HABER: FATOŞ ERDOĞAN

28 yıldır kayıpların akıbetini öğrenmek için mücadele eden Cumartesi Anneleri yine hakim karşısına çıktı.

Cumartesi Anneleri, BM Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü’nde “Kayıplarımız nerede?” diye sorduğu için yargılanıyor. Cumartesi Anneleri'ne açılan davanın ilk duruşması Küçükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde bugün görüldü. Duruşma 26 Mayıs 2023 tarihine ertelendi.

Cumartesi Anneleri/İnsanları BM Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü’nde “Kayıplarımız nerede?” diye sorduğu için hakim karşısına çıkartıldı. O gün gözaltına alınan Maside Ocak, Hüseyin Ocak, Ali Ocak, Besna Tosun, Hanım Tosun, Hasan Karakoç, Hanife Yıldız, Gülseren Yoleri, Hüseyin Aygül, Ferit Barut, Aynur Ergül, Derya Deniz, Hüsnü Alkan ve Türkan Acar yargılanıyor.

“BİR SUÇ İŞLEMEDİK AMA BİZE KARŞI SUÇ İŞLENDİ”

“O gün orada bir suç işlenmiştir, evet, ama bu suçu orada bizim anayasal hakkımızı engelleyen emniyet görevlileri işledi. Burada yargılanması gereken onlar. Bu yüzden ben bugün savunma yapmıyorum, beyanda bulunuyorum” diyerek ifadesine başlayan İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, beyanında şunları söyledi:

“Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’nda sürdürdüğü mücadele Galatasaray Meydanı’nı bir hafıza mekanına dönüştürmüştür. Anayasa Mahkemesi’nin kararının altını çizmek istiyorum: Yasak kararı orada da bugünkü davada da gerekçeden yoksundur. Biz eylemlerimizi gizli gerçekleştirmiyoruz, basına ve kamuoyuna duyuruyoruz. Biz 30 Ağustos BM Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü’nde Kimsesizler Mezarlığı’na gittik çünkü, Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’un kimlikleri bilinmesine rağmen bulunduğu yerdir. Aramızda sağlık sorunu olanlar vardı, eylemimizi gerçekleştirmemeye karar verdik, ancak buna rağmen polis dağılmamıza izin vermedi. 11 saat gözaltında tutulduk, ters kelepçelendik, temel ihtiyaçlarımız karşılanmadı, bir suç işlemedik ama bize karşı suç işlendi.”

“ELİMİZDEKİ ÇİÇEKLERE BİLE SUÇ UNSURU MUAMELESİ YAPTILAR”

Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın abisi Ali Ocak, “Ben 21 Mart 1995’te gözaltında kaybedilen, 58 gün sonra sözü geçen mezarlıkta bulunan Hasan Ocak’ın abisiyim. 30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü’nde Kimsesizler Mezarlığı’na çiçek bırakmak için gitmiştik. Neredeyse elimizdeki çiçeklere bile suç unsuru muamelesi yaptılar” dedi.

“BİZ SUÇ İŞLEMEDİK”

Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın abisi Hüseyin Ocak “Abim Ali Ocak’ın beyanına katılıyorum. Türkiye’de gözaltında kayıplar Hasan Ocak’la başlamadı, Salih Bozışık’la, Sabahattin Ali’yle başladı. Size uzun gelebilir ama, bizim 28 yıllık sürecimizden anekdotlar anlatıyorum sadece. Bu sayede o gün neden Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’na gittiğimizi de anlatmış olacağım. Orası birçok kayıplarımızın gömülü olduğu yer, bizim için bir hafıza mekanı. Biz suç işlemedik. Bizi gözaltına alanların yargılanması gerekiyor, buradan suç duyurusunda bulunuyorum” dedi.

