GÜNDEM

DEM Parti'den bütçe şerhi: Barış çağrıları yok sayıldı, kaynak silaha aktı

DEM Parti, TBMM'ye sunulan 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'ne 222 sayfalık muhalefet şerhi düştü. Partinin temel eleştirisi, bütçenin "çözüm ve barış çabalarının yoğunlaştığı siyasi iklime tezat" bir şekilde hazırlandığı yönünde oldu.

Abone Ol

Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmelerin ardından hazırlanan şerhte; bütçenin, Kürt sorununda çözüm arayışlarının sürdüğü bir dönemde, bu gelişmelere duyarsız kalındığı savunuldu. Metinde, "2026 bütçe tercihleri; daha önce sürekli gerekçe gösterilen olağanüstü koşullar devam ediyormuş, 1 Ekim 2024’ten bu yana gelişmeler yaşanmamış ve 27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı yapılmamış gibi hazırlanmıştır" ifadelerine yer verildi.

Asgari Ücret Enflasyona Ezdirildi

Ekonomik verilerin de geniş yer tuttuğu raporda, asgari ücretin "ortalama ücret" haline geldiğine dikkat çekildi. Türkiye'de çalışanların yüzde 55'inden fazlasının asgari ücret veya altında gelir elde ettiğinin belirtildiği şerhte şu değerlendirme yapıldı:

"Hükümetin tek taraflı kararıyla 2025 yılı asgari ücreti 22 bin 104 TL olarak belirlenmiş, önceki döneme göre yalnızca yüzde 30 artış yapılmıştır. Oysa yıllık resmi enflasyon yüzde 44,4 olarak açıklanmıştır. Asgari ücret daha başlangıçta enflasyonun 15 puan gerisinde kalmış, temmuz ayında ara zam yapılmayarak milyonlarca işçi eriyen bir gelire mahkum edilmiştir."

"23 Yılda 48 Bin İşçi Yaşamını Yitirdi"

Şerhte işçi sağlığı ve iş güvenliği verilerine de yer verildi. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine atıf yapılan raporda, sadece 2025'in ilk 10 ayında bin 737 işçinin, Ekim ayında ise en az 169 işçinin hayatını kaybettiği belirtildi. AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından 2025'e kadar iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçi sayısının 48 bini aştığı tahmin ediliyor.

Vergi Yükü Dar Gelirlinin Sırtında

DEM Parti, bütçenin gelir kalemlerini de "adaletsizlik" üzerinden eleştirdi. Vergi yükünün servet sahiplerine değil, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan dar gelirli yurttaşlara yüklendiği savunuldu.

Şerhte, "İktidar, bütçe finansmanını açlık sınırının altında yaşayan emekçilerden stopaj yoluyla topladığı vergilerle sağlamaktadır. Sermayeye tanınan vergi muafiyet ve istisnalarının 2026 bütçesindeki payı 3 trilyon 600 milyar lirayı bulmuştur. Bu rakam bütçenin yaklaşık yüzde 19'una tekabül etmektedir" denildi.

Bütçenin Aslan Payı: Savunma, Diyanet ve Saray

Harcama kalemlerine ilişkin eleştirilerde ise Cumhurbaşkanlığı, Diyanet ve savunma harcamaları öne çıktı.

Raporda şu çarpıcı karşılaştırmalar yer aldı:

  • Cumhurbaşkanlığı: 2026 yılı için 21 milyar 300 milyon TL ödenek ayrıldı. Bu, günlük 58,4 milyon TL harcama yetkisi anlamına geliyor. Bir günlük harcama limiti, 2 bin 640 asgari ücretlinin maaşına denk.

  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Ödenek yüzde 34 artışla 174 milyar 400 milyon TL'ye yükseldi.

  • Savunma ve Güvenlik: Güvenlik harcaması yapan 7 kurumun toplam bütçesi ve Savunma Sanayii Destekleme Fonu dahil edildiğinde, askeri harcamaların toplamı 2 trilyon 155 milyar lirayı aşıyor. Bu rakam, merkezi yönetim bütçesinin yüzde 11,4'ünü oluşturuyor.

"Çatışmanın Bedeli 4 Trilyon Dolar"

Muhalefet şerhinde "Çözümsüzlüğün ekonomik maliyeti" başlığı altında, Kürt sorununun çözülememesinin yarattığı bilanço da irdelendi. Uluslararası raporlara ve geçmiş dönem devlet yetkililerinin açıklamalarına atıf yapılarak, 40 yıllık çatışma sürecinin Türkiye'ye maliyetinin 4 trilyon doları bulduğu iddia edildi.

Metinde, "Kürt sorununun çözümü artık bir tercih değil, tarihsel bir zorunluluktur. Çözüm zor aygıtlarında değil, demokratik müzakere masasındadır" çağrısı yapıldı.