Haber: Atilla Yoğurtçu

Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen), 2024 yılı tarım raporunu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, çiftçilere verilen desteklerin yetersizliği, tarımda ithalat bağımlılığı, hayvancılıkta yaşanan gerileme ve iklim krizinin tarıma etkileri gibi kritik konular ele alındı. Çiftçi-Sen, mevcut tarım politikalarının küçük üreticileri koruyamadığını ve büyük şirketleri desteklediğini vurgulayarak, 2025’te üreticiler için daha zorlu bir dönemin kapıda olduğu uyarısında bulundu.

Çiftçi Desteklenmiyor, Borçlar Katlanıyor

Rapora göre, Türkiye’de tarımsal destekler giderek azalırken, çiftçilerin borçları hızla artıyor. 2006 Tarım Kanunu’na göre, devletin tarıma ayırması gereken destek, milli gelirin en az %1’i olması gerekirken, 2024 yılında bu oran %0,2’ye kadar düştü.

Bu yetersiz destekler nedeniyle çiftçilerin bankalara olan borçları bir yılda %42,3 oranında artarak 784 milyar TL’ye ulaştı. 2004-2024 yılları arasında verilen tarım destekleri 30 kat artarken, çiftçilerin borçları aynı dönemde 147 kat yükseldi.

Çiftçiler, bu süreçte bankalara ve tarım kredilerine bağımlı hale gelirken, özellikle mazot, gübre ve ilaç fiyatlarının hızla yükselmesi üretim maliyetlerini karşılamayı imkânsız hale getirdi. Rapora göre, 2025 itibariyle mazot ve gübre desteğinin tamamen kaldırılması planlanıyor. Bu durum, çiftçiler açısından daha büyük bir ekonomik çıkmaza işaret ediyor.

Tarımsal Üretim Azaldı, İthalat Patladı

Türkiye’de ekili-dikili tarım arazileri son 22 yılda 26 milyon dekar azalarak 239 milyon dekara geriledi. Artan nüfusa rağmen üretim alanlarının daralması, gıda güvenliği risklerini artırırken ithalata bağımlılığı da güçlendirdi.

2024 yılı verilerine göre, Türkiye’nin tarımsal ithalatı 23,2 milyar dolara ulaştı ve tarım dış ticaret açığı 1,7 milyar dolar oldu. Stratejik ürünlerde yurtiçi üretimin talebi karşılama oranı düşerken, özellikle soya üretimi ihtiyacın yalnızca %5’ini karşılayabiliyor.

Buğday ithalatı 2023 yılına kıyasla düşmesine rağmen, Türkiye 2024 yılında 5,2 milyon ton buğday ithal etti. Mısır, soya ve kırmızı et ithalatında ise rekor seviyelere ulaşıldı. Çiftçi-Sen, ithalata dayalı tarım politikalarının yerli üreticiyi bitirme noktasına getirdiğini belirtti.

Hayvancılıkta Büyük Gerileme: Et Krizi Kapıda mı?

Raporda, hayvancılık sektöründe yaşanan büyük gerilemeye de dikkat çekildi. Türkiye’de hayvan varlığı giderek azalırken, et fiyatları sürekli yükseldi.

* 2021’de 75,6 milyon baş olan hayvan varlığı, 2023’te 68,9 milyona düştü.

* Son 15 yılda 11,8 milyar dolarlık hayvan ve et ithalatı yapılmasına rağmen fiyatlar düşmedi.

* 2025’te 520 bin büyükbaş hayvan ithalatı planlanıyor.

Çiftçi-Sen, hayvancılığın artan yem fiyatları, ithalat politikaları ve küçük işletmelere verilen yetersiz destekler nedeniyle çöküşe sürüklendiğini belirtti.

İklim Krizi ve Pestisit Kullanımı Tarımı Tehdit Ediyor

2024 yılı tarım sektörü için sadece ekonomik değil, ekolojik olarak da zorlu geçti. Düşük yağışlar ve aşırı sıcaklıklar nedeniyle birçok bölgede kuraklık yaşandı. Özellikle üzüm ve incir üretimi, jeotermal santrallerin olumsuz etkileri nedeniyle zarar gördü.

Fındık üretiminde ise istilacı kahverengi kokarca böceği nedeniyle ciddi rekolte kayıpları yaşandı. Bu tür çevresel tehditler, Türkiye’nin tarımsal üretimini daha da riskli hale getiriyor.

Öte yandan, pestisit kullanımı son yıllarda hızla arttı. 2009’da 37,7 bin ton olan pestisit kullanımı, 2023’te 57,8 bin tona çıktı. Bu artış nedeniyle 2024 yılında ihraç edilen birçok yaş meyve-sebze ve kuru gıda, yüksek pestisit ve aflatoksin oranları nedeniyle iade edildi.

TMO Yetersiz Kaldı, Çiftçiler Zarar Etti

Çiftçi-Sen raporunda, devletin tarım piyasalarına müdahalesinin yetersiz olduğu ve üreticinin büyük şirketlerin insafına bırakıldığı vurgulandı.

* Buğday, arpa, çeltik, fındık, çay gibi ürünlerde alım fiyatları enflasyonun çok altında kaldı.

* Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), çiftçiden yeterince ürün almayarak uluslararası şirketlere alan açtı.

* Üreticiler, artan maliyetler karşısında zarar ederken, düşük fiyatlar nedeniyle protestolar düzenledi.

2025’te Çiftçiyi Ne Bekliyor?

Rapora göre, 2025 yılı çiftçiler için daha da zorlu geçecek. Özellikle devletin "planlı üretim" adı altında belirli ürünlere yönlendirme yaparak destek verecek olması, çiftçilerin serbest üretim yapma hakkını kısıtlayabileceği endişesini doğurdu.

Bunun yanı sıra, 2 yıl boyunca işlenmeyen tarım arazilerinin büyük şirketlere kiralanması planı da tartışmalara yol açtı. Çiftçi-Sen, bu düzenlemeye karşı dava açarken, çiftçileri haklarını savunmak için örgütlenmeye çağırdı.