TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı. Komisyonda bugün, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin geneli görüşülecek. Komisyonda geçen hafta sunum yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, milletvekillerinin sorularını yanıtlayacak.
DEM Parti Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan, 2026 merkezi bütçesine ilişkin, "Genel olarak baktığımızda buradan iyilik çıkacak gibi görünmüyor" ifadelerini kullandı. Milyonların gözü kulağının bu bütçede olduğunu kaydeden Doğan, "Kadınlar, gençler, işçiler, emekliler, yoksulluk hatta açlık sınırının altında yaşayanlar sözü ve talebi diğer bütçelerde de olduğu gibi bu bütçeye de ne yazık ki yansımamış" dedi. Doğan, 71 sayfalık bütçe sunumunda 'yoksulluk' kelimesinin geçmediğine dikkat çekerek, demokrasi ve hukuk kelimelerinin de sunumda yer almadığını dile getirdi. Doğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye halkları yıllardır hazırlanan bütçelerin kimlerin sesini duyduğunu, kimlerin sırtını sıvazladığını ve kimlerin kasasını nasıl doldurduğunu aslında gayet iyi biliyor. Bu bütçenin geliri nereden geliyor? Kimlerden, nasıl sağlanıyor sorusu burada günlerce tartışılacak. Holdinglerden sağlanmıyor, patronlardan sağlanmıyor. Holdinglere ve patronlara vergi muafiyetleri var. Trilyonları aşan istisnalar sunuyor ve onların vergi yükü de açlık sınırının altında hayata tutunmaya çalışan insanlara yükleniyor. Bu bütçenin geliri yine işçiden, yine emekliden, yine esnaftan sağlanıyor. Kısacası 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu teklifi yine 'çok kazanandan az, hatta hiç az kazanan da çok' diyerek adaletsizliği sürdürüyor.
Bütçede istihdam yaratma gayreti yok. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın istihdamı yaratma çabası yok. İşsizliğe, derin yoksulluğa bir çözüm yok, yatırım teşviki yok. Ekoloji yıkım ve talana karşı önlem yok. Bölgesel eşitsizliğe çare yok. Gelecek vaadi yok. Umut yok. Hukuk yok. Demokrasi yok. Adalet yok. Barış yok. Böyle bir zamanda, Cumhuriyet’in 102. yılında, bu kadar tarihsel bir kavşakta bu bütçede niye yoklar daha fazla?
"Bütçeler demokratik bir geleceğin aynı zamanda güvenceleridir"
Bütçe teklifleri çokça söylenir; iktidarların tercihlerini gösterir. Siyasal tutumlarıdır, belgelerdir. Bu açıdan da önemlidir. Ne yazık ki, biz bu bütçeden baktığımızda iktidarın siyasi tercihlerinin değişimine dair en ufak bir emare olmadığını görüyoruz. Yine güvenlikçi bir anlayış, savunmaya öncelik veren bir yaklaşım ve eskide ısrar var. Barışa değil, adeta savaşa hazırlanan bir bütçe tasarımıyla karşı karşıyayız. Silah harcamaları artırılmış, savunma ve güvenliğe ayrılan pay yine büyütülmüş.
Yaşam kaynaklarımızdan eksiltiyor, ekmeğimizi küçültüyor, eğitim, sağlık, ulaştırma, tüm bu haklarımızdan haksız pay alıyor. Bütçe hakkı için mücadele ediyoruz. Ama eskide ısrardan vazgeçilmiyor. Bu apaçık bir siyasal tercih ve bunu yaparak yalnızca barış mücadelesi verenlere değil, 86 milyona haksızlıkta da ısrar ediliyor. Bütçeler demokratik bir geleceğin aynı zamanda güvenceleridir. Türkiye'nin on yıllardır çatışmalarla heba edilen enerjisi ve potansiyeli için de bir fırsat sunuyor. Dolayısıyla yeni yüzyıl, eşit yurttaşlık nasıl olacak, nasıl sağlanacak meselesine ve başlıklarına dair de herhangi bir öngörüde bulunmuyor."
MHP'li Kalaycı'dan 'ilave refah payı' talebi
MHP Konya Milletvekili Mehmet Kalaycı, Türkiye'nin siyasi istikrar içerisinde büyük atılımları ve yapısal reformlarını gerçekleştirdiği bir dönemde olduğunu vurgulayarak, "Bu dönemde fiyat istikrarını sağlamaya dönük politikalarla birlikte başta üretim, tasarruf, vergi, harcama, gelir dağılımı, tarım, çalışma hayatı ve sosyal güvenlik alanı ile dijital ekonomiye ve iklim değişikliğine uyum gibi temel alanlarda yapısal reformlar mutlaka hayata geçirilmelidir" diye konuştu.
Emekliler, çalışanlar, küçük esnaf ve çiftçiler olmak üzere dar ve sabit gelirli vatandaşların alım gücünü ve refahını artıracak düzenlemeler yapılması gerektiğine dikkat çeken Kalaycı, "Memur ve memur emeklilerimizin aylıklarına 8. Dönem Toplu Sözleşmesi uyarınca 2026 yılı için ilk 6 ay yüzde 11, ikinci 6 ay yüzde 7, 2027 yılı için ilk 6 ay yüzde 5, ikinci 6 ay yüzde 4 artış yapılacaktır. Ayrıca enflasyon farkı maaşlara yansıtılacaktır" diyerek kamuda uygulanan personel ve ücret sisteminin karmaşık bir yapıya dönüştüğünü, statü ve ücret karmaşası yaşandığını belirtti. Kalaycı, şu ifadeleri kullandı:
"Kamuda istihdam karmaşasının giderilmesi, maaşlar arasında adaletin sağlanması, aylık düzeylerinin görev ve sorumluluk esasına dayalı olarak yeniden düzenlenmesi gerekli görülmektedir. 5510 sayılı Kanun'da SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarının ocak ve temmuz aylarında bir önceki 6 aylık TÜFE değişim oranı kadar artırılması hükmü bulunmaktadır. Buna göre SSK ve Bağ-Kur emekli aylıkları 2024 yılında yüzde 86,16, 2025 yılında ise yüzde 35 oranında artırılmıştır. En düşük emekli aylığı da 2024 yılında 16 bin 881 liraya yükseltilmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi, emeklilerin ve kamu çalışanlarının aylıklarına ocak ayında yapılacak artışla bütçe imkanları çerçevesinde ilave refah payı verilmesinin uygun olacağı görüşündedir. Ayrıca emekli aylıkları arasında oluşan eşitsizlikleri kademeli bir şekilde giderecek düzenlemelerin mutlaka yapılmasını gerekli görüyoruz."




