Haber: Sabri Kırdar

Açıklamada konuşan Dev Sağlık İş İş Yeri Temsilcisi Neslihan Geniş “Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü ülkemiz için demokrasiye, bizler için yurttaşlığa doğru atılmış ilerici ve devrimci bir adım olan Cumhuriyet’in yüzüncü yılına girdiğimiz bugünlerde karşılıyoruz. Daha cumhuriyet kurulmadan yükselen kadın mücadelesi cumhuriyet ile yeni ve demokratik bir mücadele alanı kazandı.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girdiğimiz bu dönemde mücadelelerle kazanılmış haklarımıza saldırılar en üst perdeden sürüyor. Kadına yönelik şiddet her geçen gün artıyor. Ataerkil sistemin güç ve iktidar ilişkileri her gün yeniden üretiliyor. İktidarın gerici söylemleri ve icraatları toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, ayrımcılığı ve kadına yönelik şiddeti artırıyor” dedi.

Bugün, cumhuriyetin yüzüncü yılında, 6284 sayılı Yasa’yı “reform” tartışmaları, Medeni Kanun değişikliği tartışmaları, nafaka hakkı tartışmaları ile kadınların elde ettiği kazanımlara el uzatılıyor diyen Neslihan Geniş konuşmasının devamında şunları ifade etti;  Cinsiyet temelli işbölümü adı altında ev işleri, yaşlı ve çocuk bakımı biz kadınların omuzuna yükleniyor. Biz kadınlar bakım yükleri yanında sermaye tarafından da güvencesiz ve esnek çalışma biçimlerine maruz bırakılıyoruz. AKP hükümetlerinin kadınları kamusal alandan özel alana çeken politikaları, biz kadınları toplumdan uzaklaştırıyor. Sermaye, devlet ve erkek egemen sistem üçgeninde kadın “aile değerleriyle” kutsallaştırırken, toplumsal cinsiyet eşitsizliği derinleşiyor. Bu sebeple kadınların sendikalara, sendikaların biz kadınlara ihtiyacı her geçen gün artıyor. Biz kadınlar, bu düzeni değiştirmek ve güvenceli gelecek inşa etmek için örgütleniyoruz.

Toplumun yarısını oluşturan biz kadınların karar mekanizmalarından ve toplumdan dışlandığı bir cumhuriyet, cumhuriyet olmaz. Bizler cumhuriyetin ve demokratik, sosyal ve laik bir cumhuriyetin inşasının biz kadınlar için yaşamsal öneme sahip olduğunun bilincindeyiz.

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılını, emeğin ve kadınların yüzyılı olarak inşa etmek için örgütleniyor, taleplerimizi bir kez daha dile getiriyoruz:

  • İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
  • 25 Haziran 2021’de yürürlüğe giren ILO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanmalıdır.
  • Toplumsal cinsiyet temelli suçlarda, kadın cinayetlerinde cinsiyetçi iyi hal, tahrik indirimi gibi uygulamalardan vazgeçilmelidir.
  • Medeni Yasa değişikliği ve nafaka hakkının gaspına yönelik tartışmalara son verilmelidir.
  • Kadınların işgücüne katılımının önündeki en büyük engellerden olan ve kadınlara özgü görülen ev içi sorumluluklar için kamusal politikaların hayata geçirilmesi şarttır. Özellikle kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak herkesin ücretsiz yararlanabileceği bir hak olarak tanımlanmalıdır.
  • Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, güvenceli ve insan onuruna yaraşır işler yaratılmalıdır.
  • İktidarın politikalarında kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalıdır.
  • Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyetin hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.

Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Kadın Dayanışması!
Yaşasın Kadınların Örgütlü Mücadelesi!
Yaşasın DİSK!