Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın CHP Kurultayı ile ilgili başlattığı şaibe soruşturmasına bir tepki de CHP Kastamonu Kurultay Delegelerinden geldi. CHP Kastamonu Kurultay delegeleri olan Kastamonu Belediye Başkanı Hasan Baltacı, CHP PM Üyesi Hikmet Erbilgin, CHP Kastamonu İl Başkanı Dilek İlke Karabacak ile Abdullah Burak Livan, Ahmet Türkmenoğlu, Eda Büyükdemirci ve Alican Yılmaz imzasıyla yayınlanan yazılı açıklamada şöyle denildi:

“Biz Cumhuriyet Halk Partisi Kastamonu Kurultay Delegeleriyiz.

Değişim Kurultayımız’da sokağın ve halkın sesine kulak verdik ve o gün halkımızın iradesini Değişim Kurultayımız’da sahiplendik. Değişim talebi iktidar talebidir diyerek bu öngörümüzü bölge illeri ile paylaştık ve kurultay sürecinden hemen önce Kastamonu ev sahipliğinde 9 İl Başkanımızla bir araya gelerek kamuoyuna değişim irademizi bildirdik. O gün halkımız sokakta değişimi konuşurken, örgütümüz yeniden inşa sürecinin bir zorunluluk olduğunu dile getirirken tereddüt etmemenin haklı onurunu yaşıyoruz.

Kuruluşun ve Kurtuluşun partisinin en üst organı olan kurultayımızın şaibeli olduğunu iddia ederek  Erdoğan ile aynı düzlemde buluşmanın tercümesini halkımıza bırakıyoruz.

Bir asırlık çınarımız, özünü, suyunu, mayasını Kuvay-ı Milliye’den, ulusal kurtuluş mücadelesinden almıştır. Bu sebepledir ki , biz Cumhuriyet Halk Partimiz için bir söz söylerken bu toprakların umuduna söyler, partimize bir söz söylendiğinde bu toprakların umuduna söylenmiş kabul ederiz. Cumhuriyetimiz’in istikbalini partimizin istikbali ile bir görür, partimize özeniriz.

Ancak bizler yalnız partimize özenmeyiz. 20. Asrın gördüğü en büyük devrimcinin Kurucu Genel Başkanlığını yaptığı partimizde, genel başkanlık koltuğuna tarih boyunca oturmuş genel başkanlarımıza da gözümüz gibi bakar, üzerine titreriz. Zira o koltuk, İstanbul Hükümeti tarafından boynuna idam fermanı vurulan bir devrimcinin cüretinin koltuğudur. O koltukta oturmuş olanların ve oturanların Anadolu İhtilali’nin ateşini yüreğinde ve zihninde taşıdığını biliriz. O koltukta oturanların halkın yazgısını yazacaklarını biliriz.

Partimiz, mevcut iktidarın hedefi haline gelerek örselenmeye çalışılırken, yalan örgütlenir, hakikat değersizleştirilirken, “yargı mensupları” eliyle kanunlara aykırı dava, soruşturma ve gözaltı kararları ülke gündeminde yandaş medya mensupları tarafından farklı şekilde lanse edilmeye çalışılırken, algı operasyonlarıyla partimizin itibarına zarar vermek için akla hayale gelmeyen yöntemlere başvurulurken; ez cümle  Türkiye’nin birinci partisi olan partimiz ve bunu nihayetinde halkımız bir kuşatma altına alınmaya çalışılırken, 13 yıl partimizin Genel Başkanlığı’nı yapanların sorumluluktan uzak  ve partinin evlatlarını itham eden açıklamalarını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

Bu “şaibeli kurultay” tartışmaları son zamanlarda belediyelerimize ve belediye başkanlarımıza karşı yöneltilen süreçten azade değildir. Topyekün bir saldırının parçasıdır.

Milletin özlediği değişimin henüz başında olan bizler, ülkemizi ayağa kaldırmakta kararlıyız.

O gün anahtar cümlelerimiz olan, değişim ve yeniden inşadan bir adım geri atmış değiliz.

Millet büyüktür.”