Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Kürt sorununun çözümü için hukuki ve siyasi zemin oluşturmayı amaçlayarak farklı toplumsal kesimlerle görüşmelerini sürdürüyor.

Komisyon üyesi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Erzurum Milletvekili, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Meral Danış Beştaş, komisyonun misyonunu ve Kürt sorununun çözümündeki rolünü Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.

Beştaş, yaptığı açıklamada, komisyonun farklı toplumsal kesimlerin görüşlerini dinleyerek, çözüm süreçlerini kolaylaştırıcı bir işlev gördüğünü belirtti.

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı ile tarihsel dönüşümün yolunun açıldığını ifade ederek, "Barış adımları atılmış ve süreç ete kemiğe bürünmüştür. Dolayısıyla Sayın Öcalan hem sürecin mimarı hem de birincil muhatabıdır. Taraflardan birinin cezaevinde bulunuyor olması, sürecin doğasına aykırıdır. Cezaevinde oldukça sınırlı görüşme ve enformasyon imkânları bulunan bir kişi ile elinde sınırsız güçler barındıran devlet erkinin, iktidarın eşit koşullarda olduğunu söylemek mümkün müdür? Bu nedenle Abdullah Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması temel bir gerekliliktir" ifadelerini kullandı.

'KOMİSYONA DÜŞEN SORUMLULUK ÖCALAN'I DİNLEMEKTİR'

Abdullah Öcalan'ın dinlemenin komisyona düşen bir sorumluluk olduğunu ifade eden Meral Danış Beştaş, "Meclis'te temsil edilen siyasi partilerden müteşekkil 51 kişilik komisyon, halkların iradesinin bir yansıması olarak, barış ve demokratik toplumun inşası sürecinde birincil muhatabı dinleyerek yol haritasını belirleyebilir, çalışmalarının içeriğini oluşturabilir ve sürece dair beklentileri karşılayabilir" diye konuştu.

Komisyonun Abdullah Öcalan'ı dinleyeceğine dair beklentisini dile getiren Meral Danış Beştaş, "Önümüzdeki haftalarda komisyonun İmralı'ya gitmesi ve dinleme meselesinin yaşanacağını düşünüyorum. Bu sürecin doğası gereğidir. PKK'nin feshi, silahların bırakılması ve barış sürecinin evreleri onun açıklamalarıyla şekillenmiştir. Devletin de görüştüğü kişi Sayın Öcalan'dır. Bugün çatışmalı sürecin mağdurları, hukukçular, akademisyenler dinleniyorsa sürecin muhatabının da dinlenmesi gerekir. Bunun sürece katkısı tartışmasızdır. Çünkü sürecin tarafı da muhatabı da Öcalan'dır" şeklinde konuştu.

Abdullah Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı ile tarihsel dönüşümün yolunun açıldığını savunan Beştaş, "Barış adımları atılmış ve süreç ete kemiğe bürünmüştür. Dolayısıyla Sayın Öcalan hem sürecin mimarı hem de birincil muhatabıdır. Taraflardan birinin cezaevinde bulunuyor olması, sürecin doğasına aykırıdır. Cezaevinde oldukça sınırlı görüşme ve enformasyon imkânları bulunan bir kişi ile elinde sınırsız güçler barındıran devlet erkinin, iktidarın eşit koşullarda olduğunu söylemek mümkün müdür? Bu nedenle Abdullah Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması temel bir gerekliliktir" ifadelerini kullandı.