Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin Genel Merkezi'nde düzenlenen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından gündemdeki gelişmelere ilişkin basın toplantısı gerçekleştirdi. Asgari ücret zammından yargı paketlerine, Leyla Zana’ya yönelik sözlü saldırılardan bölgesel gelişmelere kadar pek çok başlıkta açıklamalarda bulunan Doğan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın "kırmızı çizgiler" ifadesine yanıt vererek siyasi partileri barış hukuku zemininde buluşmaya davet etti.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından 28 bin 75 lira olarak açıklanan yeni asgari ücretin kabul edilemez olduğunu belirten Doğan, DEM Parti olarak bu rakamın en az 46 bin lira olması gerektiğini savunduklarını hatırlattı. Emeğin değersizleştirilmesine karşı mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini kaydeden Doğan, belirlenen ücretin geçim şartlarını karşılamaktan uzak olduğunu vurguladı. Siyasi gündemdeki sürece ilişkin değerlendirmelerde bulunan Doğan, MYK toplantısında "ikinci aşama" olarak adlandırılan yasal düzenleme sürecinin ele alındığını bildirdi. Siyasi zeminin ancak hukukla desteklenmesi halinde kalıcı olabileceğini ifade eden Doğan, sürecin toplumsal beklentinin gerisinde bir hızla da olsa ilerlediğini dile getirdi.
SİYASİ ZEMİN HUKUKLA DESTEKLENMELİDİR
TBMM bünyesinde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na siyasi partilerin sunduğu raporlara değinen Doğan, Kürt sorununa yönelik gerçekçi teşhislerin konulmasının çözüm için hayati olduğunu belirtti. Bazı partilerin raporlarında "Kürt sorunu" ifadesini kullanmaktan kaçınmasını eleştiren Doğan, sorunun doğru tanımlanmasının çözüm yöntemlerini de kolaylaştıracağını söyledi. Komisyonun ortak bir yasal düzenleme teklifi çıkarması gerektiğini vurgulayan Doğan, siyasi partilerin masaya "olmazlarla" değil, "olurlarla" gelmesi gerektiğini ifade etti. Meclis'in bir barış mesaisi başlatması gerektiğini savunan Doğan, toplumsal konsensüsün bu yolla inşa edilebileceğini kaydetti.
Yargı paketlerine ilişkin eleştirilerini de sıralayan Doğan, 11. Yargı Paketi'nin mevcut sorunlara çözüm üretmek yerine yeni eşitsizlikler yarattığını savundu. COVID-19 düzenlemesinin bir hukuk krizine dönüştüğünü belirten Doğan, siyasi tutukluların bu düzenlemelerin dışında bırakılmasının adalet duygusunu incittiğini söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının uygulanmamasını eleştiren Doğan; Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Kobani davası tutuklularının hukuki bir gerekçe olmaksızın cezaevinde tutulduğunu ifade etti. Yeni yıla bu isimlerin özgürlüğüne kavuşmuş bir şekilde girmeyi temenni ettiklerini belirten Doğan, anayasal hakların savunulması için mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.
Futbol tribünlerinde siyasetçi Leyla Zana’ya yönelik gerçekleştirilen sözlü saldırıları "ırkçılık ve cinsiyetçilik" olarak tanımlayan Doğan, bu tür saldırıların tesadüf olmadığını dile getirdi. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından verilen cezaların caydırıcı olmaktan uzak olduğunu ve adeta bu tür eylemleri teşvik ettiğini savunan Doğan, tüm kesimleri ırkçılığa karşı ortak ses çıkarmaya çağırdı. Demokratik Kurumlar Platformu tarafından 4 Ocak'ta Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda "Umut ve Özgürlük" mitingi düzenleneceğini duyuran Doğan, bu etkinliğin barış ve demokratik toplum arayışının bir parçası olduğunu belirtti.
Suriye’deki gelişmeleri ve 10 Mart Mutabakatı tartışmalarını da yakından izlediklerini aktaran Doğan, demokratik bir Suriye’nin Orta Doğu ve Türkiye’deki demokrasiye katkı sağlayacağını ifade etti. Tehdit dili yerine diyalog ve müzakere yönteminin esas alınması gerektiğini savunan Doğan, sorunların ancak bu yolla fırsata dönüştürülebileceğini kaydetti. MHP'li Feti Yıldız'ın açıklamalarına atıfta bulunarak, kırmızı çizgiler yerine asgari müştereklerde ortak bir dil yaratılması gerektiğini belirten Doğan, silah bırakan ve kendini fesheden bir yapı karşısında siyasetin çözüm üretme sorumluluğu olduğunu hatırlattı. Türkiye'nin geleceği için 86 milyonun ortak noktalarda buluşabileceği bir barış hukukunun inşa edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.