Fırat, "Barış ve Demokratikleşme" sürecinin başarılı olması için öncelikle eşitlik ve adalet hukukunun sağlanması gerektiğini vurguladı:
"Eğer siyasetin eli adaletin terazisine değse, o terazi bozulur. O kantar doğruyu göstermez, mazlumun ahı yükselir... Eğer barış istiyorsak, hukuk istiyorsak, demokrasi istiyorsak, o zaman siyaset elini adaletten çekmelidir."
"Yurt Dışındaki Alevi Canlar Akrabanız Değil mi?"
Fırat, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yurt dışındaki Türklere ve akraba topluluklara yönelik çalışmalar yaptığını hatırlatarak, Alevi, Kürt ve Süryani gibi inanç ve etnik kimliklere karşı gösterilen ayrımcılığı gündeme getirdi:
-
Ayrımcılık: "Yurt dışı Türkler ve akraba toplulukları başkanlığının çalışmalarına bakalım... Peki dünyanın dört bir yanında yaşayan Alevi canlar ne olacak? Milyonlarca Alevi ne olacak? Kürtler ne olacak? Yurt dışındaki Kürtler, Aleviler akrabanız değil mi?"
-
İnanç Merkezleri: Alevi köylerindeki kutsal mekanların çevresine maden ocakları açılmasına tepki gösterdi ve Alevilerin, inançlarının kutsal mekanları zarar gördüğünde bile yeterli tepkiyi görmemesini eleştirdi.
"Kantar Bozuldu, Selahattin Demirtaş Kararı Uygulanmıyor"
Fırat, adalet mekanizmasının siyaset tarafından bozulduğunu somut örneklerle gösterdi:
"Adalet kantardır Sayın Bakan. Kantar ise tartıdır, ölçüdür, hakkaniyettir... Siyasetin eli adaletin terazisine değdiği için yıllardır kantar bozuluyor, bozulmaya devam ediyor."
Fırat, Selahattin Demirtaş hakkında AİHM ve Anayasa Mahkemesi tarafından verilmiş kesinleşmiş kararların siyasetin eliyle uygulanmadığını belirterek, bu çelişkinin nasıl açıklanacağını sordu.
Fırat, konuşmasının sonunda, Cumhuriyetin ikinci yüzyılını hukuk, eşitlik ve özgürlükle yeniden inşa etme çağrısı yaptı.