“BİR KARANFİL GÖTÜRMÜŞTÜK”

Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak, GülserenYoleri ve diğer yargılanların beyanlarına katıldığını belirterek şunları söyledi:

"Hasan Ocak’ın kardeşiyim. Biz BM’in ilan ettiği 30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü’nde kimsesizlerin mezarına birer çiçek, birer karanfil götürmüştük. O gün sadece bizim haklarımız ihlal edilmedi, Birleşmiş Milletler’in belgesi de ihlal edildi.

“BABAMIN DOSYASI TOZLU RAFLARDA YILLARDIR BEKLİYOR”

Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un kızı Besna Tosun, babamın akıbetini sormak için defalarca geldiğim adliyede ben yargılanıyorum diyerek şunları söyledi:

"1995’te gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızıyım, kaybedilişinin tanığıyım. Ben babamın kaybolmasına ilişkin tanık olarak dinlenmeyi beklerken sanık oldum.

28 yıldır babamın başına ne geldiğinin araştırılmasını, öldüyse usulüne uygun bir şekilde bize verilmesini, kaybedenlerin yargılanmasını Cumartesi Anneleri’yle birlikte talep ediyorum. Bugüne kadar birçok kez bir insanlık suçunun tanığı olarak bu adliyeye başvurmama rağmen devlet beni dinlemedi, dosya Küçükçekmece Adliyesi’nin tozlu raflarında bekliyor. Bugün ise barışçıl bir açıklama yapmak istediğimiz için burada ben yargılanıyorum.”

“BURADA SANIK OLARAK BULUNMAKTAN BU ÜLKE ADINA UTANIYORUM”

Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun, "Ben bugün burada bu salonda karşınızda sanık olarak bulunmaktan bu ülke adına utanıyorum" diyerek sözlerine başladı. Tosun beyanında şunları söyledi:

"Ben bugün burada karşınızda sanık olarak bulunmaktan bu ülke adına utanç duyuyorum. 1995 yılında üç sivil polis eşim Fehmi Tosun’u gelip evimizin önünden aldı. Aracın plakasını bildirmemize rağmen hiçbir sonuç alamadık. Kimsesizler Mezarlığı’nın kapısında o kadar polisi görünce acaba 30 Ağustos Zafer Bayramı için mi gelmişler diye düşündüm. Meğer bizim için gelmişler. Gözaltına alındık. Suçlu değilim, beni gözaltına alanların benim şu anda olduğum yerde olması gerekir. Defalarca gözaltına alındım, ne kimseye hakaret ettim, ne de bir iftira attım. Bir kez daha söylüyorum, kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz.”

“HERKESİN VİCDANINA BIRAKIYORUM AMA KİMSEDE VİCDAN KALMAMIŞ”

Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız beyanında şunları söyledi: "Murat Yıldız’ın annesiyim. 19 yaşındaki oğlumu 1995 yılında ikinci ayın 23’ünde kendi ellerimle İzmir Asayiş Müdürlüğü’ne teslim ettim. Oğlumun polislerin elinden kaçtığını iddia ettiler. 5 yıl da davasını sürdüm. Oğlumu kendi ellerimle götürdüğüm adaleti istiyorum. Herkesin vicdanına bırakıyorum ama kimsede vicdan da kalmamış. Ben yaşamıyorum, sırf oğlumun adalet hakkı için yaşamaya çalışıyorum.”

“BİR DAHA BÖYLE ACILAR YAŞANMASIN DİYE MÜCADELE EDİYORUZ”

Cumartesi Anneleri/ İnsanları’nın 28 yıldır zorla kaybedilenler için adalet talep ettiğini, bir daha kimse böyle acılar yaşanmasın diye mücadele ettiğini söyleyerek sözlerine başlayan gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, mücadelelerine devam edeceklerini ve suç işlemediklerini ifade etti.

Avukatlar, esasa ilişkin savunmalarını esasa ilişkin mütalaa sonrası yapmak için süre talep etti. Ayrıca bir sonraki celsede görüntülerinin izlenmesini talep etti.

Duruşma 26 Mayıs 2023 tarihine ertelendi.