Daktilo1984'ün Youtube programı Nabız'da Beril Eski ve İlkan Dalkuç Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel ile seçim güvenliğini konuştu. 

2021 TEMMUZ'DAN BERİ HAZIRLIKLARIMIZ SÜRÜYOR

Seçim günü sandıkları korumak ve oylara sahip çıkmak için 2021 Temmuz ayından beri çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Adıgüzel, 6’lı masa ile de bu konuda yakın bir iletişim halinde olduklarını ve tecrübe paylaşımının sürdüklerini söyledi. 

CHP olarak 2018 ve 2019’da gerçekleşen seçimlerin sandık sayılarını baz alarak en az bu sayı kadar sandık görevlisi, sorumlusu olması için çalışmalar yapıyoruz. Seçim güvenliğinin temelinde ilçe başkanlarımızın sandık görevlilerini doğru ataması yatıyor. Bunu yakından takip ediyoruz. Sandık başı görevlilerinin atanmasının ardından bu görevlilere tek tek ulaşılıp kontroller yapılıyor. Seçime kadar 3 defa gerçekleştirmeyi düşünüyoruz bu kontrolleri. Oy sayımları için mobil ve masaüstü çözümlerimiz var. En az üç farklı sistemde aynı sandık sonuçları takip edilip YSK’dan gelen verilerle karşılaştırılıp kontrol ediliyor. İtiraz süresini de en sonuna kadar kullanarak tüm aşamalarda aktif şekilde bu süreci yönetiyoruz.  

HER BİNAYA 7 GÖREVLİ

Adıgüzel Türkiye’de seçim yapılacağını tahmin ettikleri 57.571 seçim bölgesi olduğunu belirtti. 

Türkiye’de seçim yapılacağını tahmin ettiğimiz 57.571 seçim bölgesi var ve CHP’nin 248.531 kayıtlı görevlisi var sistemde asil ve yedek olarak. Bu insanlarla seçim gününe kadar iletişim halinde olmaya devam edeceğiz. Hukukçularımız İstanbul’da her okulda bir avukat olması için çalışıyor. Avukat sayısının yeterli olmayacağı illerde de ilçelerde her 3-4 okula bir avukat olacak şekilde çalışmalar yapılıyor. Okullardaki veri akışı süreçlerinin takip edilebilmesi için her okulda bir bilişim sorumlusu görevlendiriyoruz. Özetle her okulda şu ekibi kurmak için çalışmalarımız sürüyor; sandıkta bir görevli, bu görev için bir yedek görevli, kat sorumlusu, bilişim sorumlusu, hukukçu, avukat, ve bir de okul sorumlusu.

183 BİNE YAKIN YABANCI SEÇMEN VAR

Yabancı seçmen sayısının çok yüksek olmasının yarattığı endişenin farkında olduklarını belirten Adıgüzel yine de vatandaş olan birine seçmen olamazsın denilemeyeceğinin altını çizdi. Adıgüzel, “öncesinde daha doğru bir sistem kurulup Türkiye’de belli şartları sağlayan yabancı kişilere 5 yılın sonunda vatandaşlık verilseydi daha kontrollü bir sürecin içinde olabilirdik” yorumunda bulundu.

183 bin yabancı seçmen Türkiye’nin değişik bölgelerine yayılmış durumda, ama doğal olarak en yüksek sayı İstanbul’da. Elbette biz dağılımı tüm ülkede ilçe ilçe, mahalle mahalle görebiliyoruz çünkü bir kişinin seçmen olmasının ilk şartı bir adrese kayıtlı olması. Yani istersek Türkiye’deki yabancı seçmenlerin haritasını çıkarabiliriz ve bu konuyu yakından takip ediyoruz. Takip etmekteki amacımız da yarın bir sonraki seçmen listesinde bu sayı 1 milyon olursa o zaman Ümit Bey’in söylediği yerden konuyu tekrar değerlendirmek gerekir. Sayıda çok hızlı bir artış var, her ay binlerce yabancıya vatandaşlık veriliyor ama şu an takip edemediğimiz bir durum söz konusu değil. Hatta şöyle ilginç bir bilgi de paylaşabilirim bu 183 bin seçmenin 11 bini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ama yurtdışında yaşıyor; Almanya’da, Hollanda’da vesaire karşımıza çıkabiliyor.

