CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Milli Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu'nun İmralı'da Abdullah Öcalan'ı ziyaret gündemiyle ilgili olarak Emir, "Komisyon gündemine gelmemiş bir konu üzerine ne bir toplantı yaptık ne de bir görüş ifade ettik" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iddianamesinin tutarsız olduğunu belirten Emir, "İmamoğlu suç örgütünün en tepedeki kişilerinden birisi Fatih Keleş. Bu kişi o kara paraları toplamakla ve aklamakla suçladıkları en kritik kişilerden bir tanesi. Bu kişiyi 25 Mart'ta tutukluyorlar sonra 23 Ekim 2025'te Aqua Florya tesislerinde HTS kaydı vermişsin, bu HTS kaydında ne yapıyordun diye soruyorlar. O sırada tutuklu. İşte bu iddianame böyle bir iddianame. İşte savcılık bu kadar tel tel dökülen, anlatsak bitmeyecek bir iddianame yazmış" ifadelerini kullandı.
"1999'da kendiniz için ne dediyseniz Ekrem İmamoğlu için de bunu yapın"
Duruşmaların TRT'den canlı yayınlanması taleplerini hatırlatan Emir, şunları söyledi:
"Kim buna sessiz kalıyor, kim bunu duymazdan geliyor? Kim Ekrem İmamoğlu'nun sesini, diplomasını, sosyal medyasını yasaklıyor? Kim İmamoğlu sesini çıkartamasın, haklılığını dahi savunamasın, biz yargılamaları kapalı kapılar ardında yapalım diyor; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Peki Erdoğan Pınarhisar Cezaevi'ndeyken ne yapmış; 1999'da söyleşi vermiş. Diyor ki 'Ben varım ama canlı yayın olması şartıyla. Adalet Bakanlığı'na başvurup izin alsınlar cezaevinden katılmaya hazırım' diyor. 'Elim kolum bağlı burada, haklılığımı anlatamıyorum canlı yayına çıkartın' diyor. Peki o siyasetçi üzerinden 26 yıl geçtikten sonra aynen kendisi gibi İBB Başkanı olan siyasetçiyi boş iddianamelerle cezaevine attırıp, sesini kısıp, sosyal medyasını yasaklayıp bir de mahkemeler bari canlı yayınlayın talebine böylesine kulak tıkayabilir mi? Sizden tutarlı olmanızı bekliyoruz. 1999'da kendiniz için ne dediyseniz Ekrem İmamoğlu için de bunu yapın."
"İşte Meclis Başkanının bu çekingen hali buna bağlı"
Emir, Milli Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu'nun Abdullah Öcalan'ı İmralı'da ziyaret etme gündemiyle yapacağı toplantıya ilişkin şunları ifade etti:
"Bu sorunun asıl muhatabı yürütmenin başındaki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu soruyu şu ana kadar kimse kendisine soramamıştır. Bize günlerdir onlarca kez sorulan soru Sayın Cumhurbaşkanı'na sorulamamıştır. Meclis Başkanı bunu gündeme getirirken sahiplenmeden elinin ucuyla tutarak getirdi. Bugüne kadar resmen gündeme gelmemiş bir konuda bizim değerlendirme yapmamız ve bunu kamuoyuyla paylaşmamız uygun olmazdı. Ama Meclis Başkanı 'ben gündeme getiriyorum' demiyor. Bu tutukluk, bu çekingenlik niye? AKP grubunun bu konuda ne düşündüğünü, böyle bir talebi olup olmadığını bilmiyoruz. Atılacak her adıma o bakar, yangına su dökemezler ama burada işin içerisinde değil. Sayın Cumhurbaşkanı İmralı'ya gidiş konusunda sizin partinizin bir talebi var mı? Bu konuda her şeyin hakimi olan sizin milletvekillerinize talimatınız nedir? İşte Meclis Başkanı'nın bu çekingen hali buna bağlı."
Emir, "Komisyon gündemine gelmemiş bir konu üzerine ne bir toplantı yaptık ne de bir görüş ifade ettik. Biz bunu yarın komisyonumuz ve MYK üyelerimizle ayrıntılı olarak değerlendireceğiz. Dolayısıyla bizim açımızdan verilmiş bir karar yok ama bizim şu ısrarımız var; burada AKP'nin tavrının açık ve net bir şekilde ortaya çıkması gerekir. Bunun da sebebi işi yürütenler onlar, konuyu daha ayrıntılı biliyorlar, böyle bir ihtiyaç var mı varsa neden kaynaklanıyor gibi konularda Cumhurbaşkanı'nın bir tavır ortaya koyması gerekir. Bunun eksikliğine işaret ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"Bundan daha fazla ispat ne olacak?"
Emir, gazetecilierin dün gerçekleşen Dışişleri Bakanlığı bütçe görüşmelerinde Bakan Hakan Fidan'ın Türkiye'ye vize verilmesinin zorluklarına ilişkin yaptığı değerlendirmeye ilişkin şu açıklamayı yaptı:
"Hakan Fidan durumu tespit etmiş. Üzülmesi gereken, içinin sızlaması gereken bir gerekçeyi gayet doğal bir olgu gibi söylemiş. Avrupa ülkeleri vize vermiyor çünkü gençler dönmek istemiyor. Niye; sizin böylesine baskı altına aldığınız Türkiye, sizin gençleri olması gereken bir eğitime tabi tutmadığınız Türkiye, özgürlükleri kısıtladığınız Türkiye nedeniyle. Bu nedenle gençler geleceklerini başka ülkelerde arıyor ama bunun sorumlusu sizsiniz."
Emir, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Mücahid Taylan’ın, Türkiye’nin et ithalatı yaptığı Macaristan’da faaliyet gösteren bir şirkette ortak ve yönetici olduğu iddialarına ilişkin "Tarım Bakanı'na söyleyelim, daha nasıl bir ispat bekliyorsunuz? Kurum Başkanınız Macaristan'dan et satıcısı. 'Burada yasal sorun yok' diyorsunuz. Burada ahlaki sorun var. Başka bir adam bulamamış gibi o ticaretin içinde olan bir firmanın sahibini Türkiye'deki et fiyatını düzenlemekle ve et ithalatı yapmakla sorumlu kurumun başına koyuyorsunuz. Sonra da ispat istiyorsunuz. Bundan daha fazla ispat ne olacak" dedi.



