Maraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremin etkilediği 10 ilde göçük altında kalan vatandaşları kurtarma çalışmaları devam ederken, yıkılan binlerce bina görünmeyen tehlikeleri de barındırıyor.

Kentsel dönüşüm ve bina yıkımlarında karşımıza çıkan asbest başta olmak üzere tehlikeli atık maddeler deprem bölgesindeki enkaz kaldırma aşamasında yaşanacak önemli sorunlardan biri olarak karşımızda duruyor. Evrensel'den Ramis Sağlam arama kurtarma faaliyetine katılan kurtarma ekipleri, enkaz kaldırma çalışmasını yapacak işçileri ve depremzede vatandaşların karşılaşabileceği tehlikeli atıkları Kimyager/Hazmat Expert İş Güvenliği Uzmanı Kenan Yıldız ve Asbest Söküm Uzmanı Selda Altıntop ile konuştu.

DEPREM SONRASI MEZOTELYOMA TEHLİKESİ
Yaşanan büyük deprem sırasında akıllara gelmeyen gerçeklerle yıllar sonra yüzleşildiğini depremin ikincil afete yol açabileceğini belirten Asbest Söküm Uzmanı Selda Altıntop, Dünya Ticaret Merkezinin yıkılması ve enkaz kaldırılması çalışmalarından 20 yıl sonra arama kurtarma ekiplerinde yüksek oranda asbeste bağlı hastalıklara ve mezotelyomaya yakalandıklarını hatırlattı.

Bölgede yıkılan bina sayısının çok fazla olduğuna vurgu yapan Altıntop, “Hasar alan ve sonrasında yıkılması zorunlu olan çok fazla bina mevcut. Bunu İzmir’de yaşanan depremden sonra enkaz kaldırma sürecinden biliyoruz. Enkaz kaldırma çalışmaları ve yıkımlar yıllarca sürecek. Şu anda arama kurtarma çalışmalarının çok hızlı bir şekilde yapıldığını görüyoruz. Binlerce arama kurtarma personeli, Türk Silahlı Kuvvetler personeli, sivil savunma ekipleri, farklı illerden yardıma koşanlar ve yine meslektaşlarım İş Güvenliği Uzmanları enkazların arasında neredeyse tüm gün çalışıyor. Enkazı delerek, kırarak içine girerek yapılan bu çalışmalarda toza maruz kalıyorlar” dedi.

MASKE KULLANIMININ ÖNEMİ
Eski binalarda kullanılan asbestin yıkım sırasında solunduğunda akciğerlerde biriktiğinin altını çizen Altıntop, sözlerini şöyle sürdürdü; “Uzun vadede kanser, solunum yolu ve akciğer hastalıklarına yol açıyor. İnşaat tozları ve diğer tehlikeli atıklarda aynı şekilde sonuçlara neden oluyor. Hayat kurtarmak için zamanla yarışan arama kurtarma çalışanlarının kendi hayatlarını da düşünmeleri gerekir. Yıllar sonra ortaya çıkabilecek durumlar ve ikincil afetler için önlem almalıyız. Hayat kurtarmak kutsaldır. Bu iyi insanlar kendi hayatlarını tehlikeye atıyorlar. Arama kurtarma ekipleri, medya mensupları ve enkaz yakınında bulunan herkes mutlaka maske kullanmalı.”

“ÖNCELİK KURTARMA”
Göçük altında kalan yurttaşların bir an önce kurtarılmasının önemli olduğunu söyleyen Kimyager/Hazmat Expert İş Güvenliği Uzmanı Kenan Yıldız, “Yapılacak işler öncelikle depremden etkilenen vatandaşlarımızın sağlık hizmetleri, kurtulan vatandaşlarımızın barınma, temiz su, yiyecek, giyecek gibi temel ihtiyaçlarının koordinasyonla karşılanması ve arama kurtarma çalışmasına katılan ekiplerin sağlıklarının korunmasıdır” dedi.

Arama kurtarma faaliyeti sırasında ortaya çıkacak olan tehlikeli atık maddelere dikkat çeken Yıldız, arama kurtarma ekiplerinin asbest, silis tozları, küf mantar gibi maddelerden korunmasının sağlanmasının büyük önem arz ettiğini söyledi.

Kısa vadeli ve uzun dönemde ortaya çıkması muhtemel sağlık sorunlarının önlenmesinin önemli olduğunu ifade eden Yıldız, “Arama kurtarma ekiplerinin sağlıkları çalışmaların sekteye uğramaması açısından büyük önem arz ediyor. Mevsim şartlarının kış olması, birçok afet bölgesinin yağış alması tozumanın minimum seviyede olması toz dan etkilenmenin sınırlı olduğunu düşündürmektedir. Yalnız arama kurtarma faaliyetleri bittikten sonra enkaz kaldırma aşamasına geçilecektir. Bu durumda tozuma gerek arama kurtarma ekiplerine gerek kamu personellerine gerek iş makinası operatörlerine gerekse bölge halkına oluşan tozların ulaşması muhtemeldir” diye konuştu.

“TOZUMA ALANINDA ÖNLEM ALINMALI”
Tozumanın azaltılması için sulama veya pulverize sistemlerin kullanılmasının önemini vurgulayan Yıldız, “Çalışan personellere ve tozuma alanındaki çalışanlara FFP3 maske tedariki çok önemlidir. Bu tip maskelere ulaşılamaması durumunda personellerin cerrahi maske, atkı, fular gibi materyallerle tozumadan minimum etkilenmesi için gerekli uyarılar yapılmalıdır. İlerleyen günlerde sadece tozuma değil biyolojik partiküllerinde bölgede yaşayan halkımıza ve çalışanlara etki edebileceği gerçeği göz ardı edilmemelidir” dedi.