PARMAK BOYASI BİR İHTİYAÇ

Bir kişinin birden fazla oy kullanmasını engellemeye yönelik parmak boyası önlemini 21. yüzyıla yakıştırmamak ile birlikte Adıgüzel, Türkiye’de iktidarda kalmak için her şeyi yapmaya hazır bir yapı olmasından dolayı caydırıcılığı olacaksa bu yöntemin de kullanılması gerektiğini kabul ediyor.  

Burada önemli olan sandık görevlilerinin işlerini doğru yapması ve seçmen listelerinin doğru oluşturulması. Biz özellikle 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri ile İstanbul seçimleri tekrarlanınca şundan çok korktuk: Türkiye’nin başka bölgelerinden acaba seçmen getirip İstanbul’da oy kullandırabilirler mi, yani İstanbul’daki seçmen listelerine bir müdahale olur mu? Bunun için CHP olarak alternatif bir çözüm geliştirdik. Mobil uygulamamızda tüm sandıkların seçmen listeleri var okuldaki bilişim sorumlularımızın masadaki liste ile bunların çapraz kontrollerini yapmaları mümkün oluyor. Biz o zaman İstanbul’da bu kontrolleri yaptırmış ve herhangi bir sorun yaşanmadığını görmüştük. Ama bu soru işareti Türkiye’deki bütün partilerin aklında var. Çünkü sisteme olan bir güvensizlik var. Haksız hukuksuz seçim iptal eden, mühürsüz oyları geçerli sayan bir yapı var karşımızda; iktidarda kalmak için her şeyi yapabilecek bir yapı var. Karşımızda Kabataş yalancısı bir iktidar var. Bu çerçevede de parmak boyası 21. yüzyıla yakışmasa da az da olsa bir caydırıcılık sağlıyorsa kullanmak gerekir. 

SANDIĞA GİTMEYEN SEÇMENİ TAKİP ETMEK ZOR

Türkiye’de %10 civarı oy kullanmayan seçmenin yerine başkalarına oy kullandırılabileceğine yönelik duyulan endişeyi değerlendiren Adıgüzel, bunu tespit etmenin çok zor olduğunun altını çizdi. 

Bu bilgi YSK’nın elinde de yok. Biliyorsunuz bizim imza attığımız kağıtlar var, onlar ilçe seçim kurullarında kalıyor. Eğer biri onları tasnif edip elektronik ortama geçirmezse de o çuvalların içinde kalan kağıtlar sadece onlar. Aslında ilçe seçim kurullarının bu tasnifi yapması ve bir merkeze bildirmesi gerekiyor ama YSK bu bilgiyi talep etmiyor. Bu oy kullanmayan seçmenlerin yerine oy kullandırılması meselelerini Adalet ve Kalkınma Partisi lokal olarak kendilerinin güçlü olduğu ilçe seçim kurullarında hayata geçirebilir ama şunu da söylemek gerek, bu seçim kimin sandığa gidip kimin gidemeyeceğini tahmin edemezler. Türkiye sandığa gitme motivasyonu çok yüksek bir ülke; dünyanın hiçbir yerinde %90 seçime katılım oranı yok ve çok kolay olmuyor o %10’luk kısmı takip etmek. Yine de Türkiye’de sağlıklı bir seçim olmasını istiyorsak hem sandığa gitmemiz hem de kullandığımız oyları sonrasında takip etmemiz gerekiyor. 

BİZE VERİLERE NEREDEN ULAŞTINIZ DİYENLER, DEVLETTEN BAVULLA VERİ ALIYOR

Adıgüzel seçim güvenliği ile ilgili çalışmaların YSK’dan sağlanan verilerin üzerine inşa edildiğini ve kişisel verilerin ihlalinin söz konusu olmadığını belirtti.

31 Mart seçimlerine itiraz ederken AKP YSK temsilcisi 3 valiz belge ile gitmişti YSK’nın kapısına. O valizlerde ne vardı, kişiye özel hassas sağlık verisi vardı. Bu Türkiye’de toplasanız 2 bakanlıkta vardır; bir siyasi partide olması imkansız. Bir sandık başkanının memur olmadığı bilgisi de sadece bakanlıklarda vardır. Bu bilgiler ne hikmetse bakanlıklar tarafından Adalet ve Kalkınma Partisi ile paylaşılmıştı. Yani tam bir parti devleti düzenine geçmiş bulunmaktayız. 

Yayının tamamını buradan izleyebilirsiniz: https://daktilo1984.com/videolar/onursal-adiguzel-nabizda-muhalefetin-secim-stratejisini-anlatiyor/