bulunan 73 SN 384 plakalı çekicinin kaza mahallinin 6.1 kilometre gerisinde başlayan eğimli yola girmeden önce vites küçültmesi, küçülen vitesin motora yaptığı baskıyla çok az da frene basarak rampayı inmesi gerekirdi. Ancak sürücünün kullanım hatası yaptığı yüklü bir şekilde eğimli yolda kaza yerine yaklaşana kadar yüksek viteste ve yolun icap ve şartlarına uymayan bir hızda frene bas çek yaparak ilerlediği, kampanalı fren sisteminin aşırı ısınarak devre dışı kalmasına neden olduğu anlaşılmaktadır” denildi.
 
İkinci TIR’ın kaza anındaki hızının da 126 kilometre olduğu belirtilen raporda, her iki sürücünün de sürücü belgelerinin takografa takılı olmadığı tespiti yer aldı. İkinci TIR ile ilgili çarpıcı tespitlerin yer aldığı raporda fren sisteminin sonradan yapılan müdahale ile devre dışı bırakıldığı belirtilerek, şunlara yer verildi: “Kaza sonrası otoparka çekilen 34 NMB 53 plakalı çekici ve 28 K 5173 plakalı yarı römork incelendiğinde, aracın yarı römorkuna giden ve römorktaki fren sisteminin çalışmasını sağlayan hava hortumunun plastik kelepçeyle sıkılmak suretiyle devre dışı bırakıldığı yani 34 NMB 53 plakalı çekicinin kaza mahalline gelirken sadece çekici kısmının fren sisteminin çalıştığı yarı römorkun fren sisteminin çalışmadığı anlaşılmaktadır. Bu hortumun devre dışı bırakılması yarı römorkun freninin çalışmasını engellediği gibi imdat freninin de çalışmasını engellemektedir.”
 
Yine ikinci TIR sürücüsünün kullanım hatası yaptığı belirtilen raporda, “Yüklü bir şekilde eğimli yolda kaza yerine yaklaşana kadar yüksek viteste ve yolun icap ve şartlarına uymayan bir hızda frene bas çek yaparak ilerlediği, kampanalı fren sisteminin aşırı ısınarak devre dışı kalmasına neden olduğu anlaşılmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
 
YETERLİLİK BELGESİ YOK
 
Raporda ayrıca ilk kazaya karışan 73 SN 384 plakalı çekici sürücüsü Umut G.’nin ticari araç kullanmaya yarayan mesleki yeterlilik belgesinin (SRC) bulunmadığı, kanuna göre zorunlu olan psikoteknik değerlendirme belgesinin de bulunmadığı tespitine yer verildi.

Raporun sonuç kısmında ise, Umut G. ve Yunus Ş. ile ilgili olarak kazanın oluşu ile kural ihlali yapılması arasında illiyet bağı olduğu belirtildi. Hayatını kaybedenlerin kazanın oluşu ile ilgili herhangi bir illiyet bağları olmadığına yer verilen raporda, TIR’lar ve römorklarını gönderen taşeron firmaların yükümlülüklerini yerine getirmedikleri belirtilerek, sorumlu oldukları ifade edildi.

Cengiz Holding’e ait Eti Bakır firmasının “ihmalinin olmadığı” iddia edilerek, “Nitelikli şoför ile teknik şartlara uygun aracın sefere gönderilmesinden taşımacı sorumlu olduğundan ve mevzuatın bu sorumluluğu taşımacıya yüklediğinden yükü gönderenin kazanın oluşumuna etki eden herhangi bir kural ihlalinin ya da ihmalinin bulunmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır” denildi. Ayrıca kaza yerinde asfaltlama çalışması olmasından kaynaklı yapılan incelemede “Yolun bakım ve onarımından sorumlu kurum ve kuruluşların kazanın oluşumuna etki eden herhangi bir kural ihlallerinin ve ihmallerinin bulunmadığı” ifadeleri kullanıldı.
 
Raporda, ilk kazadan sonra gerekli önlemleri alması gereken polisler ile devlet kurumlarının “kusuru olmadığı” iddiasına yer verildi.

(Mezopotamya Ajansı)