Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için her cumartesi bir araya gelen Cumartesi Anneleri, 1064. haftada da eylemlerine devam etti. İstanbul-Beyoğlu'ndaki Galatasaray Meydanı'na karanfil bırakan grup, 20 Ağustos 1994'te Diyarbakır'da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Mehmet Salim Acar için adalet talep etti.

Acar'ın Kaybı ve ailenin mücadelesi

31 yaşındaki çiftçi Mehmet Salim Acar, 20 Ağustos 1994 tarihinde Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde tarlasında çalışırken, kendilerini polis olarak tanıtan silahlı kişilerce zorla bir araca bindirilerek kaçırıldı. Ailesi, Acar'ın kaçırıldığı aracın Bismil Jandarma Taburu'na girdiğine dair bilgiye ulaştı. Bunun üzerine Acar'ın ailesi, yerel ve ulusal makamlara başvurarak can güvenliğinin sağlanmasını talep etti.

Acar'ın kaçırılmasından sorumlu tuttukları Bismil İlçe Komando Tabur Komutanı İzzet Cural ve bir jandarma görevlisi hakkında suç duyurusunda bulunan aile, Diyarbakır İl İdare Kurulu'nun "yeterli delil olmadığı" gerekçesiyle yargılama yapılmasına gerek görmemesi üzerine iç hukuk yollarında sonuç alamadı.

AİHM Türkiye'yi mahkum etti

İç hukuk yollarının tükenmesi üzerine dava, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşındı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, AİHM'ye sunduğu savunmada Acar'ın kaybolması nedeniyle "üzüntü duyduğunu" belirterek, etkili soruşturma yürütmediği için İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2, 5 ve 13. maddelerinin ihlal edildiğini kabul etti.

AİHM, 8 Nisan 2004 tarihli kararında, Mehmet Salim Acar'ın kaybolmasıyla ilgili yeterli ve etkili bir soruşturma yürütülmediği gerekçesiyle yaşam hakkının ihlal edildiğine oybirliğiyle hükmetti ve Türkiye'yi mahkûm etti. Cumartesi Anneleri, AİHM kararlarının bağlayıcı olduğunu hatırlatarak, devletin Acar'ın gözaltında kaybedilmesi olayını etkin bir şekilde soruşturmasını ve adaleti sağlamasını talep etti. Grup, aradan yıllar geçse de tüm kayıplar için adalet istemekten vazgeçmeyeceklerini vurguladı.