Denge ve Denetleme Ağı’ndan bugün yapılan yazılı açıklamada, 10 ilde büyük yıkıma ve çok sayıda can kaybına neden olan Kahramanmaraşlı merkezli depremler nedeniyle yetkililere çok sayıda soru yöneltildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Devletin biz vatandaşlara karşı sorumluluklarının farkında olmak, bu sorumluluklara ilişkin talepte bulunmak ve hesap sormak, bizleri ‘muhtaç’ olan değil, haklarının farkında olan ve bu haklara ilişkin gerektiğinde hesap soran onurlu vatandaşlar yapar. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli iki depremde on binlerce vatandaş yaşamını yitirmiş ve çok sayıda vatandaş da yaralanmıştır. Türkiye’nin deprem kuşağında olduğu bilinen bir gerçektir ve bilim insanları, depremlerin zamanına ilişkin net veriler sunamasalar da Türkiye’de hangi bölgelerde hangi şiddette deprem olabileceğini kamuoyuyla ve karar vericilerle sıklıkla paylaşmışlardır. Depremlerde yaşanan can kayıplarının insan kontrolü dışındaki ‘kader’ sonucu yaşandığını söylemek, doğru olmayacaktır.

Devletin temel işlevi, vatandaşların can ve mal güvenliğini etkin şekilde sağlamaktır. Depremlerde can kayıplarını önleyici tedbirlerin etkin şekilde alınmamış olması, vatandaşların en temel haklarından olan yaşam hakkının devlet tarafından korunamadığına işaret etmektedir.

Yaşanan bu depremler ne ilktir ne de son olacaktır. 289 sivil toplum örgütünden oluşan Denge ve Denetleme Ağı olarak, ‘vatandaşlık onuru’ için, yaşadığımız yıkıcı afete ilişkin yetkililere aşağıdaki soruları yöneltiyoruz. Bu sorular, karar vericiler ve devlet kurumları tarafından alınmamış önlemleri ortaya koyarken atılması elzem adımlara da işaret etmektedir.”

“BİLİM İNSANLARININ BÖLGEDE DEPREM RİSKİNİN ARTTIĞI YÖNÜNDEKİ UYARILARI NEDEN DİKKATE ALINMAMIŞTIR”

Açıklamada yetkililerden yanıtı istenen bazı sorular şöyle:

“Bilim insanlarının özellikle 2020 yılında yaşanan Elazığ depremi sonrası bölgede bir deprem riskinin arttığı yönündeki uyarıları neden dikkate alınmamıştır? Bölgede olabilecek depremlere müdahale için neden ön hazırlık yapılmamıştır? AFAD’ın personel sayısının yetersizliği kendi raporlarına yansımasına rağmen neden gerekli önlemler alınarak kurum liyakatli personel ile kuvvetlendirilmemiştir? İçişleri Bakanlığı, kendisine bağlı çalışan AFAD’ı, bilim insanları tarafından yapılan uyarıları dikkate alarak neden depremin yaşandığı bölgede daha etkin kılamamıştır?

Depremde önemli görevler üstlenmesi gereken bir diğer kurum ise Kızılay'dır. Kızılay, yapılan deprem uyarılarına rağmen yeterli miktarda çadır neden üret(e)memiştir? Kızılay gibi köklü bir kurumun yönetici kadrosu, siyasi ilişkisi olmayan liyakatli kadrolardan oluşmakta mıdır? 10 ili etkileyen depremlerde, deprem yönetmeliğinin uygulamada olduğu yıllardaki, hatta 1-2 yaşındaki binalar dahi neden çökmüştür?

İlgili kanunların (7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınması Gereken Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun ve 5442 sayılı İller İdaresi Kanunu) verdiği yetkiler düşünüldüğünde, ilan edilen OHAL’in gerekçesi nedir? OHAL neden 3 ay süreyle ilan edilmiştir? Deprem sonrası yaşanan koordinasyonsuzluk nedeniyle daha da hayati hale gelen sosyal medya kısıtlanarak neden işlemez hale getirilmiştir? Bu kararın gerekçesi nedir? 

Depremde yakınlarını kaybetmiş çocuklara yönelik ne gibi önlemler alınmaktadır? Deprem sonrası alınan, üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi kararının gerekçesi nedir? Alternatif yöntemler düşünülmüş müdür? Bu karar alınırken konunun tüm paydaşlarıyla etkin istişarede bulunulmuş mudur? Uzaktan eğitim için teknolojik altyapısı olmayan okullar, imkanları olmayan dezavantajlı öğrenciler nasıl desteklenecektir?”